Ali Budak- EBSO ile İzmir Kültür ve Tarih Araştırmaları Derneği İşbirliği’nde gerçekleşen ve 200 civarında orijinal eserin yer aldığı ‘Gezdim İzmir’in Sokaklarını 1895-1910 Sergisi’ 3 Ocak 2018’e kadar açık kalacak. Modernleşme sürecinde apartman yaşantılarının birçok anıyı da götürdüğünü söyleyen Ercüment Tahtakıran, ‘Koleksiyon yolculuğunda en büyük mutluluğunun İngiltere’den aldığı  2017 Spring Stampex Milli Pul Sergisi’nde Large Verneil (Büyük Venye) ödülüyle 3 sene sonra yapılacak uluslararası koleksiyon yarışmasına da şimdiden hazırlandığını belirtti.


Bu değerleri İzmirliler de görmeli


‘İzmir’de doğdum, İzmir’de büyüdüm. İzmirliyim’ diyerek söyleşisine başlayan Koleksiyoner Ercüment Tahtakıran, ‘İzmir ile ilgili tüm tarih, detaylar, yaşanmışlıklar, insanı, doğası, havası benim ruhumu canlandıran unsurlar. Onlarsız hayat benim için yok gibi bir şey. Dolayısıyla evimde, işimde, duvarımda, rafımda hep İzmir ile ilgili objeler olmalı. Bana can veren, beni tarihte zaman yolculuğuna çıkaran objeler. Hele bir de bunlar fotoğraflar, mektuplar, zarflar, arkası yazılı kartpostallar, gezginlerin resmettiği gravürler olunca; haliyle topluyor, alıyor insan. İşte yavaş yavaş belki fark etmeden önce toplayıcı diyelim sonra koleksiyoner oluveriyorsunuz. Oluyorsunuz ama bu değerleri, başka İzmirliler de görmeli, bilmeli, yaşamalı diye düşünüyorum’ dedi.


‘Sergi, İzmir’in hikayelerini anlatıyor’


Sergilenen eserlerin çok heyecanlı olduklarını ve aslında yüzyıllar sonra ayrıldıkları şehirle buluştuklarını ifade eden Tahtakıran, şöyle devam etti: Eserler, sizlerle olmaktan çok mutlu. Aslında onları taramaya 25 yıl önce başladım ve hala bitmeyen bir heyecanla devam ediyorum. İzmir’in hikâyelerini onlar anlattı. Hepsinden ayrı ayrı hikâyeler dinledim. Şehrimin o dönemindeki Levantenlerini, Ermeni yurttaşlarımızı, Rum ve Türk ailelerinin dostluklarını, eğitimlerinden tutun da ticaretlerine kadar her şeylerini anlattılar. Böylece hem birbirimizi tanıdık hem de bütünleştik. Aramızda kalsın ama biz bu hayatımızdan çok mutluyduk. Ancak 2016’daki sergi dönemi başladı ve kendileri o dönemin özelliklerini ve güzelliklerini dünyaya anlatmaya başladı. Hatta hayran bıraktılar ki, Büyük Venye ödülü alarak sevinçle döndüler. En çok istekleri ise hemşerileriyle buluşmaktı ve bana anlattıklarını herekse anlatmak istiyorlardı. İşte başta bu imkânı sağlayan EBSO Başkanı Ender Yorgancılar’a ve çalışanlarına sonsuz şükranlarımı sunuyorum.

 

‘İzmir’in tarihini anlatan sergiden çok mutluyuz’


‘Kültür ve sanat, toplumun gelişmesi için en önemli göstergelerinden biridir’ diyerek sözlerine başlayan EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, ‘Ancak İzmir’in tarihini ve sokaklarını gösteren bu eserleri her bir taraftan toplayarak, sergiyi burada açmış olması büyük bir mutluluktur. Bizden önce açmış olduğu yerlerde de gerek ülke içinde gerekse ülke dışında almış olduğu ödüllerden dolayı büyük mutluluk ve keyif duyuyorum. Umarım bu örnekler çoğalır ve EBSO olarak sadece sanayicilerin sorunlarına eğilmekten ziyade ilimizle ilgili yapılacak kültür ve sanat çalışmalarına da elimizden gelen desteği vermeyi sürdürürüz. Bütün bu durumun yanı sıra özellikle sanatseverlere de katılımlarından dolayı çok teşekkür ediyorum’ diye konuştu.
Editör: Haber Merkezi