Lütfü Dağtaş-Ne zaman bu heykelin bulunduğu yere gelsem; Necmettin Halil Onan'ın (d. 1902- ö. 17 Ağustos 1968), Türk Ordusu'nun Çanakkale Savaşları'ndaki savunmasından hareketle kaleme aldığı, Gelibolu'da, Boğaz'dan gidiş gelişlerde görülecek biçimde yamaca iri puntolarla yazılı 'Dur Yolcu' adlı şiiri usuma gelir. 'Dur Yolcu'nun dizeleri şöyledir:

Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın,
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir!

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,
Gördüğün bu tümsek Anadolu'nda
İstiklal uğrunda, namus yolunda,
Can veren Mehmed'in yattığı yerdir

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed'in düşmanı boğduğu sele
Mübarek kanını kattığı yerdir

Düşün ki hasrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin,
Bir harbin sonunda bütün milletin,
Hürriyet zevkini tattığı yerdir!

    
Şimdi gelelim Kültürpark'taki atlar heykelinin yapılış öyküsüne. Bu öykü aynı zamanda hayvan cinsine karşı bir minnet ve saygının da ifadesidir, diyerek anlatmaya koyulalım:
    
*
    
İzmir, Birinci Dünya Savaşı'nın ardından, 15 Mayıs 1919 günü Yunan işgaline uğrar. Gazeteci Hasan Tahsin'in sıktığı ilk kurşunun ardından da, Türk Ordusu'nun gelmesiyle 9 Eylül 1922 günü kurtulur. Kurtuluş sırasında kaçanlar (Anı yazarları, yangını Ermenilerin çıkardığını aktarmaktadırlar) kenti ateşe verince Alsancak - Kahramanlar arası günlerce yanar, koskoca bir alan enkaz yığını haline gelir. İzleyen yakın zaman içersinde Cumhuriyet'in ilanı ile birlikte bir dönemin çok güzel kenti olan İzmir'de yeniden imar yapılanması süreci başlar.
    
İzmirlilerin unutamadıkları Belediye Başkanları Dr. Behçet Salih (Uz), açtığı bulvar ve alanların dışında yangın alanında yarattığı kültürpark ve fuar alanı ile bugünkü kent görünümünü meydana getirir.
    
Bundan yakın zaman öncesine değin Kültürpark Alanı içersinde bir bölüm Hayvanat Bahçesi olarak ayrılmıştı. Hayvanat Bahçesi'ne ayrıca bir kapıdan yine biletle girilmekteydi. Gişeyi geçer geçmez giriş biletinizi alan görevlinin hemen ardı sıra biraz dikkatle bakınca üç ayrı baştan oluşan tunçtan yapılma atlar heykeli ile karşılaşırdınız. Burasının hayvanat bahçesi olmasının sonucu üzerindeki ince yazıyı okumadan geçer ya da eğilir çeşmesinden akan suya avucunuzu uzatır içerdiniz. Oysa o heykel, Kültürpark'ın yapıldığı yangın yerindeki molozların taşınması sırasında çok çalışmaktan çatlayarak ölen atların anısına dikilmiştir. Yani aynen Necmettin Halil Onan'ın dizelerindeki gibi, Kültürpark'a yolu düşen herkes, bilmeden gelip bastığı Kültürpark toprağının gizli kahramanları atlarımızın canlarını verdikleri yer olduğunu bilmeliler ve buna saygıyla eğilerek kulak vermelidirler.
    
Yangın sonrası, 'En az kırk yılda ancak kaldırılabilir!' denilen enkaz, 23 ay gibi kısa bir sürede kaldırılmış, alan temizlenmiştir. Tonlarca enkazı gece gündüz taşıyan arabaların atlarından 28'i yorgunluk sonucu çatlayarak ölünce; Dr. Behçet Uz, anılarına bu anıtı yaptırmıştır. Ayrıca enkazın temizlenmesinde yüklenici Kürt Niyazi (Ersoy) ile itfaiye kumandanı Konyalı Uzun İbrahim (Günay), Dr. Behçet Uz'a yardımcı olmuşlardır.
    
Hayvan sevgisini bir vefa olarak simgeleyen Atlar Heykeli'ni yapan sanatçı İzmirli Heykeltraş Şadi Çalık'tır.
     
Dileğim ve ümidim odur ki değerli okur, Kültürpark'ın yapımında ter akıtan, can veren atların anısına dikilen bu heykel artık durduğu sıradan yerinden alınsın, yakışacak yerine konsun!
Editör: Haber Merkezi