Lütfü Dağtaş-Doktor Binbaşı Mehmet Abdullah Bey'in oğlu olan Ahmet Suad Yurdkoru, 1904 yılında İstanbul Beşiktaş'ta doğar. İlköğrenimini İstanbul ve Birinci Dünya Savaşı başlarında ailece göçettikleri Bursa'da yapar, orta ve lise öğrenimine İstanbul'da devam eder. Öğrencisi olduğu Dişçi Mektebi Âlisi'ni bitirmeden, 1922 yılında, İttihadi ve Terakki eski merkezi Umumisi üyelerinden dayısı Küçük Talat Muşkara'nın yanına İzmir'e gelir.
    
İzmir'de kısa süre gşakizade Muammer Bey'in Körfez Vapurları Şirketi'nde muhasebecilik yaptıktan sonra dayısı Talat Bey'in yeni kurduğu Bayraklı Alkol Fabrikası'nda muhasebecilik ve idare müdürlüğü görevlerini yürütür (1923-1934). Bu süre içersinde askerliğini yapan Yurdkoru, 1934 yılındaki Belediye seçimlerinde meclis üyeliğine seçilir, birkaç ay sonra da Başkan Dr. Behçet Salih (Uz) Beyin isteğiyle başkan yardımcılığına atanır.
    
Yurdkoru, 1934-1942 yılları arasındaki görevi sırasında belediye çalışmalarının halka duyurulmasında, bu çalışmaların yazılı rapor ve kitaplar halinde yaymlanmasında, 9 Eylül Panayırı'nın İzmir Enternasyonal Fuarı haline getirilmesinde Proje Sahibi, Fuar Komitesi Genel Sekreteridir. Özellikle Kültürpark'ın kurulması ve gelişmesinde, belediyenin turizm işlerine girmesinde, yangın yerlerinin imar işlerinde büyük hizmetler verir.
    
1968-1973 yıllarında da Belediye Meclis Üyeliği yapan Yurdkoru, Uz'un başkanlıktan ayrılarak 1942'de Denizli Milletvekili; hemen sonra da Ticaret Bakanı olması üzerine Başkan Yardımcılığından istifa ederek Ticaret Vekaleti Propaganda ve Neşriyat (Yayın) Müdürlüğünü kabul etmiş; 1943 seçimlerinde Afyonkarahisar Milletvekilliğine seçilmiştir. Milletvekililiği 1946 yılına değin sürmüş sonra serbest yaşama geri dönmüştür.
    
Gazetecilik alanında Yeni Asır Gazetesi'nde, 1925 yılında spor yazıları kaleme alan Yurdkoru, Anadolu ve Ege Ekspres başta olmak üzere pek çok gazetede değişik türde yazılar yayımlamıştır.
    
Spor yöneticiliği de yapan Yurdkoru ayrıca turizm alanında da etkin fahri çalışmalarda bulunmuştur.

Kültürpark'ın bitki örtüsü

Kültürpark'ın kuruluşu sırasındaki ağaçlandırma çalışmalarında SSCB'den araştırmacılar görev almışlardır. Kültürpark, günümüzde bir orman görünümündedir. Yaklaşık 6 bin adet ağaç ve boylu çalı bireyi vardır. Genelde Pinus (çam) türleri egemendir. Ana girişlerde Kalemli Vaşingtoniya (Washingtonia filifera), yan yollarda ise Çam (Pinus) ve Dut (Morus) kullanılmıştır. Ağaçlık alanların zemin yeşillendirmesinde duvar sarmaşığı (Hedera helix) kullanılmıştır. Kültürpark, var olan yapısıyla bir arboretum niteliği taşımaktadır. Çünkü, yerkürenin değişik coğrafyalarından getirilmiş bitki türlerine sahiptir. Kültürpark, Orta Avrupa Köknarı'ndan Himalaya Sedriri ne, Arizona Servisinden Norveç Ladini'ne varsıl bitki örtüsünü
içersinde barındırmaktadır.

Kültürpark'a ağaç dikenler

Halikarnas Balıkçısı: Bodrum'da kalebentliğe mahkum edilerek sürgün yaşantısına gönderilen Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı, cezasının bitiminde, 1947 yılında İzmir'e yerleşir, 13 Ekim 1973 Cumartesi günü saat 15.10'da ölünceye değin burada yaşantısını sürdürür. Gömütü Bodrum'dadır.
    
Ölümünün üzerinden yıllar geçtikten sonra; bir doğa aşığı olan ve Bodrum dışında Kültürpark'ta da pek çok ağaç diken Halikarnas Balıkçısı adına Kültürpark içersinde 1500 m2. lik bir alanda, anısına Halikarnas Balıkçısı Bitkiliği oluşturuldu, ortasına büstü dikildi. Bitkilikte, Kabaağaçlı'nın Türkiye'ye ilk kez getirerek romanlarına konu ettiği 45 çeşit bitki ile Bodrum'u sembolize eden ağaç ve zeytinler yer almaktadır.
Manevi oğlu Prof. Şadan Gökovalı; Balıkçı'nın, dikili ağaç yönüyle ortalaması hayli düşük İzmir'in başta gelen akciğeri konumundaki Kültürpark'a bitki ve ağaç dikiminde özellikle çeşitliliği gözönünde bulundurduğunu kendisine anlattığını aktarıyor, "ayrıca ağaç dikme seferberliği sırasında, biz buraya ürün veren ağaç dikersek, onlar kendi kendilerine bakar, düşüncesiyle meyve veren ağaçların dikimine özen gösterdiğini" anlattığını söylüyor.
   
Balıkçı'nın diktiği ağaçlar:
    
Sekoya (Dünyanın en uzun ağacı olarak nitelendirilen, ABD'de gövdesinden taşıt yolu geçen ağaç),
Mersin (Koku ve meyvesiyle öne çıkar),
Defne (Yaz kış yeşil olduğu için, Balık pişirmede özgün bir koku, dolaysıyla lezzet verdiği için, çay olarak içilebildiği ve sağlık açısından yararlı olduğu için dikmiştir)
Antep fıstığı, Çam fıstığı, erik, süs eriği, incir,
Kaktüs ağacı (Köpek Balığı Kuyruklu) (söküldü),
Palmiye,
Sabırlık,
Narteks,
Gül. 
    
Karşıyakalı Küçük Talat'ın diktiği ağaç: Manolya.
   
Dr. Behçet Uz'un, yakın dostu Suad Yurdkoru için vefatınını ertesi günü kaleme alıp, Yeni Asır Gazetesi'nin, 2 Nisan 1978 tarihli sayısında yayımladığı yazı:
   
Suad Yurdkoru'ya şükran borcu
   

Dün yurdun değerli bir evladını toprağa verdik. Bana ölüm haberi saat 9.30.da verilince içime düşen ateşle kavrulmuş ve şaşırmıştım. Öğleye kadar beraber idik, bugünkü siyasal durumu değerlendirip, sağlıkla ayrılmıştık.
    
Ben Suad'ın değerini Belediye Meclisinden, kendime yardımcı aldığım zaman yakınen tanıdım. Bu günkü nesil bu güzel şehrin geçirdiği acıklı, felaketli işgal günlerini ve onu takip eden sevinçli 9 Eylül Zafer günlerinin zevkini tattırmayan büyük yangını bilmezler. En mamur yerlerin bir kaç günde bir harabeye dönüşüvermesinin acısını duyamazlar. İşte böyle buhranlı günlerde ödev alanlar yanlarına alacakları yardımcılarının yardımlarına muhtaçtırlar.
    
Parasız, hiçbir şeyi kalmamış, iflas halinde bir belediyenin içini ve dışını derler toplarken o günkü belediye meclis üyelerine ve içinden seçtiğim Suad Yurdkoru'ya şükran borcumu onun ölümü acısı içinde ifadeyi bir vazife bildim. Suad Yurdkoru dürüst, çalışkan, düzenli, vazifesini canla başla, ferâgetle severek yapan bilgili bir arkadaş ve dosttu. Ticaret Vekâletimde basın ve propaganda müşavirliğimde de çok yararlı olmuş, Afyon mebusu
olunca, hem Afyon'a hem de bütün yurda yarayacak hizmetlere cesaretle atılmıştır. Memleket için çok yararlı saydığı turizm davasının sonuçlanması için bir mebus aramış, benim yardımımı istemiş idi. Halk Partisinin son senelerinde (1947- 48) komisyonlardan çıkardığımız bu tasarı kadük olmuştu. Suad, davasını bırakmadı, takip etti. Benim Sağlık Bakanlığımda, Adnan Menderes'in gripten yattığı bir günde onayını alarak Ziraat Bankası Genel Müdürü ve merhum Suad ile bu günkü Turizm Bankasını kurmuş idik. İlk çalışmalarda ve oluşunda pek çok emeği geçmiş, İzmir'in, turizmin ilk tatbik sahası olmasını başarmıştır.
    
Suad, her iyiliğin, her sosyal davanın gönüllü adamıydı. Hayırsever muhterem Hacı Ahmet Tatari ve arkadaşları ile Yüksek İslam Enstitüsünü kurarken tavsiyem ve tanıtmam üzerine Suad'ın, Kuruma Genel Sekreter yapılması ne batıda, ne de doğuda eşi olmayan dinimizin kudsiyetini, hurafelerden ayıracak telkin ve irşatları yapabilecek insanı yetiştirecek tesislerin kuruluşunda muhterem ve fazilet sahibi üyelerin yanlarında severek ve isteyerek yer almış ve son nefesine kadar çalışmıştır. Bu ve bunun gibi her hayırlı yurd hizmetlerine büyük gönül hoşluğu ile kendini veren bu aziz kardeşime Tanrının mağfiretinin bol olmasını dilerim. Dr. Behçet UZ."

Not: Kültürpark içersinde varolan Pakistan Pavyonu, 1938'de (Mimarlar Harbi Hotan-Rıza Aşkan), Paraşüt Kulesi 1938'de (Mimar Bedri Tümay), Evlendirme Dairesi 1955'te (Mimarlar Harbi Hotan- Rıza Aşkan) tarafından yapılmışlardır.