Yaşamımda en çok eğitime ve sağlığa önem veriyorum...
Bunların yan kolları da var:
Örneğin çevre ve kültür-sanat!
Dikkat ederseniz, benim 'akıllı' bazılarının ise 'kurnaz' olarak nitelendirdikleri işadamları yatırımlarını da hep eğitim ve sağlık üzerine yapıyor.
Kim evladını iyi okullarda okutmak istemez?
Ama bu da parasız olmuyor...
Zaten 'iyi okul' denilince akla devlet okulları mı yoksa 'kolej' dediklerimiz mi geliyor?
Eğitimde yıllardır 'kolej' sözcüğü kullanılmıyor.
Özel okulların isimlerinin başında da 'M.E.B.' harfleri var...
Yani devlet buradan da kendine pay çıkarıyor.

En iyi okul hangisi?

İlk kez Konak Belediyesi kurucu başkanı rahmetli Süha Baykal'dan duymuştum:
'En iyi okul, size en yakın okuldur!' demişti.
Acaba öyle mi?
Öğretmeninden müdürüne, hatta sınıf arkadaşlarına kadar seçer duruma gelmedik mi?
'İyi' dediğimiz öğretmenin sınıfına ya da o okula çocuğumuzun kaydını yaptırmak için çırpınmıyor muyuz?
Biliyorum.
Evinden iki saat hatta daha uzun sürede gidilecek okullara çocuklarının kayıtlarını yaptıranları, günün yarısını okul servislerinde geçirtenleri...
Neden?
Çocuğu çok daha iyi şartlarda eğitim ve öğrenim görsün diye...
Eskilerin deyişiyle, okuyup da adam olması için...

Kızınca kapattırdı!

Birisi, birine kızdı ve 'Çok para kazanıyorsun!' diyerek dershaneleri kapattırdı.
Daha doğrusu dershanelerin az ömrü kaldı...
İyi mi?
Bilemiyorum...
Ama bildiğim dershanelere yani çocuklarımızın öğrenimine çok büyük paralar döktüğümüz.
Ama bu dershaneler sayesinde binlerce kişinin de ekmek yediği...
Devlet öğretmenlerimize iş imkanı sağlayamazken, buraların kapılarını açtığını, hatta daha yüksek ücret ödediklerini...

Daha az giderle...

Bana sorarsanız sistemim farklı:
Birincisi çocuğumu en yakın okula gönderirim.
İkincisi; Türkçe, matematik ve yabancı dil için 'destek öğretmenleri' bulurum.
Üçüncüsü; 'iyi okul' kavramından aklımızdan geçtiği gibi yüksek okulu, kentimizdeki 'vakıf' adı verilen özel üniversitede okuturum.
Çocuğum ayakları üstünde basınca da yurtdışında dünyaca ünlü üniversitelerde, yüksek lisans ve doktora yapmasını sağlarım.
İnanın, çok daha az masrafla, çok daha etkin ve başarılı bir evlat yetiştirmiş olursunuz.
Üstelik 'işsiz kalma' sorunu da olmaz...
'Diplomalı işsizler' kervanını katılmaz...
Şimdi seçimler var...
Bakıyorum; sadece CHP'nin programında eğitime ve işsizliğe yer verilmiş...
Diğerleri hala havanda su dövüyor...

Yangır'ın oğlu yanacaktı...

Gelelim ikinci önemli konuya; sağlığa...
Birçok varlıklı kişinin yatırım yaptığı sağlığa...
Önce bir olay anlatayım:
Aslında çok var ama ben Hüseyin Yangır'ın başından geçeni anlatacağım.
Hüseyin Yangır emekli gazeteci, spor yazarı...
Bornovalı...
Sonra yıllarda Karşıyaka'da oturuyordu ama bir yıldır yine baba memleketi Bornova'ya döndü...

Reklamlar sonuç vermiyor!

İki oğlundan biri, bankada güvenlik görevlisi...
Geçenlerde gece yarısı rahatsızlandı...
Tuttular ismi reklamlarından ilk aklımıza gelen Karşıyaka'da bir hastanenin aciline götürdüler.
Hatta bu hastane için, bir ara, devlet büyüklerimizden birinin eşinin adı geçiyordu.
Yani görünmez sahibi bir kadındı...
Neyse, 'Bir şey yok!' dediler, ne bileyim 'soğuk algınlığı' dediler, evine gönderdiler.
Ama delikanlıda bulantı ve kusma sürüyordu...
İçleri rahat etmedi yine Karşıyaka'da ya da Çiğle tarafında bir başka 'ünlü!' hastaneye götürdüler...
Acilinde baktılar, 'Sağlam!' dediler ve bir iğne yaparak yine taburcu ettiler.
Eve döndüklerinde gençte bir değişiklik yoktu...
Ve Hüseyin Yangır'ın oğlunu bu kez Bornova'da Ege Üniversitesi aciline götürdüler.
Daha ilk bulgular, 'apandisit' olduğunu gösteriyordu...
Tetkikler yapıldı ve 'apandisitin patladığı' zehirlenme ya da ölüm tehlikesinin bulunduğu ortaya çıktı...
Servise kaldırıldı, ameliyata alındı ve yaşama döndürüldü...

Sağlığın reklamı olmaz!

İşte aradaki fark...
Birine artı para veriyorsun, diğerine ise 'Bakmıyorlar!' diye kızıyorsun...
Canlı canlı bir haftalık ya da 10 günlük bir örneği vermeye çalıştım.
Yani her gördüğünüz sakallı sizin dedeniz değil...
İsme ve reklamlara kanmayın...
Doğruyu komşularınızdan ve halkın kendisinden öğrenirsiniz...
Yaşayan ve başına gelen bilir...

Neye önem veriliyor?

Sizce Türkiye'de en çok neye önem veriliyor:
Ben eğitime veriyorum ama 180 ülkede insanların en çok neye değer verdikleri araştırıldı ve Türkiye en çok sağlığa önem verildiği ortaya çıktı.
OECD tarafından yayımlanan ve 2011'den günümüze dek toplanan verilere dayanan 'Daha İyi Hayat Endeksi'nde 180 ülkedeki insanların en çok neye değer verdikleri ölçüldü.
Güvenlik, barınma, iş, gelir, iş-hayat dengesi, hayat tatmini, sağlık, eğitim, yönetim, toplum ve çevre gibi konu başlıklarının olduğu araştırmada Türkiye'de en çok sağlığa önem verildiği ortaya çıktı.

Güney Amerika'da eğitim...

Çalışmaya göre Avrupalılar için hayattan tatmin olmak öne çıkarken Güney Amerika'da eğitim ön planda oldu.
Güney Amerika'nın neredeyse tamamı ve Meksika'da eğitim insanların en çok değer verdiği konu.
Türkiye dışında sağlığa önem veren diğer ülkeler Rusya, Norveç, İzlanda, Fransa ve Avusturya oldu.
Avrupa'da ise Kıbrıs, iş-hayat dengesinin en önemli unsur olarak görüldüğü tek ülke oldu.
Bugüne dek 60 binin üzerinde cevap toplanan araştırma, farklı ülkelerde nelere daha çok değer verildiği gösteriyor.

İşte istatiki sonuçlar

Değer verdikleri konulara göre ülkeler şu şekilde sıralandı:
Güvenlik: Azerbaycan, Kazakistan, Japonya, Venezuela, Honduras, Fildişi, Gine.
Barınma: Cezayir, Etiyopya, Somali, Burkina Faso.
İş olanağı: Moldova, Katar.
Gelir düzeyi: Ukrayna, Arnavutluk, Suudi Arabistan, Lübnan.
İş-hayat dengesi: Avustralya, Kıbrıs, Porto Riko, Irak.
Hayat tatmini: ABD, İngiltere, Almanya, İtalya, İsviçre, Portekiz, İsveç, İran, Hindistan...
Sağlık: Türkiye, Rusya, Çin, Fransa, İspanya, Yunanistan...
Eğitim: Brezilya, Arjantin, Şili, Uruguay, Meksika, Mısır, Fas, Tunus...
Toplum: Haiti, Zimbabwe, Bhutan.
Çevre: Slovenya, Gürcistan, Papua Yeni Gine.

***

MENEKŞE

Araplar, İzmir'e geliyor


26-29 Mayıs 2015 tarhlerinde Çeşme'de gerçekleştirecek 'II. Yapı-İnşaat Malzemeleri ve Teknolojileri Fuarı- I. Ev Tekstili, Dekorasyon, İç Mimari, Mobilya Fuarı İkili Görüşme, Alım Heyeti Organizasyonu'nun bilgilendirme toplantısı 5 Mayıs 2015 Salı günü saat 10:00'da Hilton Otel'inde gerçekleştirilecek. Türk-Arap Ülkeleri İşadamları Derneği İzmir Şubesi Basın Danışmanı Demet Aksu, TURAB Fuarcılık A.Ş.'nin önceki başarılı organizasyonları hakkında da bilgi verecek.

***

KILÇIK

*- Bir gün bir yerde tekrar karşılaşırsak eğer, benimle yeniden tanış.
*- Daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını, takvim tutmazlığını. Aramızda bir düşman gibi duran 'zaman'ı daha o gün anlamalıydım. Benim sana erken, senin bana geç kaldığını... (Murathan Mungan)
*- Ağzınızdan çıkanlara daima dikkat edin; çünkü bir sözü unutmak, bir yüzü unutmaktan çok daha zaman alır!