Nedense son zamanlarda yardımlaşma özelliğimizi kaybetmek üzereyiz.
İyi ki duyarlı belediye başkanlarımız var.
Hemen hepsi özellikle Ramazan ayı öncesinde bu duygularımızı, geleneklerimizi ortaya çıkarmaya çalışıyor.
Gelen elektronik postaları incelerken bir fotoğraf dikkatimi çekti.
Üzerinde, 'Bu dolapta yardımlaşma var!' yazıyordu.
Merak ettim gelen haberi okudum:
Buca Belediyesi ilçede dayanışma ve yardımlaşmayı arttırmak adına örnek bir projeye daha imza atmış.
'Belediye, ilçenin iki farklı noktasına kurduğu Paylaşım Dolapları ile ihtiyaç sahiplerinin derdine derman oluyor.
Gediz Sevgi Yolu ile Kuruçeşme Mahalle Muhtarlığı önüne konan 'Paylaşım Dolapları' sayesinde artık kullanılmayan eşyalar yeni sahiplerine ulaşıyor. Paylaşım Dolapları'na eşyalarını bağışlayan Bucalı yardımseverler de ilçedeki yardımlaşma ruhuna güç katıyor' yazıyordu.
Ülkemizi, kentlerimizi yaşanabilir, dinamik bir kent yapabilmek için soluksuz bir tempoyla çalışmamız gerektiğini biliyorum.
Özellikle ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın yaşamlarını kolaylaştırma konusunda çabamızı arttırmalıyız.
Bu paylaşım dolaplarımızın sayısını da tüm kentlerimizde arttırmalıyız.

Resmi nikah güvencedir

Ege İş Kadınları Derneği (EGİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Betül Elmasoğlu da, tüm kadın kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları gibi Anayasa Mahkemesi'nin resmi nikah şartı aranmadan dini nikah kıyılabileceği kararına tepki gösterdi.
Resmi nikahın kadınlar için bir güvence niteliğinde olduğunu, karar ile dini nikah sayısında patlama olacağını savunan Elmasoğlu, 'çocuk gelin' sayısının da bu şekilde daha da artacağını söyledi.
EGİKAD olarak kadınların toplum içinde yaşadıkları sorunların azaltılması, sosyal ve iş hayatında daha aktif hale gelmesi için mücadele ettiklerini belirten Elmasoğlu, Anayasa Mahkemesi'nin kararının kadınların sorunlarını daha da artıracak nitelik taşıdığını söyledi.

Değiştirilen yasa!
 
Ceza Kanunu'nun 230'uncu maddesinin 5 ve 6'ncı maddelerindeki düzenleme evlilik cüzdanını görmeden dini nikah kıyan görevlinin 2 aydan 6 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını öngörüyordu.
Mahkeme gerekçe olarak  resmi evlilik olmadan birlikte yaşanabildiğine göre, resmi evlilik olmadan dini nikah kıymayı cezalandırmanın eşitsizlik olduğunu ifade etmiş. Türkiye'de evlilerin yüzde 96,7'si dini nikahlı.
Yani toplum olarak, dini nikaha önem ve değer veriyoruz.
Sadece dini nikahla yapılan evliliklerde kadınların ve o evliliklerden doğan çocukların hakları garanti altında olmuyor.
Tepki gösterenler, 'Bu karar kadınların ve çocukların aleyhine sonuçlar doğuracaktır' diyor.
Bu kararla erken evlilikler çoğalacak. Her yıl binlerce kız çocuğu 18 yaşından küçük olduğu için sadece dini nikahla evlendiriliyor.
Karar bu nikahları kıyan din görevlilerinin elini rahatlattı. 
Ayrıca dini nikahta, kadın evlenmek isteyip istemediğini bizzat kendisi şahitler önünde söylemek zorunda değil.
Babasının ya da erkek bir büyüğünün "evet' demesi evlenmesine yetiyor.
Anayasa Mahkemesi'nin işi kadınların ve çocukların hayatını zorlaştırmak değildir.
Bugünkü seçimlerden sonra yeni Meclis'in ilk işi bu durumu yeni bir kanun yaparak ortadan kaldırmak olmalı...
 
Kötü kokudan kurtulmak için

Koku duyumuz, hayatımız ve davranışlarımız üzerinde gerçekten etkilidir.
Özellikle de yemek kokuları...
Burnumuza hoş gelmeyen bir pişirme kokusu iştahımızı da yemek keyfimizi de kaçırır, olumsuz yönde etkiler.
Özellikle mutfakta yemek pişirirken ya da malzeme hazırlığı yaparken 'kötü koku' olarak tanımladığımız bazı kokular kaçınılmazdır. Lezzete olumsuz bir etkisi olmasa da yemek pişirme tercihlerimizi olumsuz etkiler. Örneğin işkembe çorbası, sarımsak, balık, kızartma yağı gibi istemediğimiz ve her yere sinen, kolay kolay da gideremediğimiz kokular.
Elektrik süpürgesinin yaydığı koku gibi, lavabodan gelen koku, tuvalet kokusu gibi ya da havalandırılmamış, nem çekmiş kıyafetlerin kokusu, küf kokusu gibi pek çok istenmeyen koku sayabiliriz.
Mutfağa dönecek olursak; özellikle balık kokusu her kadının yok etmek istediği kokuların başında geliyor.
Balığı çok sevsek de kokusuna çare bulamadığımız için evde pişirmekten çekiniyoruz.
Pişirince de kokuyu gidermek için sirke kaynatıyoruz, limon kabuğu, adaçayı ya da şeker yakıyoruz...
En çok da balık kokusu kalır evde. İster yağda kızartın istavrit tava yapın, ister mısır unlu hamsi pişirin, ister ızgarada levrek ya da fırında çipura, somon yapın, balık bir deniz ürünü olduğu için kendine has yağ yapısından dolayı koku yapar.
Ve balıktan çıkan omega yağları her yere siner ve kolayca da gitmez.
Sigara böreği bile kızartsanız, aspiratörünüz çalışsa da o kızartma yağı kokusu da siner.
Hatta saçınıza, kıyafetinize öyle bir siner ki duş almak durumunda kalırsınız...
Anlayacağınız epeyce bir uğraşıyoruz.
Artık bu yöntemlere başvurmamıza gerek kalmadı çünkü yeni buluş Febreze imdada yetişti..
Evler, mutfaklar, eşyalar, banyomuz, otomobilimiz, ofisimiz Febrez sayesinde her zaman yeni havalandırılmış gibi ferah, hafif çiçek ya da orman kokulu olacak.
Yemek blog yazarlarından öğrendiğime göre; Febreze, işte bu kötü kokuları maskelemek yerine, tamamen ortadan kaldırarak geride sadece hoş ve ferah bir koku bırakıyor.
Sprey şişesini hafifçe çalkalayıp bir iki kez boşluğa, tavana ya da oda boşluğuna doğru sıkmanız yeterli. Febreze'in özel bir formülü var.

***

MENEKŞE

Bornova'dan yayılıyor

İzmir'in 'Yerel Burger Markası' Ohannes Burger'in Bostanlı Şubesi, Bostanlı Çeşme Durağı'nda bulunan Barlar-Balıkçılar sokağı olarak bilinen Cemal Bülbül Sokak'ta, geniş katılımlı ve keyifli bir açılış kokteyli ile törenle açıldı.
Açılış kurdelesini İzmir Merkez Valisi Mustafa Tamer, Karşıyaka Sanayici İşadamları Derneği Başkanı Osman Avcı ve Bostanlı İşadamları Derneği Başkanı Feyyaz Sungur ve Ohannes Burger, kurucusu Mehmet Ali Yazıcıoğlu ile Ortakları Serkan Mutlu, Melih Durali ve Emrah tarafından kesildi. Şef Artin Meakens tarafından lezzetler sunuldu.
2009 yılında temelleri atılan İzmir'in 'Yerel Burger Markası' Ohannes Burger'in ilk restorantı, 2010 yılında Bornova Küçük Park'ta Mehmet Ali Yazıcıoğlu tarafından açılmıştı.

***

KILÇIK

*Kişilikli kadınlar kişiliğini, kişiliği olmayanlar da dişiliğini kullanır. Ve genelde erkekler hep ikinciyi tercih eder! (Bob Marley)
*Herkesi bir defa bazılarını her zaman aldatabilirsiniz. Ama herkesi her zaman aldatamazsınız. (Abraham Lincoln).
*Bir insan eğer çok gülüyorsa, emin olun ruhunda depremler vardır. Çünkü acıyan kalbinse, kimse bilsin istemezsin. (Gore Vidal).