CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin rant ve yandaş merkezli politikaları ile sadece bugünü değil gelecek nesilleri de tehlikeye attığını söyledi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisi tarafından hazırlanan iklim değişikliği konusundaki raporunu Kaya Termal Otel'de düzenlenen toplantıda açıkladı. Göreve geldiklerinden bu yana parti genel merkezini bir üniversite gibi çalıştırdıklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Yüzlerce uzmanın katılımıyla Türkiye'yi sosyal demokrat bir geleceğe taşıyacak projelerimizi oluşturduk. Her alanda çözüm önerilerimizi ortaya koyduk. CHP bugün Türkiye'nin tartışmasız iktidara en hazır partisidir" dedi.

Çevrenin korunması ve ekonomik kalkınmanın çevresel açıdan sürdürülebilir olmasını çağdaş sosyal demokrasinin temel değerlerinden biri haline geldiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, sağlıklı bir çevrede yaşamanın artık bir hak olarak tanımlandığını ve çevrenin korunması ve kalkınmanın sürdürülebilir kılınmasının devletler için yükümlülük olarak algılandığını söyledi. İnsani gelişimi ve sosyal adaleti hedef edinen yeşil ekonomi modelini benimsediklerini ifade eden CHP lideri Kılıçdaroğlu, kuracakları yeşil ekonomi modelinin gelecek kuşakların çevre hakkının tam olarak hayata geçirilmesini hedeflediklerini söyledi.

Dokuz yıldır görev başında olan AK Parti hükümetinin Türkiye'yi bu çevresel dönüşüme hazırlamaktan çok uzak olduğunu herkesin bildiğini savunan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: "AKP'nin ne zihniyeti ne de birikimi maalesef bu süreci idare etmeye yeterli olmuyor. AKP'nin çevre ile tek ilişkisi rant üzerinden kuruluyor. AKP için çevre, para ürettiği sürece değer kazanıyor. AKP su kaynaklarını sınırsızca sömürülmesine izin veriyor. Orman alanlarının talanının önünü açıyor. Derelerimiz ormanlarımız, Sit alanlarımız, madenlerimiz çevresel etkileri düşünülemeyen sadece kar odaklı politikalara alet ediliyor. Hükümet yaşanmakta olan iklim felaketlerine karşı hiçbir tedbir almayarak zaten yoksullaştırdığı çiftçilerimizi iyice kaderine terk ediyor. Doğanın korunması için üzerlerine çok önemli görevler düşen çiftçilerimiz her geçen gün daha da kan kaybediyor. Türkiye'de tarım sektöründe büyüme sıfırlanmış durumda kırsal yoksulluk her geçen gün artıyor."

AKP'nin çevreye duyarsızlığının en açık örneklerini enerji politikalarında gördüklerini anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Bilim insanları bize iklim değişikliğinin en önemli nedenlerinden birinin enerji kaynaklarının verimsiz kullanılması ve aşırı tüketimi olduğunu gösteriyor. AKP ise çevre dostu enerji politikaları üretmekten çok uzak görünüyor. Sera gazlarının salımında her geçen sene belirgin artış gözlemleniyor. Hükümetin kalkınma anlayışının ekonomik çevresel ve sosyal politikalar arasında bir uyum ve dengeye dayanmadığı çok açık anlaşılıyor. AKP rant ve yandaş merkezli politikaları ile sadece bizleri değil, gelecek nesilleri de tehlikeye atıyor. AKP'nin enerji politikalarının önceliğinin hâla kömür ve doğalgaz gibi fosil yakıtlar olduğu görülüyor."

AKP'nin yenilenebilir enerji konusunda inandırıcı politikalar ve hedefler ortaya koyamadığını anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun nedeni ülkemizin yenilenebilir enerji alanlarında çok önemli bir potansiyel var. Ama AKP siyasi bir tercih yapıyor. Kısa vadeli rant kısa vadeli kar hedeflendiğinden önceliği fosil olan yakıtlardan yana belirliyor. CHP ise Türkiye'nin uzun vadeli çıkarlarını çevrenin korunması yurttaşlarımızın sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını gözetecek ülkemizin yenilenebilir enerji kaynaklarının daha çok ve daha verimli kullanılması CHP'nin enerji politikasının önceliği olacak."

Parti olarak hedeflerinin 2023 yılında toplam elektriğin en az yüzde 30'luk diliminin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması olacağını bildiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Bu konuda yapılacak tüm bilimsel çalışmalar ve yatırımlar için genel bütçede iklim fonu oluşturacağız. Türkiye'de yeşil teknolojilerin gelişimi için her türlü desteği sağlayacağız. Dört sene içinde 1 milyon yoksul aileye bina kaynaklı enerji kayıplarını ve ısınma giderlerini azaltmak için hane başına bin 500 liralık bina yalıtımı yardımı yapacağız. Yalıtım için kullanılan teknolojinin Türkiye'de üretilmesini sağlayacağız."

Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularına cevap veren Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın İzmir mitinginde söylediği "İzmir leş gibi kokuyor" sözlerini değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, eskiden var olan kokunun sadece CHP'li belediyeler değil, Burhan Özfatura, Ahmet Priştina gibi belediye başkanlarının çalışmaları sonucunda giderildiğini belirterek "Başbakan'ın bu kent leş gibi kokuyor' demesi akıl alacak bir sözcük değil. İnsana, İzmirlilere saygı duyacaksınız, İzmirliye hakaret ediyor. Bunu söyleyen Başbakan acaba niçin İzmir anakent belediyesinin yatırımlarını engelliyor. Biz, Yerel Yönetimler Özerklik Şartı derken belediyelerin mali açıdan özerk olmasını hedefliyoruz" dedi.

"HES projelerini iptal edecek misiniz?" sorusuna ise Kılıçdaroğlu, şöyle karşılık verdi: "ÇED raporu varsa ve çevrede tahribata yol açmayacaksa o HES olacak. Ama çevre tahribatı yaratacak, bölge halkı karşı çıkıyorsa ona müsaade etmeyeceğiz. Bize maliyeti ne olursa olsun, çevreye, doğaya zarar veriyorsa o projeleri iptal edeceğiz."

Başbakan'ın "CHP'li bütün belediyeleri toplayın, Kayseri Belediyesi etmez" sözlerini de eleştiren Kılıçdaroğlu, "Bu anlayışa sahip olan birisi belediyelere eşit mesafede olabilir mi? AKP hükümeti tarafından cezalandırılan bir İzmir var. İktidar gölge etmesin, İzmir kendi imkanlarıyla dünyanın en büyük marka kentlerinden biri olmaya hazırdır. Yeter ki gölge etmesinler" diye konuştu.