CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında önemli açıklamalar yaptı.

İşte Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satırbaşları:

Ahmet Taner Kışlalı’yı, Çetin Emeç’i, Hrant Dink’i ve diğerlerini unutmadık. Bütün faili meçhullerle mücadele edeceğiz. Bu dava görülürken kızı Dolunay’ın söylediği bir cümle var. Bu cinayet faili meçhul değildir faili meşhur bir cinayettir diyor.

Değerli yurttaşlarım Türkiye’ye bir sözümüz var, Türkiye canilerin elini kolunu salladığı, mağdurların adalet beklediği bir Türkiye olmayacaktır.

15 gün önce 25 Aralık operasyonu dolayısıyla bir takipsizlik kararı verildi. 17 Aralık için de böyle bir karar verildi. Kararın arkasında Adalet ve Kalkınma Partisi olduğunu hepimiz bilmek zorundayız.

17 Aralık büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu dolayısıyla bir cümle edemedi. Eğer bu dosyada rüşvet ve yolsuzluk dolayısıyla bir delil yoksa emin olun dünyadaki başka hiçbir dosyada delil yoktur. Her şey var ama savcıya göre hiçbir şey yok.  ‘Ayakkabı kutusu’ kamuya mal olan küçük bir alan ama asıl 247 milyar liralık bir yolsuzluk var.

Bu savcı hiçbir delili görmüyor. 15 Aralık’ta Erdoğan Bayraktar millete “Rüşvet ve yolsuzluk ifadelerinin bulunduğu operasyon nedeniyle istifa edin ve beni rahatlatacak açıklamayı yapın baskısını kabul edemem” diyor.  Savcı bunu görmüyor.

“İstifa ettiğimi açıklıyorum ve Sayın Başbakan’ın istifa etmesi gerektiğine inandığımı söylüyorum” diyor. Kendi bakanı Başbakanın talimatıyla yapıldı bunlar diyor ama savcı bunları görmüyor. Bir yolsuzluk dosyasını kapatabilirler. 17 Aralık’tan sonra yapılan bütün yasa değişikliklerin amacı yolsuzluk dosyalarını kapatmak. Davutoğlu’nun başbakan yapılması vardı, tek amaç vardı, yolsuzluk dosyasını kapatmak.

Davutoğlu’nun bugün konuşmamasının temel nedeni de budur. Bir ülkede bu kadar yolsuzluk varken o ülkenin başbakanı konuşmuyorsa o ülke iyi yönetilmiyordur.

Dönemin Başbakanlık müsteşarı arıyor “Savcıyı alın, bu ülkede kanun biziz” diyor. Ama savcı bunu da görmedi. Savcıların değiştirilmesi polis memurlarının değiştirilmesinin temel amacı buydu.  Kimler vardı bu yolsuzluk dosyasının içinde. Bakanlar vardı, bankaların genel müdürleri vardı, Kuran-ı Kerim ile dalga geçen bakanlar vardı. Ama birisi çıkıp ben bunları kapattım diyor. Ama ne yaparsanız yapın kapanmaz gün gelecek. Bunların hesabını vereceksiniz.

Önce hırsızlara seslenelim; Sakın devleti de satın aldık, hukuku da satın aldık diye düşünmeyin. Satın aldığınız Türkiye değil şerefini satılığa çıkarmış adamların kendisidir. Onlar gelir geçen bu ara dönem mutlaka biter. Bu devlet asli rotasına döndüğünde adaletin tokadı suratına çarpacaktır. Hırsızların ortaklarına da seslenmek istiyorum. ‘Bugün gücümüz var ne yaparsak yırtarız’ diye düşünmeyin.

Sevgili yurttaşlarım bizim kültürümüzde tarihimizde hırsızlığın zorbalığın yeri yoktur. Biz padişahını Kanuni diye öven bir milletiz. Bizim yanımızda rüşvetçiler yok, kaçakçılar yok katiller yok. Bizim yanımızda alnının akı ile kazanan Somalı madenciler var. 14 yaşında biber gazı kurşunu ile hayatını kaybeden Berkin Elvanlar var. Bizim yanımızda adalet için sokağa çıkıp öldürülen Ali İsmail Korkmazlar var. Bizim yerimiz burası.

"PINOCHET NASIL YARGILANDIYSA AYNI ŞEKİLDE YARGILANACAKSINIZ"

Madem bu konuya girdik, önce hırsızlara seslenmek istiyorum. Ey hırsızlar, rüşvetçiler, rantçılar, komisyoncular, kaçakçılar, sakın devleti de hükümeti de satın aldık demeyin. Satın aldığınız, şerefini satılığa çıkarmış adamların kendisidir. Onlar gelir geçer, bu ara dönem mutlaka biter. Bu devlet asli rotasına döndüğü zaman adaletin tokadı suratınıza çarpacak. Bu hırsızların ortaklarına da sesleniyorum. Ağzımızdan çıkan kanun oluyor, ne yaparsak yırtarız demeyin. Bazı suçların zaman aşımı yoktur. Pinochet nasıl yargılandıysa, siz de aynı şekilde yargılanacaksınız.

"BİZİM TARİHİMİZDE HIRSIZLIĞIN YERİ YOKTUR"

Sevgili yurttaşlarım bizim kültürümüzde tarihimizde hırsızlığın zorbalığın yeri yoktur. Biz padişahını Kanuni diye öven bir milletiz. Bizim yanımızda rüşvetçiler yok, kaçakçılar yok katiller yok. Bizim yanımızda alnının akı ile kazanan Somalı madenciler var. 14 yaşında biber gazı kurşunu ile hayatını kaybeden Berkin Elvanlar var. Bizim yanımızda adalet için sokağa çıkıp öldürülen Ali İsmail Korkmazlar var. Bizim yerimiz burası.

Biz Ethem Sarısülük'ün katiline 7 yıl hapis verip annesine 10 yıl verenlerden değiliz. Biç Ethem Sarısülük'ün annesinin yanındayız. Ethem için içimiz nasıl yanıyorsa sokak ortasında linç edilen Yasin için de Diyarbakır'da linç edilen Yusuf Er için de üzülüyorum.

"SAVCI DEĞİL, REZA ZARRAB'IN AVUKATI"

Savcıya da sözümüz var. Ona savcı diyoruz. Resmi adı savcı. Gerçek adı Rıza Sarraf'ın avukatı. Savcı ile avukatın rolü farklıdır. O savcı şunu unutmasın Nazi Almanyası'nda Hans Frank'ın açıklaması var. Verdiğiniz her karada kendinize şunu soracaksınız. Benim yerimde Führer olsaydı nasıl karar verirdiniz.

Bu savcı da benim yerimde Erdoğan olsaydı nasıl karar verirdi diyerek karar verdi. O savcı adalet sarayına giderken diğer hakimlerin yüzüne nasıl bakıyor acaba. Eşinin çocukların yüzüne nasıl bakıyor. Komşularının yüzüne nasıl bakıyor. Soyadı Aydıner bence değiştirsin. Karanlık soyadı çok yakışır. Ona savcı denmez. Düşüncesini, adaletini, kalemini satan adama savcı denemez.

Onlara müsaade edeceksin gazi bacağına haciz koyacaksın. Bu mu adalet. Türkiye provokasyonla karşı karşıya. Daha baskıcı bir Türkiye'yi inşa etmek istiyorlar."

PINOCHET KİMDİR?

Şili'de 1973'te hükümete el koyan Augusto Pinochet önderliğindeki askeri rejim, gücü kolay kolay teslim etme yanlısı değildi. 1988 yılında yapılan referandumda 1974'ten beri Şili'ye başkanlık eden Pinochet'nin tekrar seçilmesi önerisine yüzde 56 oyla karşı çıkıldı. Her ne kadar bu "hayır" oyu demokratik başkan ve parlamento seçimine yol açtıysa ve Patricio Aylwin görevi 1990'da Pinochet'den teslim aldıysa da askeri rejimin Şili'deki vesayeti bitmedi. Pinochet 1980 Anayasası çerçevesinde Genelkurmay başkanlığı görevinde 1998 yılına kadar bulundu ve bundan sonrada parlamentoda senatör olarak görev almaya devam etti.

Pinochet'nin süregelen vesayetine en büyük darbe İspanya'dan geldi. Londra'da sağlık nedenleri dolayısıyla bulunan Pinochet. İspanyol yargıç Baltasar Garzon'un uluslararası tutukla emri talebi üzerine 1998'de gözaltına alındı. Garzon, Pinochet'yi İspanyol diplomat Carmelo Soria'nin suikastı ve İspanyol vatandaşlarına karşı işlenen 94 işkence vakasında sorumlu olmaktan tutuklama emrini çıkartmıştı. İngiltere'de bir sene boyunca ev hapsinde tutulan Pinochet, İngiltere, Amerika ve hala sancılı sivil asker ilişkileriyle mücadele eden Şili'nin talepleri üzerine, İspanya'ya değil kendi ülkesi Şili'ye iade edildi. Havaalanında destekçilerinin sevinç gösterileriyle karşılanan Pinochet'nin dokunulmazlığı 2000'de parlamentonun anayasa değişikliğini onaylaması ve Pinochet'ye ömür boyu senatörlük görevinden istifa etmesi karşılığı dokunulmazlık hakkı tanıdı. Fakat Şili Yüksek Mahkemesi Ağustos 2000'de Pinochet'nin dokunulmazlığının kaldırılması talebini onayladı, ve böylece İspanya'nın ön ayak olmasıyla başlayan süreç Şili'nin ulusal mahkemelerinde devam etmeye başladı. Yaşlılık ve bunaklık gibi sağlık sorunları bahane edilerek, Pinochet'nin yargılanmasının önüne geçilmeye çalışılsa da savcılık bu iddiaları kabul etmedi. Her ne kadar ev hapsinde tutulsa da Pinochet sorumlu olduğu çeşitli insan hakları ihlalleri suçlarından mahkum edilemeden ve suçlarıyla hesaplaşmadan 2006 yılında 91 yaşında öldü.