Burcu Özkan - Mart ayında gerçekleştirilecek yerel seçim öncesi partilerin seçim propaganda çalışmaları ortaya çıkıyor. Müzikli seçim aracı kullanılmamasına yönelik bazı partilerin karar almasının ardından diğer partilerin de seçim propaganda yöntemlerinde değişikliğe gidip gitmeyeceği merak konusu oldu. Türkiye'de eskiden beri süre gelen seçim araçları ile sesli slogan ve müzik ile sokaklarda gezilmesi, parti bayrak ve filamalarının toplumda partilere oy vermedeki etkisi üzerine 9 Eylül Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Levent Yılmaz, müzikli seçim araçları ve bayrak filamalarının günümüzde adaylarda iticiliğe neden olduğunu belirterek "Bayrak asmak ve araba dolaştırmak hakikatten boşa para harcamak. Bundan etkilenip; 'Tam istediğim aday, sürekli müzik çalıyor, güçlü aday' diyecek bir seçmen profili kalmıştır diyemeyiz. Her zaman oy verdiği partinin adayı dahi olsa bir noktadan sonra can sıkıcı olmaya başlayacaktır. Kirlilikten başka bir şeye yaramayan bu çalışmalara da oy verecek birini tanımıyorum. Seçmen üzerinde parti politikası ve söylemleri önemli" dedi.

Partilerin seçim öncesi çalışmalarındaki başarı oranlarının net bilimsel bir karşılığının henüz bilinmediğini söyleyen Yılmaz, "Genellikle yükselen bir partinin propaganda yöntemini ele alabiliriz. Acaba düşüşteki bir partiyi iyi bir propaganda yöntemi kurtarabilir mi? Örneğin bir partinin seçim kampanyası çok iyi olmuştur ama bu parti seçimde 3'üncü ya da 4'üncü olmuştur. Bu durumda sonuca bakılır ve seçim öncesi faaliyetin bir önemi kalmaz. Günümüz propaganda yöntemlerinin insanlar üzerinde ne tip etki bıraktığına ilişkin konuşacak olursak, yerel seçimler üzerinde değerlendirmemizi yapalım. Örneğin AKP'nin her seçimde İzmir'de aynı şekilde yükselmediğini biliyoruz. Ya da bir parti yükselirken parti değil aday etkisiyle de kaybedebilir oyunu. 2014 seçimlerinde CHP, İzmir'de fazla belediye sahibiyken sonra azaldığını görüyoruz burada aday etkisini nedeniyle azalmanın emsalini görebiliriz. Yani yerel seçim çalışmalarında sadece seçim aracı ya da bayrak filama çalışmaları değil adayın kendisi de son derece önemli oluyor" diye konuştu.

Kente uygun yöntem seçilmeli

"Seçimi bir kişi kazanıyor. Ama bu seçimde masraflar, tüm adaylarca harcanıyor. Yani baktığınızda ciddi maddi harcamalarda söz konusu" diyen Yılmaz, "Yapılacak masrafların işe yaraması isteniyorsa; Şehrin perspektifi, hassasiyetleri ve ruhuna yönelik çalışılmalı. Örneğin, Konya'da uyguladığınız bir yöntem ile İzmir'deki yöntem birbirine ters düşebilir. İzmir'de yılbaşı gecesi dışarda vatandaşla olmak pozitif olabilirken Konya için ters düşebilir. Burada hiçbir işe yaramadığını düşündüğüm bayrak filamalarını da belirtmek isterim. Yarı bilimsel yarı şahsi olarak değerlendirirsem; Miting, seçim müzikleri, bayrak filamaları 1970 - 1980 yılların sonlarına kadar etkili olmuştur diyebiliriz. Çünkü görünürlülük sağlamada o yıllarda televizyon ya da gazeteler pahalı araçlar olduğu için halk ziyaretleri ya da bahsettiğimiz müzikli seçim araçları kullanılıyordu ve o dönem içinde gerekliydi diyebiliriz ama şuanda bu yöntemler zamanın gereklerine aykırı ve gereksiz" ifadelerini kullandı.

Propaganda yöntemleri değişmeli

2000 yılından sonra birçok medya araçlarının oluşmasıyla beraber konvensiyonel medya araçlarının geri planda kaldığını vurgulayan Levent Yılmaz, "Şu anda gazetede haber olmak bile belirli kesim için (sosyal medya kullanıcısı) önemsiz bir seçim aracı olabilir. Sosyal medyanın seçmen üzerindeki etkisi ise dünyada ve Türkiye'de araştırılan önemli bir kitlesel alan haline geldi. Seçmen acaba sosyal medya üzerinden yönlendirilebiliyor mu? Burada alınan bilimsel sonuçlar, çok sınırlı olduğu yönünde. Seçmen farklı bir görüşe yönelmekten ziyade kendi görüşündekileri destekleme eğiliminde oluyor sosyal medyada. O nedenle sosyal medya, zaten o partiye oy verecek bir kitleyi motive etmede etkili olabiliyor ama farklı bir görüşe çekme konusunda yetersiz kalıyor. Özetle şunu diyebiliriz ki, günümüzde bayrak asmadan araba gezdirmeye, sosyal medyadan gazete ilanlarına ve televizyondaki görünürlüğe kadar seçmeni farklı bir partiye yönlendirmekte etki sınırlı oranda kalıyor. Seçmen üzerinde yeni oy kazanma ve devşirme bazında bakarsak, esas etkileyenin partinin politikalarının ve söylemlerinin, ülke konjektörünün ve rakiplerine yönelik tutumunun yani realite olduğunu söylemek mümkün. Bu aynı zamanda mevcut seçmeni de korumakta etkilidir" diye konuştu.

Karşı partiye yarar

"Ben aday olsaydım müzikli seçmen arabalarını, karşı parti için dolaştırırdım. Çünkü bu durum toplumda iğreti edici duruyor" şeklinde konuşan Yılmaz, "Sürekli müzikle dolaşan bir adayın itici olduğunu söylemek mümkün. Bunu sosyal medya için de söyleyebiliriz. Sürekli her şeye cevap veren aday da aynı iğretiliği kullanıcılarda ve seçmende hissettirecek. Bayrak asmak ve araba dolaştırmak hakikatten boşa para harcamak. Bundan etkilenip; 'Tam istediğim aday, sürekli müzik çalıyor, güçlü aday' diyecek bir seçmen profili malesef kalmıştır diyemeyiz. Her zaman oy verdiği partinin adayı dahi olsa bir noktadan sonra can sıkıcı olmaya başlayacaktır. Kirlilikten başka birşeye yaramayan bu çalışmalara da oy verecek birini tanımıyorum" dedi.