CHP İzmir milletvekilleri Prof. Dr. Hülya Güven ve Alaattin Yüksel, Silivri'de Ergenekon soruşturmasından tutuklu bulunan İzmir Milletvekili  Mustafa Balbay,  Tuncay Özkan ve Bakırköy Kapalı Ceza İnfaz  Kurumu'nda KCK suçlamasıyla tutuklu bulunan Prof. Dr. Büşra Ersanlı’yı ziyarete gitti.  Güven ve Yüksel, tutukluların mahkeme süreçleri devam ettiği için, diğer tutuklularla da uzaktan da olsa görüşme şansını yakaladılar.

Duruşmaları takip eden Güven ve Yüksel'in dikkatini ise mahkeme salonundaki oturma düzeni çekti. Diğer duruşmalardan farklı olan oturma düzeninden dolayı dava sırasında tutukluların avukatları ile bile görüşme olanaklarının kısıtlandığını gören Güven ve Yüksel,  bir hukuksuzlukla karşı karşıya olunduğunu ve tutukluların savunma hakkının engellendiğini söyledi. Tutukluların da bu durumun hukuksuzluk olduğunu ve uzaktan konuşmak zorunda kaldıkları için savunma sırasında avukatları ile konuşmalarının, tartışmalarının mümkün olmadığını dolayısıyla savunma haklarının engellendiğini kendilerine ilettiklerini anlattılar.

3 yıldır Ergenekon davasından tutuklu olan CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay'ın da bu duruma 'Artık savunma da tutuklu' diyerek isyan ettiğini aktaran Alaattin Yüksel, "Sevgili Balbay, heyecanla CHP'sinin iktidar olacağı günü bekliyor. Başta parasız eğitim isteyen öğrenciler olmak üzere, Ergenekon, Balyoz, gazeteciler, sendikacılar, KCK  ve  İzmir Büyükşehir Belediyesi hakkında açılan davaların hepsi anayasal dayanağı olmayan özel görevli mahkemelerce yürütülüyor. Hepsi aynı standartta ve muhalefeti susturma, sindirme amacına hizmet ediyor" dedi.

Prof. Dr. Güven de tutukluların oturma düzeni gibi pek çok basit ve fiziksel koşullardan kaynaklı sorunların yaratıldığına dikkati çekerek tutuklulara iddianameyi bile okuma şansı verilmediğini söyledi. Her tutukluya bir bilgisayar tahsis edilmesi gerekirken tutukluların bilgisayar kullanımını, ilkel koşullarda, sıra ile saat tutarak kullanmak zorunda kaldıklarını belirten Güven, "Tutuklulara mesai saatleri içinde yalnızca 4 saat  bilgisayar kullanım hakkı veriliyor. Tutuklu arkadaşlarımıza 3000 klasör ve 1,5 milyon sayfa tutan iddianamenin fotokopisinin alınmasının bile günler süreceği gerekçesi ile  DVD olarak verilmiş. Haklı olarak 'Bu kısıtlı saatler içinde bu kadar dokümanı nasıl okuyacağız?' diye soruyorlar. Ayrıca yazdıkları yazıların bilgisayar hafızasında kalamadığını ve her gün yazılanların tamamen silindiğini, bu durumun da savunmalarının hazırlanmasında engel oluşturduğunu söylüyorlar. Teknolojiyi çok yakından takip ettiği ve ileri demokrasiye inancı ile  övünen hükümet, yine her seferinde olduğu gibi sınıfta kaldı. Arkadaşlarımızın uzun süren tutukluluklarının yanı sıra avukatlarıyla da konuşmaları engellenerek savunma hakları resmen ellerinden alınmak isteniyor" diye konuştu. 

Daha sonra KCK soruşturması kapsamında 8 ay önce tutuklanan Bakırköy Kapalı Ceza İnfaz  Kurumu'nda bulunan Marmara Üniversitesi Siyasal Bilimler Öğretim Üyesi Prof. Dr. Büşra Ersanlı’yı ziyarete giden Güven ve Yüksel, Ersanlı’nın uyumasına, dinlenmesine bile izin vermeden 48 saat boyunca sorgulandığını, evinde bulunan yüzlerce akademik yayınları ile toplantılarda aldığı notların suç delili olarak karşısına çıkarıldığını anlattığını söylediler. Milletvekilleri, Büşra Ersanlı’nın karşı karşıya kaldığı bu durumun, aslında akademisyenlerin düşünme, ifade etme ve siyasete katılma özgürlüğünü engellemek üzere yapıldığını ve 8 aydır mahkemeye çıkmadan tutukluluğu süren Ersanlı’nın mahkemeye çıkacağı 2 Temmuz Pazartesi gününü de sabırsızlıkla beklediğini söylediler.
Editör: Haber Merkezi