“Dünyayı güzellik kurtaracak” demiş Zülfü Livanli...
Ve “Bir insanı sevmekle başlayacak her şey...”
Benim hikayem de böyle başlıyor, seni sevmekle...
Seni sevmekle kendime, dünyanın en güzel hediyesini verdim sevgili.
Ben seni sevmekle her şeye yeniden başladım.
Sen bana dünyanın en güzel hediyesini verdin, dostluğunu...
İçinde taşıdığın sevginin ne kadar da kıymetli olduğunu biliyorum.
Ve mutlu olabilmem için sadece beni sevdiğini “düşünmemin” bile yettiğini...
Bizler hayatta küçük şeylerle mutlu olabilen insanlarız.
Ama yine de hayatta insanı mutlu edebilecek o küçük şeylerin, ne kadar zor kazanıldığını da biliyoruz.
Seni sevmek öyle güzel ki... 
Sen bana hayat verensin...
Bilmeni isterim ki; 
Yeryüzündeki hiçbir varlığın gerçeğe dönüşmüş rüyası senin kadar muhteşem olamaz...
İyi ki varsın, iyi ki seviyorum seni...
Bir asırlık uykudan seni sevmekle uyandı yüreğim…
Gökyüzünden düşen her yağmur tanesine seni yükledim, 
Sırılsıklam sen olmak için.
Dünyanın en güzel çiçeklerine seni aşıladım.
Her nefesimde seni solumak, koklamak için…
Sol elime seni, sağ elime beni yazdım.
Ellerimi kavuşturduğumda sen ve ben olmak için…
Birtanem, yüreğimin aşkı,
Gözlerim “aşk” ile bakabilmeyi senden öğrendi. Sonsuzluk gibi...
Bildiğim tek bir şey var; o da son kez aşık olduğum…
Seni sevmekle başladı her şey!..
En sevdiğim günün pazar olması,
Kitap okurken dalıp dalıp gitmeler, 
Eve yorgun dönüşler, 
Bir bisküvi paketiyle günü geçirmeler, 
Geceleri ansızın uyanmalar,
Sabahlara yorgun düşmeler, 
Günün ilk ışıklarında iç çekmeler...

***

“Sen esirliğim ve hürriyetimsin, çıplak bir yaz gecesi gibiyanan etimsin, 
Sen memleketimsin. 
Sen ela gözlerinde yeşil hareler,
Sen büyük, güzel ve muzaffer
Ve ulaşıldıkça ulaşılmaz olan hasretimsin” 
Nazım Hikmet Ran