Kırmızı ışıkta durduğunuzda bile telefonunuza bakıp bir şeyleri kaçırıp kaçırmadığınızı merak ediyor musunuz? Herhangi bir şey paylaşmadan gezilerinizden veya tatillerinizden zevk almayacağınızı mı düşünüyorsunuz? Başkalarının ışıltılı sosyal medya paylaşımları ile kendi sosyal medya paylaşımlarınızı karşılaştırıp hayal kırıklığı mı duyuyorsunuz? Telefonunuzun nerede olduğunu hatırlayamadığınızda panik duygusu hissediyor musunuz?

Araştırmalar ekranın büyüleyici etkisinin alkol, uyuşturucu, kumar gibi beyinde aynı etkiye neden olabileceğini ve bunun sağlığımızı, ilişkilerimizi ve karar verme yetimizi bozduğunu ortaya koyuyor.

Bütün bağımlılıklar aynı karakteristik özelliklere sahiptir. Bununla birlikte insanlar teknoloji bağımlılığını, bağımlılık olarak görmüyor.

Teknoloji bağımlılığını tedavi konusunda dünyada bir ilk olan Amerika Birleşik Devletleri'ndeki "ReSTART" adlı tedavi merkezinin sloganı, "Cihazınız ile değil hayat ile bağlanın".

ReSTART, teknolojinin aşırı kullanımının beynimizi ve genel sağlığımızı nasıl etkilediğini açıklıyor.

Limbik yankılama

Limbik sistem dürüst beyin olarak bilinir. İnsanların duygusal davranışlarını düzenler. Canımız yandığında, korktuğumuzda, sevindiğimizde anlık olarak verdiğimiz tepkilerin tümünü kapsar. Mesela uzun süredir görmediğiniz çocukluk arkadaşınızı gördüğünüzde limbik sistem vücuda ruh halimizi ve vücudumuzu düzende tutmaya yarayan kimyasallar salgılar. İnsanlar sosyal hayvanlardır ve sosyal bir grup içinde olma ihtiyacı vardır. Birçok insan sosyal yaşantılar için sosyal medyaya yönelme hatasına düşüyor. Fakat nedenleri henüz bilinmemekle beraber limbik yankılamanın olağanüstü büyüsü, çevrimiçi ortamlarda gerçekleşmiyor. Limbik yankılamanın meydana gelmesi için mutlaka kendi gözlerimizle görmeli, dokunmalı, duymalı ve koklamalıyız.

Sosyal medyada çok fazla zaman geçiren ve gerçek ilişkilerden çekilen yetişkinlerde depresyon ve endişenin arttığı, kendine güvenin azaldığı gözlemlenmiştir.
Komik videolar, sevimli fotoğraflar arasında gezinmenin büyüleyici etkisi beynin belirli bölgesini memnun etmektedir. Kumar oynamada ilke olan "Ödülün Tahmini Olmaması" denilen bir kavram vardır. Bununla birlikte internette kolayca ulaştığımız, saatlerce izlediğimiz, beynimizin belirli bölgelerini memnun eden bu ödüller zamanla dikkatimizi dağıtan unsurlar olmaya başladılar.

Hayal Kurma Modu

Beyinimizin yeterince dinlenmesine izin vermiyoruz.

Beynimizin hatırlayabilmesi için düzene ihtiyacı vardır. Kısa süreli anıların uzun süreli belleğe aktarımı sürecini tamamlamak için süreye ihtiyaç vardır. Fakat teknoloji bağımlılığı ile birlikte beynimizi sürekli ve aşırı olarak uyararak, beynimize kısa süreli anılarını uzun süreli belleğe saklama şansı vermiyoruz. Bunun sonucunda odaklanma kapasitemizi kaybediyoruz.

Bilişsel psikolog ve sinirbilimci olan Amerikalı Daniel J. Levitin, "Hayal Kurma Modu" dediği durumu şu şekilde açıklıyor:
Beyin sadece 2 saat odaklanabilir ve bu süreç içinde tüm glikoz depolarını tüketir ve bu tükenen glikoz depolarının yenilenmesi için en az 15-30 dakika gerekir. Hayal kurmaya başladığımızda zihnimize otomatik olarak reset atmış oluruz ve bu sayede odaklanmamız için gerekli olan glikozun bir kısmını yenilemiş oluruz.

Şüphesiz internet bilgi toplamak için inanılmaz bir araç. Sosyal medya ailelerimiz ve arkadaşlarımızla iletişimde kalmamız için mükemmel bir araç. Fakat internet kasıtlı olarak bağımlılık yaratmak için tasarlanmıştır. Manipüle etmek ve tüketimi arttırmak üzerine kurulmuştur. Bu yüzden interneti kullanmak konusunda akıllı olmak zorundayız.