Hafta içerisinde tüm İzmir ve Altay Camiası Erdoğan Tözge'yi yitirmenin acısını yaşadı. Ömrünü sivil toplum kuruluşlarında hep bir şeyler üretmek üzerine çaba ile geçirmiş biri olan Tözge'nin yitimi ardından 7'den 70'e çok kişi sosyal medyada ortak fotoğraflarını ve anılarını paylaştılar. En üst makamlarda görevlerine rağmen, Tözge her zaman içinde bulunduğu toplulukların en küçük biriminin dahi sorunlarıyla ilgilendi, onlara karşı vazifelerini yerine getirmeye gayret etti. Samimiyetiyle, sıcaklığıyla, özverisiyle ve herkese gösterdiği saygısıyla gerçek bir beyefendiyi yitirmenin acısını çok büyük bir kitle hissetti. Toprağı bol, mekanı cennet olsun.
 
İlerlemiş yaşına rağmen Altay'ın her etkinliğinde yer almaya özen göstermiş olan Tözge, 1967 yılında Altay Türkiye kupasını kazandığında kulüp başkanlığı onurunu yaşamıştı. Tözge, sadece iyi gün dostu değildi. 100 yıllık tarihe sahip Altay kulübü tarihinin en zor günlerini yaşayıp, 3.Lig bataklığına düştüğünde de, kulüp için emek veren, çok sevdiği kulübünün hiçbir maçını kaçırmadan yeniden dirilişte yeri olan nadir büyüklerimizin en başında yer alıyordu. Camia içerisinde küslükler kan kaybettirirken, o Altay'a hizmet için yetki almış her yönetim ve birime destek olmaya gayret ediyordu.

Onu yitirmemize yol açan prostat ameliyatından sadece iki gün önce Av. Namık Kemal Marmara ile birlikte kendisini ofisinde Altay Sosyal Dayanışma Derneği adına ziyaret etmiştik. Dernek etkinlikleri hakında kendisine bilgi vermiş. önerilerini not etmiştik. Dernekçe planlanan 1967 Türkiye Kupası finalinin 50. yıl etkinliği ve 16 Ocak Kuruluş yıldönümü Balosu ile ilgili heyecanı onu hemen harekete geçirmiş ve gireceği ameliyattan iki gün sonrasına birçok ortak görüşme için planlar yapmaya başlamıştık. O kadar heyecanlı ve mutluydu ki, ona göre genç sayılabilecek bizler bile hızına nasıl yetişebileceğimiz konusunda endişe etmiştik. Görüşmeyi planladığımız hemen hemen herkesin kendi veda gününde bir araya geleceğini nasıl düşünebilirdik ki...

Bu görüşmede bizim de ondan bir ricamız vardı. Altay Sosyal Dayanışma Derneği olarak, camiada en büyük engellerden birinin camia içi kırgınlıklar olduğunu düşünüyorduk. Bu sebeple kendisinden bu kırgınlıkları azaltmaya ve barışmalar için destek rica etmiştik. Kendisinin de kırgın olduğu kişiler vardı. 89 yaşına rağmen, bizim ricamızı kırmamış, ilgili kişileri bir araya getirmemizi ve kendisinin bu kucaklaşmaya katılacağını bildirmişti. Maalesef bu kucaklaşma merhumu son yolculuğuna uğurlarken tabutu başında gerçekleşmiş oldu. Altay'ı seven ve Tözge'ye saygı duyan  insanların, Tözge'nin bizlerden son isteğine kulak vermesi ve camiada uzlaşmaları sağlamak, günlük kavgaları bitirmek görevleri olmalıdır. Altay Sosyal Dayanışma Derneği olarak da bu görevi en büyük hedefimiz haline getireceğimizin sözünü yönetim kurulumuz adına veriyoruz.

Tözge ile sohbet eden herkes onun iki hayalini bilirdi. İlki maçlardan önce tüm Altaylıların buluşabileceği ve zaferlerini bir arada kutlayabilmesi için bir Altay meydanı hayali. Ve birinci hayalini taçlandıracak, bu meydanda yer alacak bir Altaylı futbolcu heykeli. Hayatı boyunca binlerce görevi tamamlamış büyük hizmet adamının bu gönlünde hep olan ama bir türlü tamamlanamayan hayalinin gerçekleşmesinin sadece Altaylılara bir vasiyet değil, tüm İzmir'i yöneten ve tüm İzmirlilere bir vasiyet olduğunu düşünüyorum. Bu hayal için kendisinin çokça projesi vardı. Bu hayal gerçek olduğu gün Erdoğan amcamız hepimizin başını okşayacak, yanağına dokunacak, gözlerinin içi gülecek ve tüm haklarını bize helal edecek diye inanıyorum.

Son olarak Erdoğan amca örnek kişiliğiyle büyük bir insandı. Son Bugsaş maçında oğluyla beraber maç izlerken hissettirdiği gurur, benim için her zaman bir örnek olacaktır. Onun hissettirdiklerini günlerdir oğluma her sarılışımda yeniden yaşıyorum. Umarım bizim de uzun yıllar beraber geçireceğimiz, sevgi ve saygı dolu bir hayatımız olur. Bu yitimde beni teselli eden tek dayanak da ailesinden geldi. Yakın çevrelerine 'babamız asla başkalarına muhtaç kalmak istemez, hastalıkları duymak bile istemezdi. Son gününe kadar sağlıklı, ayakta bir hayat geçirmek onun en büyük arzusuydu. Bu sebeple acımız hafifliyor, o da ancak böyle bir veda isterdi' yaklaşımı bize bir teselli oldu. Bizler de onu hep dimdik ayakta, takım elbiseleriyle anılarımızda yaşatacağız. Işıklar içinde uyu büyük başkanım...