Geçen haftaki yazımızın konusu İzmir'imizin kurtuluş günü olan 9 Eylül günü ile ilgiliydi. Eşimin akrabası olup Kurtuluş Savaşı'nda yaşadıklarını 21 yıl sonra 9 Eylül 1953'te İzmir'de yayınlanan Demokrat İzmir gazetesindeki köşesinde duygusal kelimelerle dile getiren bir yazısı bizler için, biz İzmirliler için örnek olmalıydı. Elimizden geldiği kadarıyla biz de o yazıdan algıladıklarımızı 65 yıl sonra satırlarımızla anmaya çalışmıştık.

Biliyorsunuz; 9 Eylül'ün başka bir anlamı daha vardır. Günümüzde de ülkemizin siyasi ortamında her zaman ön planda yer alan Atatürk'ün partisi CHP aynı tarihte kurulmuştur.

Daha, henüz Cumhuriyet ilan edilmemiştir. 9 Eylül 1923 tarihinde Gazi Mustafa Kemal'in girişimi ile "Halk Fırkası" adını taşıyan kurum Türk siyasetinde yerini alır. Zamanı gelmiş Cumhuriyet'e adım aynı yılın 29 Ekim'inde atılmış, ülkenin yönetim şekli değişmiştir. Buna bağlı olarak 1924 tarihinde fırka da adını değiştirmiş ve başına cumhuriyet kelimesini ekleyerek "Cumhuriyet Halk Fırkası" olmuştur. Kimileri bu değişimdeki cumhuriyet kelimesinin aynı tarihlerde Mustafa Kemal karşıtlarının kurdukları "Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası"ndan esinlendiğini söylerlerse de elbette bu iddianın gerçekle ilgisi olduğu düşünülmemelidir.

Gazi'nin cumhuriyetle ilgili düşüncelerinin çok eskilere dayalı olduğu bilinmekle beraber henüz ilan edilmemiş bir yönetim şeklini çağrıştıran ismin fırkanın başında bulunmamasının doğal olduğunu kabullenmeliyiz. Bence; Cumhuriyetin ilanı ile birlikte ülkede oluşan siyasal çalkantıların arasında fırkanın adının başına kelime eklenmesinin ertelenmesi de aynı çerçeve içinde değerlendirilmelidir.

Daha sonraları 1935 yılında Türkçedeki değişimlere bağlı olarak fırka adından vazgeçilerek "Parti" kelimesi kullanılır olmuştur.
CHP'nin kuruluşundaki bir noktaya daha değinmemiz yararlıdır. Yakın tarihimizle ilgili araştırmaları yapanlar Gazi Mustafa Kemal'in girişimi ile oluşturulan partinin temel düşüncelerinin "Sivas Kongresi" kararlarıyla doğrudan ilgisinin bulunduğunu dolayısıyla kuruluş tarihinin 1919 Eylül olarak değiştirilmesi gerektiğini ifade etmişlerdir. Gerçekten Gazi Paşa'mız da birçok konuşmasında 4-11 Eylül 1919 tarihlerindeki Kongre sırasında oluşturulan "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetini"  fırkasının temeli saymıştır.

CHP'nin kuruluş öyküsünün diğer partilerin kuruluşundan farklı bir yanı vardır. Partiler, genel olarak iktidar olmak, iktidarı ele geçirmek için kurulurlar. CHP'de ise durum farklıdır, CHP iktidarda iken kurulup o günlerin devletinin temel prensiplerini korumak ve yaşatmak amacını taşımaktadır. Gerçekten CHP özellikle yüce Atatürk'ün ölümüne dek bu tarihi misyonunu eksiksiz olarak yerine getirebilmiştir. Atatürk'ün ölümü ve hemen ardından yaşanan II. Dünya Savaşı'nın yıpratıcı etkileri yapılması gerekenlerden bazılarının gerçekleşmesini engellemiştir. Bununla beraber CHP her devirde devletin bir ölçüde koruyucusu olma konumundan hiçbir zaman vaz geçmemiştir.

Bir ölçüde; CHP'nin devlete olan yaklaşımı günümüzde de aynen sürmektedir. CHP, iktidarda olduğu kısa dönemlerde bile devletine sahip çıkmış, onu korumayı görev bilme konumunu sürdüregelmiştir.
***
II. Dünya Savaşı'nın başlarında Fransa, Nazi Almanya'sının gaddar saldırılarına karşı koyamamış, yıpranmış, yenilmiş durumdadır. İşte o günlerde "General de Gaulle"ün Londra'dan BBC aracığıyla yaptığı çağrı çok önemlidir. İzninizle bu önemli çağrıyı kısacık da olsa buraya yazmak istiyorum. "A tous Les Français! La France a perdu une bataille. Mais, La France n'a pas la guerre./Tüm Fransızlara! Fransa, bir muharebeyi kaybetmiştir. Fakat; Fransa savaşı kaybetmemiştir." General de Gaulle, bu sözleriyle Nazi güçlerine olan asıl savaşın ancak bu düşünceyle, bu anlayışla başarıya ulaşabileceğini anlatmak amacını gütmektedir.

Gerçi aslını söylemek gerekirse; CHP, on altı yıldır bir muharebe değil, çok muharebe kaybetmiştir. Bana göre; kaybedilen seçimleri/muharebeleri tek olarak görebilmek işin en doğrusudur. CHP, kendi içindeki itişip kakışmalardan vazgeçip kuruluş günlerindeki heyecanı ve görev aşkını yeniden yaşamına aktarabilirse inanın sonunda savaşı kazanacaktır. Ve inanın bu savaş, ülkenin ve cumhuriyetin savaşı olacaktır.
Esenlikler diliyorum.