İzmir'deki depremde en fazla can kaybının yaşandığı Rıza Bey Apartmanı'nın yıkılmasına ilişkin 20 sanığın yargılandığı davada, binaya epoksi yapan firma yetkilileri dinlendi. Firma yetkilisi Caner Şeker, kendilerine tebliğ edilen işi yaptıklarını belirterek, “Epoksi binayı güçlendirme değildir. 50-60 bin liraya bina güçlendirilmez. Bize mal sahibi, 'Çatlaklar oluştu insanlar rahatsız oluyor' diye söylemiş biz de onu yapmışız. Binada çatlak olmasa epoksi yapılmazdı” dedi.
Ege Denizi'nde Seferihisar açıklarında 30 Ekim 2020'de meydana gelen ve 119 kişinin hayatını kaybettiği 6.6 büyüklüğündeki depremde, Bayraklı ilçesindeki sekiz katlı Rıza Bey Apartmanı'nda 36 kişi yaşamını yitirdi, 17 kişi de yaralandı.
Depremin ardından başlatılan soruşturmada dördü tutuklu, dokuz kişi hakkında, İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak” suçundan 20 yıla kadar hapis cezası talebiyle dava açıldı.
Davalar birleştirildi
Yargılama sırasında iki sanık daha tahliye edildi. Sanık avukatlarının şikâyetiyle açılan soruşturmanın ardından, “Bilinçli taksirle altı kişinin ölümüne ve iki kişinin yaralanmasına neden olma” suçlamasıyla haklarında iddianame hazırlanan Rıza Bey Apartmanı'ndaki diş hekimi polikliniği sahipleri Arda Hacarlıoğlu ve Onur Yedikara ile daire sahipleri Selma ve Ender Ensari'nin dosyaları da mevcut davayla birleştirildi ve sanık sayısı 13'e yükseldi.
Öte yandan o dönem Bayraklı Belediyesi Fen İşleri Müdür Vekili sıfatıyla imzası bulunan Gamze E. (52) ve Bornova Belediyesi eski İmar Müdürü Mehmet Ali U. (69) hakkında, “Görevi kötüye kullanma” suçundan İzmir 13'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23'üncü Ceza Dairesi, oy birliğiyle her iki dosyanın birleştirilmesine karar verdi. Böylelikle Rıza Bey Apartmanı davasında sanık sayısı 15'e yükseldi.
20 yıl hapsi istenen sanıklar tahliye edildi
Davanın 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde geçen ekim ayında görülen duruşmasında ise mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar müteahhit H. H. Ö'nün konutu terk etmeme, mimar A. S. B'nin ise yurt dışı çıkış yasağı adli kontrol şartlarıyla tahliyelerine karar verdi.
Böylelikle davada tutuklu sanık kalmazken, aileler tepki gösterdi.
Dava sürerken; müşteki avukatların binanın yapımında ihmali olduklarını iddia ettiği bazı şüpheliler hakkında suç duyurusunda bulunması üzerine, mimarlık-mühendislik şirketi yetkilisi İskender Kızılkanat, epoksi enjeksiyon (yapılardaki çatlakların dolgu malzemesiyle onarılması) işlemi yapan yapı malzemeleri firması yetkilileri Caner Şeker ve Serhat Türkmen ile bu firmada çalışan ve işlemi yaptığı iddia edilen inşaat mühendisi M. Ü. Y. ve izinsiz tadilatın yapılmasına onay veren kat maliklerinden E. P.'nin savunmalarını alındı.
Soruşturma sonunda, bu kişilerin de yargılanmasına karar verildi. Davada yargılanan sanık sayısı ise 20'ye yükseldi.
“Yapılan işlemlerde hata yok”
Sanıkların yargılanmalarına, 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen 17'nci duruşmayla devam edildi. Duruşmaya sanıklar, taraf avukatları ve müştekiler katıldı. Duruşmada, binaya 2003 yılında epoksi uygulayan firmanın yetkililerine söz verildi. Savunma yapan tutuksuz sanık firma yetkilisi Caner Şeker, “Epoksi yapılarak bina güçlendirilmedi. Epoksi binada güçlendirme veya kapasite artışına neden olmaz. Bu iş birkaç günde tamamlanır. Çatlakları tamir edersiniz. Biz bu işleri Marmara depreminden önce başlamıştık ve tecrübeliydik. Çok fazla talep geliyordu. Yapılan işlemlerde bir hata yok. Biz tebliğ edilen işi yaptık. Bugünün parasıyla epoksi işi çatlaklarda 50-60 bin tutar. Bu da binayı güçlendirme değildir. 50-60 bin liraya bina güçlendirilmez. Bize mal sahibi, 'Çatlaklar oluştu, insanlar rahatsız oluyor' diye söylemiş, biz de onu yapmışız. Binada çatlak olmasa epoksi yapılmazdı” dedi.
“Teknik konulardan anlamam, hesap işlerine bakıyorum”
Şirketin diğer ortağı Serhat Türkmen ise “Teknik konudan anlamam. Şirkette mali işlere bakıyordum. Epoksi kararını teknik kadrolar verir. Sahaya gidip inceleme yapmam. Hesap işleriyle uğraşırım” diye ifade verdi.
Binanın eski yönetici ve görevlisi sanık Ramazan Bulut ise SEGBİS ile duruşmaya katıldı. Binada oturanların kararının ardından epoksi yapıldığını belirten Bulut, “Ben bir kapıcıyla hemen hemen aynı işi yapıyordum. Para toplanması gerekiyor topluyordum. Aktif bir görevim yoktu. Neden yargılanıyorum bilmiyorum dedi.
“Herkes beni suçlama gayretinde”
Bina projesinin kendi ofisinde çizildiği iddia edilen sanık mimar İskender Kızılkanat, “Dosyaya müdahale olan herkes beni suçlama gayretinde. Yargısız infaz yapılıyor. Suçsuzum” diye konuştu.
Cumhuriyet savcısı, mütalaasında dosyadaki eksikliklerin giderilmesini istedi. Mahkeme başkanı, sanıklar yönünden tutuklama ve adli kontrolün kaldırılmasına yönelik bir karar vermediklerini belirtip duruşmayı erteledi.