Tutuklanarak yerine kayyım atanan ve ancak 115 gün sonra hazırlanabilen iddianamede Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer hakkında “silahlı terör örgütü üyesi olmakla” suçlamasıyla yedi yıl altı aydan 15 yıla kadar hapis talep edildi. Savcılık ayrıca Özer’e siyasi yasak talep etti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, "PKK/KCK silahlı terör örgütü üyeliği" iddiasıyla tutuklanan ve yerine kayyım atanan CHP'li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer hakkında 83 sayfalık bir iddianame hazırlandı. İddianamede, Özer'in yedi yıl altı aydan 15 yıla kadar hapis cezası ve siyasi yasakla cezalandırılması talep edildi.
Savcılık Özer'in Abdullah Öcalan'ın 'genel talimatları' uyarınca hareket ettiğini, 'demokratik özerklik çalışmalarına katkı sunduğunu' ve Mersin'de örgüt adına ideolojik eğitim organize ettiğini iddia etti. İddianamede şöyle denildi:
“Şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütünün üst düzey yöneticileri tarafından açıklanan "Kent Uzlaşısı" stratejisi kapsamında mevcut siyasi konjonktürden de faydalanarak gerçek siyasi görüş ve görüntüsünü gizlemek suretiyle batı illerinde bulunan belediyelerden Esenyurt Belediyesi'nde görev almak üzere görevlendirildiği, bu doğrultuda şüphelinin siyasi tutum ve davranışlarının üst düzey örgüt yöneticilerin talimatına göre şekillendiği, şüphelinin anlatılan şekilde silahlı terör örgütüyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz edecek şekilde organik bağ kurmak suretiyle terör örgütünün üyesi konumunda bulunduğu, örgütsel konum ve faaliyetlerinin vasfı gereği yönetici konumunda bulunmasa da sair örgüt mensuplarından farklı olarak ‘özel görevi haiz’ konumda bulunması nedeniyle hakkında alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle ceza tayini gerektiği anlaşılmıştır.”
Telefon görüşmeleri delil oldu
İddianamede, Özer'in telefon görüşmeleri delil olarak sunuldu. Özer'in, annesi vefat eden M.K. adlı kişiyle yaptığı başsağlığı konuşması, M.K.'nin kardeşinin terör suçundan kaydı olması nedeniyle suçlama konusu yapıldı.
Ayrıca, Özer'in MEBYA/DER binasına girişi ve eski Van Milletvekili Remzi Kartal ile 2015 yılında yaptığı dört görüşme de deliller arasında yer aldı.
“Kent uzlaşısı” ve belediye başkanlığı
İddianamede, “kent uzlaşısı” olarak bilinen sistemle Ahmet Özer'in Esenyurt Belediye Başkanlığı'na getirildiği ve bu yolla terör örgütüyle uzlaşma sağlandığı iddia edildi.
Savcılık, CHP'li diğer belediyelerde de benzer soruşturmaların derinleştirilerek devam ettiğini vurguladı.
İmralı görüşmeleri ve suçlamalar
Ahmet Özer'in isminin, “çözüm süreci” kapsamında İmralı’da Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde geçmesi de suçlamalara dayanak olarak gösterildi.
MİT ve devlet yetkililerin bulunduğu görüşme sırasında sürece dair birikiminden faydalanılabilecek akademisyenlerin ismi sayılırken Ahmet Özer'in ismi de telaffuz edilmişti.
HDK'nin yasal statüsü tartışması
İddianamede, 15 Ekim 2011 tarihinde kurulan Halkların Demokratik Kongresi'nin (HDK), Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) devamı olduğu ve PKK'nin talimatlarıyla hareket ettiği öne sürüldü. Bu iddialar, İzmir 20. Ağır Ceza Mahkemesi'nin HDK'nin yasa dışı bir örgüt olmadığına dair kararı ve istinaf mahkemesinin onamasına rağmen gündeme getirildi.
Roman ve fotoğraf delil sayıldı
Özer'in kaleme aldığı "Dağ Sancısı" adlı romandaki kurgusal karakterler ve makam odasında bulunan, çatışmada hayatını kaybeden Hakan Arslan'ın babası Ali Rıza Arslan'ın fotoğrafı da suçlamalara dayanak olarak gösterildi.
“Tanık” beyanları ve duyumlar
İddianamede, “tanık” Hicran Berna Ayverdi'nin, Özer'in akademik seminerlerde örgüt propagandası yaptığına dair duyuma dayalı beyanlarına da yer verildi.
İddianamede Ayverdi’nin, “Ahmet Özer de SHP adı altında seçime girdi. Parti içerisindeki arkadaşlarla konuşmalarımızda kendisinin doğrudan, Abdullah Öcalan'ın talimatıyla aday yapıldığı söyleniyordu” ifadesi yer aldı.