Türkiye Kadın Girişimciler Derneği'nin (KAGİDER) Kadın Gelişim Merkezi - Biz'de düzenlediği mayıs ayı toplantısında Boyner, sivil toplum yaşamına KAGİDER'de başladığını belirterek, girişimcilik temasıyla çıktıkları yolda, kadın girişimciliğinin önünde çok farklı zihniyet sorunları olduğunu gördüklerini söyledi.

TÜSİAD'da 2001 yılından bu yana kadın erkek fırsat eşitliğine ilişkin bir komisyonun faaliyetlerini sürdürdüğünü aktaran Boyner, KAGİDER ve TÜSİAD'ın, özellikle kadının toplumdaki yeri konusunda işbirliği yapması gerektiğini vurguladı.


Sivil toplum kuruluşlarının (STK) koşullara göre gözden geçirilecek olsa da görüşlerinde tutarlılığı sağlaması gerektiğini vurgulayan Boyner, "TÜSİAD görüşleri, üretilen yeni bilgilerle her zaman yeniden değerlendiriliyor. Fakat hiçbir zaman oportünizm olarak adlanabileceğimiz çelişkiler, ilkesel duruşları zedeleyecek tutarsızlıklar sergilememeye çalışıyor" dedi.

TCMB başkanı açıkladı | Hedef enflasyonu yüzde 5'e indirmek TCMB başkanı açıkladı | Hedef enflasyonu yüzde 5'e indirmek


Kadın-erkek eşitliği konusunun hukukun yanı sıra bir zihniyet problemi olduğuna işaret eden Boyner, toplumda cinsiyetçi yaklaşımı yeniden üreten bakış açısının değiştirilemediğini, kadını aile içinde ve anne rolüne hapseden zihniyet yerine bir kadın politikası oluşturulması gerektiğini kaydetti.


Türkiye'de kadının işgücüne katılım oranının yüzde 26, kadın istihdam oranının yüzde 23 olduğunu kaydeden Boyner, iş ve aile yaşamını dengeleyici politikaların üzerinde, çeşitli ülke örneklerine de bakılarak çalışılmasının şart olduğunu belirtti. Boyner, babaların da çocuk bakım sorumluluğunu üstlenmesi için ebeveyn izninin gündeme gelmesi, işyerlerinde kreş imkanlarının yaratılması gibi örneklere ilişkin bilgi verdi.


Esnek çalışma sistemine de değinen Boyner, konuya ilişkin olarak şu görüşleri aktardı: "Bu zor bir konu. AB ülkelerinde önemli bir payı var. Bizde yeterince istifade edilmiyor. Esnek çalışma biçimleri kadınların çalışma yaşamından kopmamaları için bir imkan sunabilir. Ülkemizde ise iş kanununda tanımlanan esnek çalışma biçimlerinin yaygın bir uygulama alanı bulabildiğini söylemek güç. Oysa güvenceli esneklik yaklaşımı istihdamın korunmasına ve geliştirilmesine ve gençler, kadınlar gibi istihdamdan eşit olarak yararlanamayan kesimlerin de istihdama katılımına destek olabilir. Ancak bu tarz çalışma biçimlerinin ağırlıklı olarak kadınlara özgü bir seçenek olarak algılanmasına ve kadınların kariyer basamaklarında dezavantajlı konuma gelmelerine neden olacak unsurları da mutlaka ayıklanmak zorunda."

Editör: Haber Merkezi