Yeni yıl yaklaşırken asgari ücret tartışmaları da yeniden alevlendi. 2023’ün Ocak ayında net 17 bin 2 liraya yükseltilen asgari ücret, Temmuz ayında yeni bir artış görmedi. Ve geçen 10 aylık sürede yüksek enflasyonun etkisiyle gıdadan giyime, ulaşımdan akaryakıta, kiraya, elektriğe, doğalgaza gelen zamlarla yüzde 40 eridi. Ocak’ta 17 bin 2 lira olan maaş, Ekim ayında bu erimeyle oransal olarak 8 bin 500-9 bin liraya kadar düştü. Avrupa ülkelerinde asgari ücret alanların tüm çalışanlara oranının yüzde 9, Türkiye’de ise bu oranın yüzde 57 olduğunu belirten ekonomistler, artık her iki çalışandan birinin asgari ücretli olduğunu vurguluyor. Yeni yılda asgari ücretin yüzde 25 oranında zamlanacağı tahmininde bulunan Ekonomist Erdal Özel, asgari ücrette yüzde 75 oranında artışa gidilse dahi enflasyonist ortamda kaybedenin yine yurttaş olacağını söyledi.

‘Artış memnun etmez’

Ekonomist Özel, asgari ücretin artışına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘refah payı’nı da ekleyebileceğini ifade ederek “IMF tavsiyeleri ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in de konuşmalarına bakıldığında hedef enflasyona göre asgari ücretin yüzde 20-25 oranında artması öngörülüyor. Şayet yeni bir ekonomi bakanı değişikliği veya başka bir değişiklik yaşanmazsa benim de tahminin yüzde 25 artış yönünde. Bir diğer konu ise erken seçimin konuşulduğu politik atmosferdir. Bu sayede Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu artışa bir refah payı katarak bunu yüzde 25’in üzerine çıkarabilir. Cumhurbaşkanı’nın refah payı eklemesi dahi yurttaşı memnun edeceğini sanmıyorum” dedi.

Öte yandan buna bir de vatandaşın gözünden bakılması gerektiğine işaret eden Özel, “Artışa bir de yurttaşın gözünden bakmak gerekiyor. Bunu söylemeden önce asgari ücretin tanımını yapmalıyım. Bu ücret, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın kendi sitesinde de yazdığı gibi, ‘Asgari ücret, bir bireyin kendi yaşamı boyunca, kültürel harcamaları dahil olmak üzere zorunlu harcamalarını yapabileceği bir günlük minimum harcama tutarıdır’ diyor. Burada asgari ücret, sadece bir kişinin hayatını sürdürebileceği bir rakamdır. Asgari ücretin genele yayılan bir ücret politikası olmaktan çıkarılması gerek. Aynı tanımda ise, ‘güncel fiyatlar doğrultusunda bu asgari ücret sağlanmalı’ diyor. Yani enflasyonun yüksek olduğu bir ülkede, asgari ücrete yılda bir defa zam yaparsanız, Ocak ayında bunu sağlasanız dahi, ki zor, ilerleyen aylarda güncel fiyatlarla bunu aynı refah seviyesinde tutma ihtimali yoktur” şeklinde konuştu.

‘Yurttaşın parası son bir yılda yüzde 40 eridi’

Asgari ücret artışının yüzde 75 oranında olmasının da herhangi bir değişikliğe yol açmayacağına aişaret eden Özel, “Asgari ücret zammı bugün yüzde 25 de olsa, yüzde 75 de olsa asgari ücretli çalışan her halükârda kayba uğrayacak. Çünkü enflasyon engellenmeden yapılacak artışların ne yazık ki çalışan insanların refah seviyesine bir katkısı olmayacak” ifadelerine yer verdi.

Restoranlarda harcama limiti uygulaması tartışma yarattı Restoranlarda harcama limiti uygulaması tartışma yarattı

Özel, asgari ücretlinin son bir yılda ekonomik kaybının grafiğini de çıkararak “Ülkemizde bir yıllık süre zarfında geriye dönük baktığımızda TÜİK’e göre yüzde 40 oranında bir enflasyona maruz kaldık. Yani yurttaşın parası TÜİK’e göre yüzde 40 eridi. Ki yurttaşın genel harcama kalemlerine de baktığımızda, ENAG’ı da bu tartışmaya dahil ettiğimizde, bunun tam tamına yüzde 80 civarında eridiğini söyleyebiliriz. Bu ise 10 aylık süre zarfında gerçekleşen erimedir. Buna kalan iki ayı da eklersek, yüzde 100 oranında erimiş oluyor. Ocak ayında belirlenen asgari ücret, Temmuz’da zam almadı ve bir yıllık aynı seviyede kalan 17 bin 2 lira, 8 bin 500 lira civarlarına düşmüş oldu. Reel değerlerinde yarı yarıya düşmüş oldu. Biz, bu bir yılda neleri kaybettik diye sormak yerine, kaybedecek neyimiz kaldı diye de sormamız gerekiyor. Bordrolu çalışanların tamamı bu duruma maruz kalıyor. Ekonomideki sıkıntıların, yüksek enflasyonun, aşırı derecede dış borç, cari açık ve bütçe açıklarının sorumlusunu maaşlı ve bordrolu çalışanlarmış gibi gösterme çabası var. Son bir yıldır bordrolu çalışanlar, sürekli fakirleşmeye devam ediyor. Önümüzdeki yıllarda ise bu fakirleşme devam edecek gibi görünüyor.  Yüksek enflasyon ortamında zenginliğine zenginlik katan bir kesim oluşurken nüfusun yüzde 80’lik kısmı ise açlıkla mücadele eder bir hale geldi” ifadelerini kullandı.

 Türkiye’nin yüzde 57’si asgari ücretli

  • Lüksemburg net asgari ücret 2040 euro. Çalışanların yüzde 14’ü asgari ücretlidir
  • İrlanda net asgari ücret 1980 euro. Çalışanların yüzde 5,6’sı asgari ücretlidir
  • Almanya net asgari ücret 1776 euro. Çalışanların yüzde 6,4’ü asgari ücretlidir
  • Hollanda’da net asgari ücret 1830 euro. Çalışanların yüzde 6’sı asgari ücretlidir
  • Belçika’da net asgari ücret 1736 euro. Çalışanların yüzde 50’si asgari ücretlidir
  • Fransa’da net asgari ücret 1398 euro. Çalışanların yüzde 17,3’ü asgari ücretlidir
  • Portekiz net asgari ücret 820 euro. Çalışanların yüzde 20,8’i asgari ücretlidir
  • Yunanistan net asgari ücret 706 euro.  Çalışanların yüzde 29’u asgari ücretlidir
  • Polonya’da net asgari ücret 763 euro. Çalışanların dörtte biri asgari ücretlidir
  • Slovakya’da net asgari ücret 615 euro. Çalışanların yüzde 4’ü asgari ücretlidir
  • Macaristan’da net asgari ücret 458 euro. Çalışanların yüzde 20’si asgari ücretlidir
  • Romanya’da net asgari ücret 415 euro. Çalışanların yüzde 28’i asgari ücretlidir
  • Bulgaristan’da net asgari ücret 371 euro. Çalışanların yüzde 27’si asgari ücretlidir

Türkiye’de 17 bin 2 TL olan asgari ücret yaklaşık 465 euro kadar. Çalışanların yüzde 57’si asgari ücretli.

Kaynak: HABER MERKEZİ