Öyle zamanlarda yaşıyoruz ki, teröristin dilinde barış, hırsızın dilinde namus, hainin dilinde vatan millet sözcükleri dolaşıyor.

Öyle zamanlarda yaşıyoruz ki, teröristin dilinde barış, hırsızın dilinde namus, hainin dilinde vatan millet sözcükleri dolaşıyor. Kim sağcı, kim solcu, kim milliyetçi belli değil. Kısacası, kimin eli kimin cebinde belli değil; kavramlar birbirine karışmış durumda.

Üstat Cemil Meriç'in bu gibi durumlara dair söylediği şu söz, günümüze ışık tutuyor: "Bu memlekette sağcı-solcu, ilerici-gerici yoktur; namuslu ve namussuzlar vardır." Siz erdemli ve namuslulardan olun!

Cemil Meriç'in bu sözü, sanki günümüzü tarif ediyor. Siyasetin kirli dünyasından geçimini sağlayan bazı insanların, işi sadece bilim ve ilim üretmek olan insanlara musallat olması, insanın içini acıtıyor. Eğer temiz eller olacaksa, meslektaşlarıma tavsiyem, önce "Siyasetin tek limanı ahlaktır" diyenlerle bir olup, siyaset sayesinde "devletin malı deniz, yemeyen keriz" diyenlere karşı savaş açmalarıdır.

Bırakalım bilim insanları kendi mecralarında ülkemiz için güzel işlere imza atsınlar. Bizler de erdemli ve ahlaklı siyaset yapalım. Demem o ki, bırakın Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi'nin gelmiş geçmiş en değerli başhekimlerinden olan Profesör Doktor Yekta Öncel işini yapsın, siyasiler de kendi işini yapsın. Kamu kurumlarına siyaseti bulaştırmayalım.

Unutmayalım ki, haksızlık karşısında susmak erdemli olmamak demektir. Erdemli olun, susmayın!