1875-1965 yılları arasında yaşayan Rudolf von Sebottendorf, tarihi figürlerden biri olarak dikkat çekmektedir. Baron von Sebottendorf olarak da bilinen bu ilginç karakter, Thule Society'nin kurucusudur ve oldukça makyavelist bir kişilik sergilemiştir.
Osmanlı dönemi ve doğu felsefeleri
1901 yılında 26 yaşındayken İstanbul'a yerleşerek Osmanlı vatandaşlığına geçen Sebottendorf, bu dönemde denizci bir tüccar olarak çalışmaktaydı. Türkiye'deki süresi boyunca Bektaşi, Sabetaycı ve mason teşkilatlarıyla bağlantılar kurarak, Sufi, Kabbala ve diğer Doğu felsefelerini incelemiştir.
Almanya'ya dönüş ve Thule Society
Birinci Dünya Savaşı sonrası Almanya'ya döndüğünde, yükselen komünizm tehlikesine karşı milliyetçi sosyalist işçi hareketleri organize etmeye başlamıştır. Thule Society, bu hareketlerin en önemlilerinden biridir ve Nazizme okültist temeller yüklemek isteyenler tarafından sıklıkla gündeme getirilmiştir.
Alman Milliyetçi İşçi Partisi'nin kuruluşu
Sebottendorf, Alman Milliyetçi İşçi Partisi'ni kurmuş ancak bu parti kısa süre sonra Adolf Hitler'in kontrolü altına girmiştir. Zamanla Sebottendorf ile parti arasında anlaşmazlıklar doğmuştur.
İkinci Dünya Savaşı ve sınır dışı edilme
1930'larda Gestapo tarafından Almanya'dan sınır dışı edilen Sebottendorf, tekrar Türkiye'ye dönmüştür. İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya ve İngiltere adına çift taraflı casusluk yaptığı bilinmektedir.
Ölümü ve mirası
1965 yılında Üsküdar'da bir parkta donarak ölen Sebottendorf, kimsesizler mezarlığına defnedilmiştir. Kendisi, Hitler'i yaratan kişi olarak anılmakta ve tarihe damga vuran bir figür olarak hafızalarda yer edinmiştir.
Hitler üzerine yaptığı açıklamalar
Sebottendorf'un bir Alman dergisine verdiği röportajda Adolf Hitler hakkında yaptığı yorumlar, onun karizmatik liderlik arayışını ve Almanya'nın geleceği konusundaki inancını gözler önüne seriyor: "Almanya kaybetmeyecek. Yenilse bile kaybetmeyecek."
Ritüeller ve Doğu Masonluğu
Sebottendorf'un "Eski Türk Masonlarının Uygulamaları" adlı kitabı, Doğu masonluğunun ritüel ve öğretilerine dair endişe verici bilgiler içermektedir. Kitapta simyanın anlaşılması için önerilen ritüeller ve bu ritüeller sonucunda görülecek şeyler hakkında bahsetmesi, okuyanları düşündüren bir konudur.