Kış ayının girmesiyle birlikte ısınmada yakıt kullanımı artarken uzmanlar, "sessiz tehlike" olan karbonmonoksit gazından kaynaklı zehirlenmelere karşı uyarılarda bulundu.
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı ve Acil Tıp Uzmanları Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Zeynep Gökcan Çakır, "Türkiye'de karbonmonoksit zehirlenmesi kış aylarının rutinidir. Soba, kalorifer ya da doğalgazla ısıtılan evlerde baca sistemlerinde en önemli husus karbonlu yakıtların gazının ortamdan güzel olarak uzaklaştırılmasıdır." dedi.
Şehirlerin yoksul evlerinde, köylerde, kırsalda yanan sobaların, yatak odalarına alınan ya da kapalı ortamda yakılan mangalların ve nargile kafelerin karbonmonoksit kaynağı olduğunu ifade eden Çakır, özellikle havaların soğumasıyla ocak, şubat ve mart döneminde zehirlenme vakalarını daha sık gördüklerini belirterek, klinik olarak bu konuda çok deneyimli olduklarını anlattı.
"Karbonmoksit, öldürücü zehirlenmedir"
Karbonmonoksit zehirlenmesinin bazen ağır bazen de baş ağrısı ve nezle gibi hafif seyrettiğine işaret eden Çakır, şöyle devam etti:
"Düzgün yanmamış yakıtlardan çıkan karbonmonoksit gazı, vücuttaki oksijenle yarışan gazdır. Oksijen dokulara gidemediği için oksijensizlikten en çok etkilenen organ kalp ve beyindir, böbrek fonksiyonlarını da bozar, genel vücut kırgınlığı da yapar. Kalp damar sistemlerini etkileyip bazen hasta taburcu olduktan sonra nörolojik sistemlerde kalıcı hasar da bırakır. Karbonmoksit öldürücü zehirlenmedir, 'sessiz ölüm' diye isimler takılmış. Banyodayken ya da uykudayken odadaki karbonmonoksit zehirlenmeleri, ölümle sonuçlanabiliyor."
Çakır, kapalı otoparklardaki oto yıkamacılar, nargile kafelerde hizmet alan ya da hizmet veren kişiler, sobalı kahvelerde sürekli çalışan insanların risk altında olduğuna dikkati çekti.
"Kalorifer çalıştığında aracı havalandırmak da çok önemli"
Karbonmonoksit zehirlenmelerinde önleyici tedbirlerin çok önemli olduğunu vurgulayan Çakır, "Doğalgazla ilgili tesisatın ilk günkü gibi muhafaza edilmesi yani evlerde yapılan tadilatın, değişiklik ve tamirat işlerinin doğalgaz sistemine yansımaması gerekiyor. Kırsalda yaşayanların soba, baca temizliğini düzgün yapması ve yatak odasına mangal götürme alışkanlığından vazgeçmesi gerekiyor. Araçta mahsur kalma durumunda kalorifer çalıştığında aracı havalandırmak da çok önemli." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Çakır, "Erzurum, Ardahan, Ağrı ve Kars gibi doğu illerinde geçen sene baktığımız karbonomoksit zehirlenmesinden yüzlerce vakayı iyileştirip taburcu ettik. Eskisi kadar şofbenlerin öldürücü etkisine rastlamıyoruz ama özellikle evlerde soba yakıp uyuyan kişiler arasında ölmek üzereyken ya da ölenlere rastlıyoruz." dedi.
"Sessiz ölüm"den komşusunun yardımıyla kurtuldu
Kentte iki gün önce bacadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenen 61 yaşındaki Orhan Aksakal ise baş ağrısı ve halsizlik şikâyetiyle sağlık ekiplerince hastaneye kaldırıldığını belirtti.
Akşam eve geldiğinde hafif gaz kokusu aldığını anlatan Aksakal, "İşten geldiğimde evde kimse yoktu, ailem il dışındaydı. Bacadan gaz sızıntısı olmuş, zehirlenmişim. Eşe dosta haber verdim, komşumu aradım, o da bir saat sonra gelince evde baygınlık geçirmişim, başka bir şey hatırlamıyorum." diye konuştu.
"Soba bacaları yılda en az iki defa temizlenmeli"
Erzurum Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Eğitim Amiri Hasan Koçak da gaz kaçağı durumunda zehirli gazın dışarı atılması için ev mutfaklarındaki doğalgaz sisteminin bulunduğu menfezlerin kesinlikle açık tutulması gerektiğini anlattı.
Soba borularının çevrelerine yanıcı madde konulmaması gerektiğini, bunların da çatı yangınına sebep olduğunu belirten Koçak, "Soba bacaları yılda en az iki defa temizlenmeli çünkü dışarıdaki faktörler bacayı doldurabilir, bunlar hem yangına hem de dumanın içeri tepmesinden dolayı zehirlenmelere sebep olur. Özellikle lokanta, cağ kebap ve kebapçı bacaları ise üç ayda bir temizlenmeli ve bu işleri yetkili firmalar yapmalı çünkü yağlar baca içerisinde katman oluşturmakta, yüksek ısıyla yanmaya başlayıp yangına sebep olmakta." bilgisini paylaştı.