FATİH ÖZKILINÇ- İzmir’de 30 Ekim tarihinde meydana gelen depremde 17 bina tamamen yıkılırken 680 bina ağır, 800 bina orta hasar görmüştü. Hasar tespitinin ardından yıkım işlemleri devam ederken kentsel dönüşüm ve yıkılan binaların yeniden inşasına ilişkin sorunlar ortaya çıktı. İzmir Depremzedeler Dayanışma Derneği(İZDEDA), depremzedelerin sorunlarını duyurmak ve çözümsüz kalan konular hakkında toplu halde dilekçe vermek amacıyla dün Bayraklı Belediyesi önünde toplanarak basın açıklamasında bulundu. Açıklamaya katılarak depremzedelerin yanında olduklarını belirten Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, deprem sürecinin enkazların kaldırılmasından depremzedelerin kalıcı konutlarına yerleştirilmesine kadar bütünsel bir süreç olduğunu söyledi.

 

Vatandaşların mağduriyetlerini minimuma indirmek istediklerini ifade eden Başkan Sandal, “Şimdi işin önemli boyutu olan asıl konutlarımıza dönmekle ilgili çalışmalar var.. Biliyorsunuz Bayraklı olarak plan notlarını ilk gönderen belediye biziz. Hatta ada bazlı olursa yüzde 10 imar artışının olabileceği ve ekonomik olarak da vatandaşı rahatlatabilecek plan notumuzu biz gönderdik. Ama sonuç itibariyle genel bir uzlaşı çerçevesinde hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın hem de siyasi partilerin ortak çalışmalı.  Ama  Plan notumuz bize geri gönderildi. Ortak bir uzlaşıyla bu meseleyi çözmek gerekiyordu ve büyükşehir belediyemiz usul ve esaslar kapsamında yeni plan notunu geçirdi. İlçe belediyelerine tanınan süre 5 aydı. Bizim kararlarımızı meclislerden geçirmek için süremiz 7-8 ayken biz bu kararı 5 günde geçirdik. Burada amaç vatandaşlarımızın mağduriyetini minimuma indirmek. Biz, vatandaşımız zarar görmeden imkanları ölçüsünde asıl konutlarının metrekaresi neyse öyle konutlara yerleşsinler istiyoruz. Ama şu bilinsin. Biz bir kamu kurumuyuz. Bugün imar artışıyla ilgili talebiniz tabii ki de hakkınız. Ama ilgili yasanın bize ne dediği çok önemli” dedi.

“Bizim tercihimiz sizsiniz”

Plan notları görüşmesinde tüm paydaşlarla ortak bir süreç yürüttüklerinin altını çizen Başkan Sandal, “Biz bu meseleleri çözerken derneğimizi hiç ihmal etmedik. Bugünkü plan notumuzun itirazsız geçmesinde derneğimizin de ciddi katkısı var. Ama geldiğimiz noktada sadece metrekarelerin korunmasıyla ilgili bir çalışma içine girdik. ‘Neden geciktiniz’ diye sorabilirsiniz. Ama plan notları ve askı süreci bitmeden yapılacak her şey yarım kalır. Bugün bu süreç, biraz netleştiği için İş bankasıyla ilgili görüşmeleri son noktaya getirdik. Şimdi şirketle ilgili çalışmayı aslında geçen ay işleme koyduk ve önümüzdeki haftaya bu işlem de bitecek. Öngörümüz şu: yasal olarak üzerimize ne düşüyorsa sizin adınıza her adımı atmaya hazırız. Bizim tercihimiz sizsiniz. Sizi mağdur edecek herhangi bir şeyin içerisinde olmayız biz. Ama bizim yetki ve sorumluluklarımız belli bir noktaya kadar. Şimdi kuracağımız şirketle de bütün müşavirliklerin belediye şirketi aracılığıyla olmasını istiyoruz. Proje aşamasından diğer bütün aşamalara kadar. Tasarladığımız proje içerisinde bir müteahhit havuzu oluşturmak var. A sınıf karnesi olan müteahhitlerden bir havuz oluşturacağız. Vatandaşlarımıza da bu tercihi sunacağız. Tercih yine sizin. Bir zorunluluk yok. İster havuzdaki müteahhitlerle, istemezseniz de başka bir müteahhitle anlaşın, biz şirket olarak müşavirlik hizmetlerinin tamamını ücretsiz vereceğiz. Altını çiziyorum. Kesinlikle arsanızı satmayın. Evinizi satmayın ve kesinlikle belediyeden fikir almadan evinizi müteahhitlere vermeyin. Her şeyin bir okuru ve ederi var. Bu işi profesyonellere bırakın. Evet süreç uzun olabilir ama sürecin sonunda kimse üzülmez. Şunu unutmayın ben sizden biriyim. Hayat şartlarının ve imkanlarınızın ne olduğunu biliyorum. Sıkıntının, derdin ne olduğunu biliyoruz. Bu sorunu bir an önce çözmemiz lazım. Komşularımızı bir an önce evlerine yerleştirmek zorundayız” diye konuştu.

Öncelik, yönetmelik öncesi konutlar

Önemli olanın binaların riskli olup olmadığıyla ilgilenmek olduğunun altını çizen Başkan Sandal, “Temeli olmayan bina, betonu, demiri olmayan bina riskli binadır. Bizim Bayraklı Belediyesi olarak önceliklerimizden biri, deprem yönetmeliği öncesinde yapılan bütün konutların değişimi ve dönüşümüyle ilgili. Bu almada bina güçlendirmelerine sıcak bakmadığımızı belirtmek istiyorum. Buradaki prosedür de elimizden geldiğince de uzatacağız. Bina güçlendirmesiyle yeniden inşa etme arasında maddi olarak büyük bir fark olmadığı gibi güçlendirilmiş binaların risksiz olduğuna dair bir belge de yok. Önemli olan sizin temelinizin güçlü olması” ifadelerini kullandı.

Başkan’dan sabır çağrısı

Depremzedelerden gelen “Emsal artışı olacak mı” sorusuna ise Başkan Sandal, “Emsal artışıyla ilgili mesele sadece belediyeyi ilgilendirmiyor. Hatırlarsanız bu usul ve esaslarla ilgili bile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın ‘Evet' demesi bile kolay olmadı. Yapacağınız işin nihayete varması için işin bileşenlerinin tamamınım ‘Evet’ demesi gerekiyor. Buradaki temel sıkıntı da yoğunluk artışı. Yoğunluk artışından dolayı bu tür emsal artışlarına sıcak bakılmıyor. Emsal artışı işi gerçekçi değil.”

Sürecin sonlarına yaklaştıklarını belirten Başkan Sandal, "Sürecin tamamlanmasının son 1-2 ayındayız. Sizden ricam sabredin" diyerek yanıt verdi.

Müteahhitlerin insafına kaldık

Başkan Sandal’ın konuşmasının ardından basın açıklamasını depremzedeler adına İZDEDA Başkanı Haydar Özkan okudu.  Depremin üzerinden yaklaşık 7 ay gibi bir süre geçtiğini ifade eden Özkan, önceki dönemdeki kanun ve yönetmeliklere göre inşa edilen ancak zaman içerisinde kanun ve yönetmeliklerde yapılan değişikliklere uygun olmadığı için yaşam alanlarında ciddi kayıplar yaşanacağını söyledi. Özkan, “Emsal yerine inşaat alanının korunması bile her bir depremzedenin evinin yaklaşık 10-20 metrekare küçülmesine sebep olmaktadır. Depremzedelerin en başından talep ettiği 3 kata tekabül eden 30'luk emsal artışı istekleri göz ardı edilmiştir. Çıkarılan bu plan notu yalnızca depremzedelerin ağzına çalınmış bir parmak bal vazifesi görmektedir Depremde zarar görmüş evlerimizin yeniden yapım sürecinde biz depremzedelere maddi açıdan hiçbir fayda sağlamamıştır. Yetkililer depremzedeleri müteahhitlerin insafına bırakmış olup, bizleri mevcut evlerimizin alanını küçülterek müteahhitlere pay çıkarmak gibi yolları üretmeye itmiştir. Bu durum komşuluk ilişkilerinin bozulmasına, ayni apartmanda yaşayan maddi durumu iyi olan ile iyi olmayan vatandaşlar arasında ciddi tartışmalar çıkmasına sebep olmaktadır” dedi.

“En kötü çözüm çözümsüzlükten iyidir”

Özkan açıklamasına devamında ise şunları kaydetti:
Depremden sonra özellikle Bayraklı ilçesinde yaşanan sorunlar sıradan bir kentsel dönüşüm projesi kapsamında değerlendirilmemelidir. Bu bölgeye hiçbir jeolojik etüd yapılmadan dönemin inşaat teknikleri ile Zemin+7 kat ve daha fazla imar verilmesi, kamunun ruhsatlandırma ve inşaat aşamasında yeterli denetimleri yapmamış olması, evlerini kaybeden depremzedelerin suçu mudur? Komşu parsellerinde gökdelenler yükselirken, günümüz inşaat teknolojileriyle yüksek katlı binalar inşa edilebiliyorken neden emsal artışına karşı çıkılmaktadır? Üstelik yeni yapılacak binalarda zemin etüdü, zemin iyileştirme ve fore kazık uygulaması zorunlu tutulmasına rağmen emsal artışı verilmeme inadı bölgeye dair başka planlar olduğunu akla getirmektedir. Eğer bölgede sosyal donatılar yetersiz görülüyor ise bu depremzedelerin mi; yoksa doğru planlamayı yapmayan kamu kurumlarının mi suçudur? Geçmişteki tüm bu yanlış kararların faturası neden bugün depremzedelere kesilmektedir. TMMOB'a bağlı Şehir Plancıları Odası ve Mimarlar Odasının meslek ilkeleri gereğince ideal olandan söz etmesi normaldir. Ancak yaşanan bu olağanüstü durum sebebiyle evlerini terk etmek zorunda kalan neredeyse 250.000 kişi için en kötü çözüm bile çözümsüzlükten daha iyidir. Emsal artışına ve hazırlanan plan notuna karşı olup da alternatif çözüm geliştirememek mühendislik-mimarlık felsefesine aykırıdır İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği olarak her iki adayı da çözüme ortak olmaya ve depremzedelerin konutlarına bir an önce ve en az maliyetle kavuşmaları için proje geliştirmeye davet ediyoruz Özellikle Bayraklı bölgesi gibi şehrin en iyi planlanmış bölgelerinden biri için emsal artışı talebimize engel olarak gördüğünüz altyapı eksikliklerini belirleyin ve hep beraber bu eksikliklerin giderilmesini kamu görevlelerinden talep edelim.

Davadan vazgeçin


Şehir Plancıları Odası Genel Merkezi'nin İzmir Büyükşehir Belediyesi plan notuna karşı açacağı dava ile ilgili bir sözümüz daha var. İzmirli depremzedeler olarak Şehir Plancıları Odası Genel Merkezi'ni İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin hazırlanmış olduğu plan notuna karşı açacağı davadan vazgeçmeye çağırıyoruz. Eğer kamu otoritelerinin önerdiğinden daha iyi bir öneriniz varsa kamuoyuyla paylaşmaya davet ediyoruz. Popülist söylemlerle bizleri politika malzemesi haline getirmeyin ve haklı mücadelemizde bizlerin yanında olduğumuzu gösterin İmar konusunda doğru çözüme ulaşamazsak evlerimizin yerinde er ya da geç yeni gökdelenler yükselecek ve bölgenin demografik yapısı değişmiş olacak. Bölgemize komşu parsellere 20-25 katlı apartmanlar yapılırken ve gökdelenler dikilirken de aynı hassasiyeti göstereceğinizi umuyoruz. Deprem sonrası yaşanacak kentsel dönüşümün bütün yükünün depremzedelerin sırtına yüklenmesi adil değildir. Depremzedeler de elini taşın altına koysun demek sorumluluklardan kaçmak demektir. Unutmayın ki depremzedeler o tas yığının altından çıkmış, büyük kayıplar yaşamış ve hayatlarını düzene koymaya çalışan insanlardır Evlerine bir an önce kavuşmak dışında bir emelleri yoktur. Hiçbirinin rant veya gelir elde etmek gibi bir amaçları da yoktur. Emsal artışı sağlanmazsa depremzedeler müteahhitlerin insafına terk edilecek, tüm mal varlıklarını yok pahasına satarak bölgeden göç etmeye zorlanacaklardır. Bunun adı zoraki göçtür.

Bugün İzmir'deki depremzedelerin başına gelen yarın herkesin başına gelebilecek çok özel bir durumdur. Deprem öngöremediğimiz ve basit yöntemlerce tedbir alamadığımız bir doğal afettir Evlerini kaybeden bu insanlar daha fazla kayıp yaşamadan bir an önce güvenli yeni evlerine kavuşturmak aynı zamanda sosyal devletin sorumluluğundadır. Bu sebeple tüm yetkilileri depremzedelerin sorunlarına bir an önce çözüm üretmek adına göreve çağırıyoruz. Ayrıca İzmirli hemşerilerimizin ve İzmir'i seven herkesin yaşadığımız duruma dikkat çekmek adına desteğini bekliyoruz.”