Sercan Engerek-İzmir'de yağan kar nedeniyle Menderes'teki seraların büyük bir bölümü zarar gördü. Sayısı binlerle açıklanan seraların bulunduğu arazilerde kar henüz erimediği için hasar tespiti tam olarak yapılamadı. Hasar tespitinin yapılmasını bekleyen çiftçinin yeniden örtülü tarıma başlayabilmesi için araziyi uygun hale getirmesi ve ekonomik kaynak bulması gerekiyor. Gül, karanfil, marul gibi bitkilerin yetiştirildiği seraların en az yüzde 70'nin zarar gördüğünü belirten Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ferdan Çiftçi, 'Buranın afet bölgesi ilan edilmesi lazım. Ama afet bölgesi kapsamına alınması yeterli değil. Bir kere çiftçi bu seneki ürününü kaybetti. Çiftçinin bu sezonu bitti. Sera alanları yok oldu. Seralar yeniden yapılmaz ise seneye de ürün alınamayacak. Devletin gerekli önlemleri alması gerekiyor' dedi.

'Çiftçinin finansmana ihtiyacı var'

İzmir 10 Ocak'ta yağan kar nedeniyle Menderes ilçesinde seraların zarar görmesi üreticinin işini zorlaştırdı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü yetkililerinin hasar tespit çalışmalarının devam ettiği bölgede incelemelerde bulunan Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ferdan Çiftçi, üreticinin gördüğü zarardan bölge tarım ve ekonomisinin nasıl etkileneceğini anlattı. Hasara uğrayan seraların çoğunda gül, karanfil ve marul yetiştirildiğini söyleyen Çiftçi, 'Menderes bölgesi İzmir'deki örtü altı tarımın yüzde 64'ünün yapıldığı bir yer. İzmir'deki katkısı çok yüksek. 17 bin 652 dekar sera var. Bunun 11 bin 911 dekarı Menderes bölgesinde. Örtü altı tarımın yüzde 64'ünü burası yapıyor' diye konuştu.
Çiftçi, özellikle de marul üreticisinin 2016'dan beri kazanamadığını dile getirdi. Üreticinin borçlarının biriktiğini ifade eden Çiftçi şunları kaydetti: Çiftçilerin borçları birikiyor. Üretici aldığı kredileri nasıl ödeyeceğini düşünüyor. Ürünün zarar görmesiyle 'Gelirim gitti nasıl geçineceğim' diyor. İkincisi bir finansmana ihtiyacı var. Serayı tekrar nasıl yapacak. Ciddi soru işaretleri. O nedenle çiftçinin elinden tutulması gerekiyor.

'Afet bölgesi ilan edilmeli'

Hasar tespitinin hızla yapılmasının örtülü tarımın yeniden başlayabilmesi için önemli olduğuna değinen Çiftçi, bölgenin afet bölgesi kapsamına alınması gerektiğine vurgu yaptı. Üreticinin maliyetlerinin de gittikçe arttığını söyleyen Çiftçi şöyle dedi: Bir kere çiftçi bu seneki ürününü kaybetti. Çiftçinin bu sezonu bitti. Sera alanları yok oldu. Seralar yeniden yapılmazsa seneye de ürün alınamayacak. Muhtemelen bugünden yarına hasar tespitini bekleyecek. Daha sonra para bulması gerekecek. Hem bu sebeple hem de arazinin koşulları nedeniyle de bunu yapabilmesi kolay değil. Bir dekar seranın maliyeti bugün 15 bin lira. Ürün maliyetleri de var. Bir dekar marul fidesi ekildiğini düşünürsek 8-9 bin kök marula tekamül eder bu. Bunun da 50 kuruştan alındığını düşündüğümüzde dekar başına 4 bin 500 lira maliyeti olacak. Devletin gerekli tedbirleri alması gerekiyor.

'Çiftçi örgütlenmeli'

Üreticinin örgütlenmesinin hayati olduğunu sözlerine ekleyen Çiftçi, 'Kooperatifler aracılığıyla bir kere hem gücünü birleştiriyorsun, hep birlikte güçlü bir ses oluyorsun hem de kooperatif aracılığıyla en azından girdi maliyetlerini düşürebiliyorsun. Satarken de belli bir pazarlık gücün oluyor. Örneğin pazarlığa oturduğunda pazarlık gücün çok daha yüksek olacak' ifadelerini kullandı. 'İzmir'de kooperatif dediğinizde akla üç dört tanesi gelir. Ama işi yürütemeyen yüzlerce kooperatif var. Bu da kooperatif algısına zarar veriyor' diyen Çifçi, şu değerlendirmede bulundu: Her ilçede ve köyde kooperatif kurmaktan vazgeçmek gerekiyor. Kooperatifçilik profesyonel şekilde yapılmalı, yani başında ziraat mühendisleri olmalı. Tarım ekonomistleri buralarda yer almalı.