İZMİR EKSPRES

İzmir'de deprem zirvesi

Abone Ol


İzmir için hazırlanan 35 projeden biri olan Çandarlı Limanı ile ilgili de ciddi kaygılar taşıdıklarını ifade eden Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı, bu konuda ciddi itirazları olduğunu hatırlatarak, “Liman projesi, Bakırçay Havzası üzerinde ve kıyı şeridinde gerçekleştiriliyor. Proje kapsamında çakılan 85 metrelik binlerce kazık, zeminin sıvılaşması ve olası deprem sırasında rıhtımların çökmesi riskini taşıyor” dedi.

13 fay belirlendi

Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir’de doğal afet riski konusuna değinerek kent ve çevresinde 13 tane deprem üretebilecek fay tespit edildiğini açıkladı. Sunumuna deprem fayları ile ilgili devam eden Sözbilir, ardından kentsel dönüşüm konusunda da bilgilendirme yaptı. Kentsel dönüşüm yapılacak alanlarda deprem haritalarının yeniden yapılması gerektiğine vurgu yapan Prof. Sözbilir,  konu hakkında örnekler sundu ve “Kentsel dönüşüm binadan değil zeminden başlamalıdır” diye konuştu.

Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necdet Türk ise “İzmir’in zemin özellikleri” sunumunu “İzmir Metropolitan Yerleşim alanları zemin sorunları”  ana başlığında gerçekleştirdi.  Jeoteknik problemler, problemleri artırıcı  jeolojik unsurlar, bu alanlarda inşa edilmiş ve yapımına devam edilen yapıların oluşturduğu jeoteknik sorunlar (metro tünelleri- yüksek yapılar), sismik çalışmalar ve kentsel dönüşüm sürecinde yapılması önerilen çalışmaları sıralayan Prof. Türk, 6.9  şiddetinde bir depremin farklı zemin özelliği taşıyan binalar üzerinde nasıl etkiler yaratacağına ilişkin mini bir animasyon da izletti.

İnsanların mutlu olması önemli

Toplantının sonunda genel bir değerlendirme yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise bina yapılacak her yere gecekondu dikilip bir karış sosyal donatı alanı ve yol bırakılmadığı için kentsel dönüşüme büyük ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Başkan Kocaoğlu şöyle devam etti:
“Kent dönüşümünde hızlı yol katediyoruz. 5-6 noktada ciddi çalışmalar yapıyoruz. Zaten biz  Kadifekale’de bir örnek verdik. Bir heyelan bölgesini başka bir yere taşıdık ama o farklı bir örnekti.  Bir de yerinde, tasarlayarak, yani bütünün içerisinde belli adalarda kent dönüşümü yapacağız.  Şimdi 5-6 yerde onu çalışıyoruz.”

Kent dönüşümü konusunda son günlerde çok söz söylendiğini ve herkesin ‘kent dönüşümcüyüm’ diye ortaya çıktığına vurgu yapan Başkan Aziz Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kent dönüşümü sadece bina yapmak değildir. Bugünkü teknoloji ile 10 katlı binayı 7 ayda yaparsınız, anahtarını teslim edersiniz. Kent dönüşümü kooperatif kurmak da değil. Farklı bir şey bu! Binlerce insan ile uzlaşıyorsunuz. Hem müteahhiti ve kooperatifi hem de arsa sahiplerini korumak zorundasınız. Çünkü gerçekten iki tarafın da korunmaya ihtiyacı olacak. Bu iş bir toplumsal mutabakat ile yürüyecek. Orada bir otoritenin olması lazım. Bu otorite İzmir’de Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri olacak. Başkasının bu işi götürmesi mümkün değildir. Tabii ki Bakanlık da götürür. Gelir İzmir’e, kentsel dönüşüm birimi oluşturur. Yönetmeliğini, kriterlerini, kıstaslarını kurar. Uzlaşıyı üstlenir. Şimdi TOKİ’lerde yaptığı gibi ihaleye çıkar, binayı yaptırır. Yani bostan tarlasına inşaat yapmak ayrı şeydir. Orada yıllardır yaşayan insanların gelenek ve göreneklerini sürdürecek ve mutlu olmalarını sağlayacak konutları yapmak çok daha farklı bir şeydir. Makinenin, elektriğin dışında, işin sosyal ve yaşam boyutu da vardır.  Sosyolojisiyle ve psikolojisiyle ele alınarak bu bakış açısıyla, bu felsefeyle çözülür. Biz de kentsel dönüşüme bu bakış açısıyla bakıyoruz.”