İzmir'in tarihi Basmane semtinde, Bekir Kölgeli dedesinden miras kalan dükkânda kahvecilik mesleğini sürdürüyor. Kölgeli, dibek kahvesi ile Türk kahvesinin işleniş farkından başka bir ayrılık olmadığını, dibekte dövülen kahvenin aromasının daha güçlü olduğunu belirtiyor.
İzmir’in kültürel mirası denince akla gelen ilk semtlerden biri olan Basmane, tarihi yapıları ve köklü esnaflarıyla ünlü. Anafartalar Caddesi üzerinde yer alan ve 1946’da Bekir Kölgeli’nin dedesi tarafından açılan Hakiki Dibek Tahmis dükkânı, üç kuşaktan beri kahve üretimi yapıyor.
Dibekte dövülen kahvenin lezzetinin diğer yöntemlere göre farklı olduğunu söyleyen Kölgeli, kahve yapımındaki bu ince farkı şu sözlerle anlatıyor:
“Kahveyi dövdüğünüzde yağ ve aroma içinde kalıyor, bu da kahveye daha zengin bir lezzet veriyor. Türk kahvesi ile dibek kahvesi aslında aynı kahve, sadece işlenme şekli farklı.”
Dibek kahvesi ve Türk kahvesi arasındaki fark
Bekir Kölgeli, dibek kahvesinin Türk kahvesinden farklı bir kahve türü olmadığına dikkat çekiyor. Dibek, kahvenin eski usullerle, havan benzeri bir taş aletle dövüldüğü yöntem olarak biliniyor. Bugün, bu işlemi makineler gerçekleştirse de Kölgeli, bu farkın tadı doğrudan etkilediğini belirtiyor:
“Dövülerek yapıldığında kahvenin içindeki yağ daha iyi korunuyor, bu da kahvenin tadını yumuşatıyor. Makinede çekilen kahve ise daha farklı bir yapıya sahip oluyor.”
Bekir Kölgeli, kahvecilik mesleğini oğluna öğretmek için sabırsızlanıyor. Oğlunun üniversite eğitimi aldığını belirten Kölgeli, onun da dükkânı devralmasını istiyor:
“Oğlum Ahmet de bu yaz dükkânda çalışmaya başlayacak. Dedemin adı Bekir, babamın adı Ahmet. Bu meslek bizim için bir aile geleneği. Dördüncü nesil olarak bu işi sürdürecek.”
Anafartalar Caddesi, İzmir’in en eski ticaret bölgelerinden biri. Kölgeli, Basmane'nin eski günlerini özlemle anarken, bölgenin yeniden canlanmasını umut ediyor. “Dedem bu dükkânı aldığında Basmane, İzmir’in en güzel yeriydi” diyen Kölgeli, semtin eski ihtişamına kavuşacağına inanıyor.