Üreticiliğinin, sanayiciliğinin yanında bir de ihracatçı unvanı bulunan Mustafa Alhat, binlerce insanımız gibi, ‘Bazen acaba kafayı mı yiyorum?’ diye, düşünüyorum.’ diyor.
Nedenin merak ettik!
Sorun son günlerde, daha doğrusu yaklaşık 10 gündür,  özellikle muhalefet tarafından gündemden düşmeyen, ‘stokçuluk’, ‘soğan stokçuları...’
Mustafa Alhat, ‘Soğan stokçuları yakalandı!’ diye haberler okudum.
Zaytung’ta değil, ciddi ciddi...
Bu ülkede daha ne görebiliriz merakla bekliyorum’ dedikten sonra devam ediyor:
Tarımsal ürünlerinin büyük bir çoğunluğu yılın bir kaç ayında hasat edilir ve 12 ay tüketicilere sunabilmek için stoklanmak zorundadır.
Soğan da böyle.
Zeytin, zeytinyağı da!..’
Girişte Akhisarlı Mustafa Alhat’ı tanıtırken, ‘üretici, sanayici ve ihracatçı’ dedim...
Ama sektörünü yazmadım:
‘Zeytin ve zeytinyağı...’
Bu arada şu kadarını da söyleyeyim:
Tükiye’ye Rusya pazarını açan girişimcilerden biri kardeşi Alper Alhat’la birlikte...
Mustafa, ‘Korkarım; yarın öbür gün bize de baskına gelirler’ diyor ve devam ediyor, aydınlatan yazısında;
‘Stokçuluk başka, Karaborsacılık başka bir şey!
Bunu hadi Başkan bilmiyor, danışmanları da mı bilmiyor?’
Bu danışmanlar tüm parti başkanlarının zaman zaman sıkıntıya düşmelerine neden olmuyorlar mı?
Bu de benim görüşüm...
Şimdi Mustafa Alhat’la devam edelim:
‘...Dediğim gibi yılın bir kaç ayı üretilip 12 ayı tüketilmesi istenilen tarımsal ürünler mecburen stoklanır.
Stoklamak hem maliyetli hemde riskli bir yasal ekonomik faaliyettir.
Normal şartlarda yani sıfır enflasyon olsa arz ve talep sabit olabilse falan hasat dönemi fiyatlar düşmeli sonra bir dahaki hasat dönemine kadar artmalı yeni ürün çıkınca tekrar düşmeli.
Testere dişi gibi bir diyagramı olmalı.
Ama tabii bir sürü değişken nedeniyle böyle olamayabilir.
Stoklamayı çiftçi tüccar sanayici veya tüketici yapabilir.
Stoklama kararının temel dürtüsü gelecekte fiyatının artacağı öngörüsüdür.
Eğer böyle bir beklenti yoksa kimse stoklama maliyetini ve bozulma riski gibi şeyleri üstlenmek istemez.
Çiftçi hemen satıp parasını cebine koymak ister pazarlamacı satacağı gün almayı tercih eder.
Tüketicide yiyeceği gün.
Şimdi o yakaladık diye gazetelere resmî basılan soğanlar tarladan çıktıkları gün pazara inse 10 para etmez ama bir ay sonra Reşat altını versen bir tane bulamazsın.
Mustafa Alhat, ‘Yazı uzamasın diye zeytin zeytinyağına bugün bağlamayacağım ama istek gelirse o konuda da görüşlerimi yazarım.’ diyor...

İzmir rüzgârını estirdiler

Son aylarda, hatta yıllarda, İzmir’in en önde gelen derneklerinden biri de, Uluslararası Balkan ve Türk İş Dünyası Derneği (BATÜDER) diyebiliriz.
Sessiz ve sedasız, yani reklamsız olarak büyük işlere imzalarını atıyorlar.
BATÜDER, Kosova’da düzenlenen Business Forum Prizren’e (Prizren İş Formu) beşinci kez katıldı.
Türkiye, Kosova, Arnavutluk, Karadağ, Makedonya ve Bulgaristan’dan bakan, milletvekili, iş dünyası temsilcileri ve ticaret odaları heyetlerinin katıldığı Business Forum Prizren’in açılışında konuşan BATÜDER Başkanı Akın Kazançoğlu, 10 yıldır Kosova ile Türkiye arasında ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi için yoğun çaba sarf ettiklerini söyledi.
6 ülkeden yaklaşık 600 iş insanının katıldığı 2018 Business Forum Prizren Fuar ve Konferansı'na, Uluslararası Balkan ve Türk İş Dünyası Derneği (BATÜDER) damgasını vurdu, diyebiliriz.

DİP EKSPRES

Sefarad Kültür Festivali

İzmir Musevi Cemaati tarafından organize edilen festivalle Sefarad Kültürü yaşatılacak.
Başta Konak Belediyesi olmak üzere Tarkem, Kentimiz İzmir Derneği ve İzmir Sefarad Kültür Mirası Derneği'nin de destekleriyle bu yıl ilk kez gerçekleştirilen festivalin geleneksel hale getirilmesi düşünülüyor.
İzmir kentinin ve 16. yüzyıldan itibaren, özellikle bugünün Konak ilçe alanının  etnik mozağinin önemli bir bileşeni olan Sefarad toplumunun  hafızasında büyük bir kültür birikimi barınmaktadır.
Sefaradlar  Anadolu’ya geldiklerinde sadece kendi kültürlerini getirmemiş, yüzyıllar boyunca Müslüman ve Hiristiyan toplumu ile yanyana, iç içe yaşamanın sonucu olarak bu kültürlerden bir çok öğeyi de kucaklamışlardır.
Sonuçta, müziği, mutfağı ,gelenekleri ve sanata yansımaları ile dünyada tek olan, İzmir’e özgü bir Sefarad kültürü ortaya çıkmıştır.
8-9 Aralık 2018 tarihlerinde Kemeraltı’da , bu kültürü çeşitli etkinliklerle İzmir’de ilk kez kutlanacak...