Kıtalar her yıl milimetrik de olsa yer değiştiriyor. Her depremde yer kabuğunda kırılmalar oluyor. Behzat Ç. dizisinde savcının Behzat'a dediği gibi, 'Dünya'nın ekseni kaydı. Dünya'nın ekseni 15 cm yerinden oynadı...'
Jeofizik uzmanları 2011 yılında Japonya'da meydana gelen 9 şiddetindeki deprem sonrası Dünya'nın ekseninin 15 santim kaydığını, eksendeki bu kayma sonucu 24 saatlik bir günün 1,8 mikrosaniye (bir saniyenin milyonda biri) azaldığını açıklamıştı. Keza 2004 Sumatra depremi ve 2010 Şili depremlerinin de, Dünya eksenini kaydırdığı bilim insanlarınca belirtilmiş, Japonya adasının, kuzeydoğu yönünde 2,4 metre kaydığı da açıklanmıştı.

Tüm bunları anlatıyorum çünkü dünyada bu hesaplamalar yapılırken ülkemizde de bu hesaplamalarla bağlantılı sayılabilecek ilginç bir uygulama başlatıldı. Birkaç gün önce bir haber başlığı dikkatimi çekti. Başlık şöyle idi: 'Diyanet 81 ile 'kıble uzmanı' gönderiyor'. İlk anda 'Zaytung' haberi sanmıştım, sonra araştırdım ve gerçekten de doğru olduğunu öğrendim.

Diyanet İşleri Başkanlığı, 'Kıble yönü doğru hesaplansın' diyerek 81 ilde 'kıble uzmanı' görevlendirmeyi kararlaştırdı. Diyanet'in kabul edilen 2016 yılı bütçe tasarısına göre Türkiye genelindeki yaklaşık 86 bin caminin kıble tespitlerinin yeniden yapılması ve yeni inşa edilecek camilerin kıblelerinin doğru belirlenmesi amacıyla her ilde bir kıble uzmanı görevlendirilecek. Diyanet ayrıca, yatsı-imsak gözlemleri için Erzurum Karakaya Tepesi'ne 'Gökyüzü Kamera Sistemi' yerleştirerek ufuk gözlemi de yapacak. Yurtdışına gönderilecek personele astronomlar kıble tayini, namaz vakitleri ve hilal gözlemi eğitimi verecek.

Dağ başlarına bile cami inşaa edilen ülkemizde, camilerin sayısını göz önünde bulunduracak olursak bizim kıble uzmanlarının işi gerçekten de zor olacak gibi. Öyle ki bu iş için eğitim alacak uzmanlar, gittikleri şehirlerde camileri dolaşmak için birer araca, kalacak yere, hatta tıpkı bakanlarımız gibi birer yardımcıya da ihtiyaç duyabilirler...

Peki kıble uzmanları ne yapacak? Nasıl bir uzmanlık bu? Şimdilik tek bildiğimiz yeni yapılacak camilerin kıblelerinin doğru bir şekilde belirlenmesini, eski camilerin ise kıblesini kontrol etme görevini üstlenecekleri. Yeni yapılacak camiler bu uzmanların gösterdiği şekilde yapılacak. Ya eski camiler? Kıtaların her yıl milimetrik de olsa yer değiştirdiğini, Dünya'nın ekseninin kaydığını göz önünde bulunduracak olursak mevcut camilerin de kıblesinin buna bağlı olarak değiştiğini varsaymak mümkün. Eski camiler için de şimdilik cami içine şerit çekme önlemi uygulanacak.

Bu uygulama ilk kez geçen yıl gündeme gelmiş, uygulama ile ilgili olarak Diyanet'e yönelik birçok eleştiri getirilmişti. Ben kendi adıma Diyanet'in, 'Bir baba kızına şehvet duyabilir', 'Alevilerle evlenilmez' tarzı açıklamalarla ya da zırhlı araçlarla gündeme gelmesindense bu ve buna benzer çalışmalarla gündeme gelmesini tercih ederim. 5 milyarlık bütçesi bulunan Diyanet toplumu ayrıştırıcı söylemleri bir kenara bırakarak asıl işine odaklanmalı diye düşünüyorum.

Ama insan şunu da merak ediyor tabii, bu karar alınırken hiç kimse çıkıp da, 'Arkadaşlar böyle bir karar alıyoruz ama kıble yönünü belirleme işini bu kadar büyütmeye gerek yok, bunun için camilere birer tane pusula göndermek yeterli olur' demedi mi? 21. yüzyılda yaşıyoruz. Sanmıyorum ki bir pusulanın, akıllı telefonlara yüklenen ve anında kıble yönünü gösteren uygulamaların da bu iş için yeterli olduğu bilinmiyor olsun. Amaç eğer gerçekten kıble yönünü doğru hesaplamak ise bu işi pekala bir pusula da görür ama görünen o ki bu 'Görmez'den geliniyor.

Ne diyelim memleket yangın yeri, sokakta birlerce insan aç yatıyor, her gün şehit haberleri ile uyanıyoruz, kıyılarımıza çocukların, kadınların cansız bedenleri vuruyor. Hiç değilse bir şeyi doğru yapalım da ölülerimizin yüzünün kıbleye baktığından ya da kıldığımız namazdan emin olalım...