FİNANS EKSPRES

Kılıçdaroğlu iş dünyasına seslendi: Karamsar olmayın!

Abone Ol

FATİH ÖZKILINÇ- İzmir Ticaret Odası(İZTO) nisan ayı olağan meclis toplantısı Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla İZTO Meclis Başkanı Selami Özpoyraz idaresinde Kovid-19 tedbirleri kapsamında çevrimiçi olarak gerçekleştirildi. Online ortamda gerçekleşen toplantıya CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcıları; Faik Öztrak, Ahmet Akın, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP İzmir Milletvekilleri; Kamil Okyay Sındır, Kani Beko, Özcan Purçu, Atilla Sertel, Ednan Arslan, Bedri Serter, Tacettin Bayır, Sevda Erdan Kılıç, İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ve İZTO Meclis Üyeleri katıldı.

 

Birlikte hareket edelim

İZTO Meclis Üyelerine hitap eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin ikinci yüzyılını planlaması gerektiğini belirterek “Bir yüzyılı devirdik. Şimdi 2. yüzyılın eşiğindeyiz. Geçtiğim yüzyılda acılarımız ve senelerimiz oldu. Önümüzdeki yüzyıla nasıl bakmalıyız? Devleti yönetmek iddiasında olanların hedef alacakları nokta bu olmalı. Bu konuda gerek sizler gibi iş adamlarının gerek akademisyenlerin gerekse sanatçıların bunu düşünmesi lazım. Karamsar olmaya hakkımız yok. Birinci yüz yılı devirdik. Türkiye’yi önümüzdeki yüzyılda gerçek anlamda çağdaş uygarlığa taşımak hepimizin ortak görevimiz. Asla karamsar olmayın! Türkiye, bütün sorunlarını aşabilecek kapasiteye sahiptir. Çok güçlü bir insan kaynağımız, gençlerimiz var. Gençlerin mutsuz olduğunu biliyorum. Onlarla zaman zaman konuşuyorum. Geleceklerini yurtdışında arıyorlar bunu biliyorum. Onlardan umutsuz olmamalarını istiyorum. Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği çağdaş uygarlığa yakalamak ve aşmak için bu ülkenin 83 milyonu hep birlikte hareket etmek zorundadır. Bu amacı kilitlenmek zorundadır” dedi.

“İğneyi de kendimize batırmak zorundayız”

ABD Başkanı Joe Biden 1915 olaylarını 'soykırım' olarak tanımlamasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin dış politikada geldiği noktayı her birimizin tek tek oturup sorgulaması lazım. Neden, niçin? Türkiye neden böyle bir noktada? Neden Dışişleri Bakanlığı’nın bürokrasisi tamamen devre dışı bırakıldı? Eskiden büyükelçi olmak için Dışişleri Bakanlığı’nda uzun bir eğitim, uzun bir çalışma, uzun bir staj gerekirdi. İnsanlar bu şekilde yetişir ve liyakat sahibi olduktan sonra belli bir noktaya gelirdi. Neden şimdi sadece emekli milletvekilleri veya eski milletvekilleri veya bizim hiç kabul etmediğimiz, kabul edemediğimiz dışişleri politikası konusunda bir yazısı dahi olmayan insanlar;  büyük kentlere, büyük merkezlere büyükelçi olarak atanıyor? Böyle bir tablo önümüze Biden’in açıklamasını getiriyor. Evet, hepimiz kınıyoruz. Hepimiz bundan üzüntü duyuyoruz ama iğneyi de kendimize batırmak zorundayız” diye konuştu.

Salonlar dolduruldu, turist gelmiyor


Kovid-19 sürecine ilişkin ise CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Pandemi sürecinde biz hep nelerin yapılması gerektiğini açıkladık. Bir iktidar muhalefet eleştirisinden çok bu süreç konusundaki düşüncelerimizi hemen hemen her ortamda paylaştık. Ama bunların büyük bir kısmı gerçekleşmedi. İki haftalık bir kapanma süreci var. Evet, bu kapanma sürecinin daha önce olması gerekiyordu. Fakat olmadı. Yine politika devreye girdi, salonlar dolduruldu ve bugünkü tablo ile karşı karşıya kaldık. Şimdi turist gelmiyor. Turizm sektörü yaklaşık 54 sektöre katkı veriyor. Biz kendi elimizle turizmin dibine kibrit suyu döktük. Umarım ki kapanma sürecinde bu sorunların tamamı çözülür. Üzerimize düşenin yapılmasından bahsedildi. Vatandaşlarımız üstüne düşeni yapıyor. Üzerine düşeni yapmayan siyaset kurumu. Burada ciddi bir sorunumuz var. Devletin özellikle pandemi döneminde turizme hibe desteği vermesi lazım. Kısa çalışma ödeneğinin uzatılması konusunda, turizmcilerin çağrılması ve konuşulması hususunda ben Sayın Erdoğan’a teşekkür ettim” ifadelerini kullandı.

“Giderek artan bir açıkla karşı karşıyayız”


Kayıt dışına yönelim olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, “Siyaset kurumu üzerine düşeni yapmıyor. Sizler üzerinize düşeni yapıyorsunuz, vatandaşlar üzerine düşeni yapıyor ama siyaset kurumu üstüne düşeni yapıyor mu? Hayır yapmıyor. Burada çok ciddi bir sorunumuz var. Üretim yeterince istihdam yaratmıyor. Üretimi öncelemez, istihdama dönük politikalarla üretim desteklenilmezse  yani maliye ve para politikaları üretim endeksli artı istihdam endeksli bir politikaya dönüşmezse istihdam yaratamaz zaten. Kayıt dışına yönelen var. Özellikle üniversite mezunu gençlerle zaman zaman bir araya geldiğimde konuştuğumda kendilerine kayıt dışı teklif yapıldığını sigortalı olarak istihdam edilmediklerini bana anlatıyorlar. Pek çok sorun var. Acaba sosyal güvenlik kurumuzun ne kadar açık verdiğini iş dünyamızın kaç saygıdeğer iş insanı biliyor? Şu anda Sosyal güvenlik Kurumu bütçenin en büyük kara deliği. Emeklilik yaşı 65 oldu, aylık bağlanma oranı düşürüldü yani daha düşük emekli aylıkları bağlanıyor, prim ödeme gün sayısı artırıldı. Peki, nasıl oluyor da hangi gerekçeyle sosyal güvenlik sistemi bütçenin en büyük kara deliğine dönüştü? Bu konuda iş dünyasının özel bir çalışma yapmasını isterim. Evet, sosyal güvenlik primleri yüksek… OECD ülkelerine baktığımızda biz de yüksek olduğunu görüyoruz. Biz de farkındayız ama giderek artan bir açıkla karşı karşıyayız. Bu ne zaman, nasıl gündeme gelir doğrusu istersiniz bilmiyorum. Ama bu konuyu sizlerin de araştırmasını çok arzu ederim” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu’ndan İzmir trafiğine öneri


Meclis üyelerinden gelen soruları da yanıtlayan Kılıçdaroğlu,  İzmir’in trafik sorununa ilişkin “İzmir’deki trafik sorunu için Sayın Tunç Başkanımız ve ekibi zaten çalışıyor. İzmir’in trafiği çok yoğun. Oralarda çözüm üretmek gerekiyor. Belki yeraltına inip otoparklar yapmak gerekiyor. Çünkü yerin üstünde alan çok kısıtlı. Belki merkezdeki yolların altına otoparklar yapılabilir. Trafik yalnızca İzmir’de değil, çarpık kentleşmenin olduğu her kentte olan bir sorun” dedi.

Çeşme Projesi’ne ilişkin de değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu, “İstihdam yaratacak projelere destek veriyoruz. Çevre Şehircilik Bakanı burada yapılaşma olmayacak taahhütlünde bulunmuş. Eğer ki burada yapılaşma olmayacaksa ve bakan sözünde duracaksa bu projede hiçbir sorun yok ve destekliyoruz” diye konuştu.

Kayıt dışına yönelim var

Ekonomik büyümenin her sektörde aynı hissedilmediğini aktaran İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ise  “Ülkemiz, üretim tarafında sıkıntı yaşamıyor; ancak ülkemizin büyümesi, dünyada olduğu gibi her sektör ve her kesimde aynı oranda hissedilmiyor. Yeterince istihdam yaratamıyoruz. Yapısal sıkıntılarımızın başında enflasyon ve cari açık gelmeye devam ediyor ve bu durum makroekonomik istikrarsızlıkları arttırıyor. Büyüyoruz, ancak işgücü piyasasındaki koşullar ve verimlilikteki toparlanmanın da büyümeye eşlik etmesi gerekiyor. Önümüzdeki dönemde hassas dengelerin gözetilmesi ve enflasyonun kontrol altına alınması, sağlıklı bir büyüme çizgisinin yakalanmasında önemli rol oynayacak. OECD de Türkiye özelinde yaptığı incelemede, istihdamla ilgili konulara dikkat çekti. Kadınların işgücüne katılımı, işgücü yetenek ve yeterliliklerinin geliştirilmesi, nitelikli istihdamın artırılması gerektiği vurgulanırken, turizm ve hizmetler sektöründe yaşanan iş kaybı sonucunda istihdamın kayıt dışına yönlendiğine dikkat çekildi. Aynı raporda ülkemizde kayıt dışının başlıca sebebi yüksek sosyal güvenlik primleri ve vergiler olarak gösteriliyor. İkinci planda ise, işgücünün yeterli nitelikte olmayışına işaret ediliyor. Bu açıdan baktığımızda, gençlerin diplomalarının, reel sektörün işgücü talebi ile örtüşmediğini söyleyebiliriz. Bu konuda, genç istihdamdaki vergi ve sosyal güvenlik yükünün farklılaştırılması, özellikle mesleki ve üniversite eğitiminde işgücü odaklı programlar yaratılması, kamu-özel sektör işbirliklerinin artırılması konularını önemsiyor ve daha önce de belirttiğimiz gibi destekliyoruz” diye konuştu.

Önemli sorunlarımız var

Türkiye ekonomisinde çözülmesi gereken önemli sorunlar olduğunu ifade eden Özgener, “Büyüyen ekonomilerin yeni engellerle karşılaşması, ilerlemenin daha önce gündemimizde olmayan sorunları önümüze sermesi anormal bir durum değil. Bu sorunları ortak akılla, toplumumuzun tüm paydaşlarının bir araya gelerek çözmesi de en büyük dileğimiz. Toparlanma için önemli önceliklerden birisi kredi maliyetlerinin düşürülmesi. Bunun sağlanması için makroekonomik istikrar ve buna bağlı olarak ülke risk primini önceliklendiren politikaların uygulanması bu dönemde üstünde durmamız gereken bir konu.  Ekonomimizle ilgili beklentilerin yönetilmesi ve iyileşmesi, kredi maliyetleri dahil, birçok problemin hafiflemesinde etkili olacaktır.  Pandemi şartları altında geçirdiğimiz bir yıllık sürede, sektörlerimizin ayakta kalmasına ve çalışan kesimin hayatını idame etmesine en önemli katkıyı sağlayan desteklerden biri, kısa çalışma ödeneği olmuştu. Kısıtlama şartları altında sağlığımızı korurken hem işveren hem de çalışanlar bu destek sayesinde işine sahip çıkma olanağını bulmuştu. kontrollü normalleşme sürecinin başlamasıyla kısa çalışma ödeneği sonlandırılmıştı. Ancak, vaka sayılarının tırmanışa geçmesine bağlı olarak tedbirlerin yeniden arttırılması ve ticaret hayatının olumsuz etkilenmesi, sonlandırılan kısa çalışma ödeneğinin sürdürülmesi ihtiyacını doğurdu. Biz de bu ihtiyaç doğrultusunda talebimizi iletmiştik. Bu çerçevede, kısa çalışma ödeneğinin tüm sektörler için Haziran sonuna kadar uzatılmasından dolayı devletimize teşekkür ediyoruz. Bu haklı talebimizin olumlu değerlendirilmesiyle iş dünyası yeniden moral buldu. Bununla birlikte; pandemi sürecindeki sıkıntıların en aza indirilmesine yönelik olarak ülkemiz ekonomisi ve işletmelerimiz için devletimiz tarafından işletmelerimize verilen hibe desteklerinin devam ettirilmesi, hibe destekleri verilirken, salgından etkilenen tüm kesimlere istisnasız destek verilmesi büyük önem taşımakta. Sektörlerin verimliliğini arttıracak ve zor durumdaki sektörlere bu dönemde yardımcı olacak hedef odaklı kredi paketlerinin oluşturulması hiç kuşkusuz piyasaya olumlu yansıyacaktır. Pandemi sürecinde işleri bozulan üye işletmelerimizin, geçmişte yaşanan ve sürekli olmayan cüzi miktarlardaki ödeme düzensizliklerinin kredi kullanımlarında engel teşkil etmemesi ve sicil affının hayata geçirilmesi de beklentilerimiz arasında” diye konuştu.

Destekler arttırılmalı

Çeşitli sektörlere destek verilmesini de isteyen Özgener, “Bu dönemde, turizm gelirleri ülkemiz ekonomisi için her zamankinden daha değerli ve turizm sezonu başlamak üzere. Sektörün finansman ihtiyacını karşılamak amacıyla sektöre yönelik düşük faizli ve en az altı ay geri ödemesiz kredi sağlanması ve vergilerin ve SGK primlerinin 2021 yılı sonuna ertelenmesi büyük önem taşıyor. Turizm sektörü emek yoğun bir sektör. Bu sebeple özellikle konaklama sektöründeki en büyük gider kalemlerinden bir tanesi istihdam. Pandeminin olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi için konaklama sektöründe SGK primlerinde işçi ve işveren paylarında indirim sağlanması gerektiği düşüncesindeyiz. Avrupa’da birçok ülke iç turistin ülkede kalması amacıyla teşvikler uyguladı. Ülkemizde de KDV indirimlerinin devam ettirilmesi, iç turizme yönelik vergi indirimleri yapılması, düşük faizli tatil/tüketici kredileri sunulması hane halkının turizme ayıracağı bütçeyi arttıracaktır. Turizmle iç içe geçmiş olan ve pandemiden en çok etkilenen diğer sektörümüz ise hizmet sektörü. Hizmet sektöründe, özellikle yiyecek-içecek alanında faaliyet gösteren işletmelerimiz dönemsel olarak uzun süreli kapatma sürecini yaşamaya devam ediyorlar. Dolayısıyla, bu sektöre sağlanan desteklerin de arttırılması gerektiği kanaatindeyiz. Hizmetler sektöründe tüm işletmelerimiz için finansman ihtiyacının karşılanması ve vergisel borçların ertelenmesiyle kira desteği verilmesi hususlarında üyelerimizin destek talebi bulunuyor. Bu dönemde, yüzyüze eğitime ara verilmesi sebebiyle, okullar ve eğitim merkezleri gibi işletmeler de uzun süreli kapatma tedbirlerine maruz kalarak,bu süreçten olumsuz etkilendiler. Eğitimde, 2020-21 öğretim yılında KDV’nin yüzde 1’e indirilmesi uygulamasının önümüzdeki eğitim döneminde de aynen geçerli olması gerektiğine inanıyoruz” dedi.