Ali Budak-Körfez Geçiş Projesi'ne verilen ÇED olumlu kararının yürütmesinin durdurulmasına yönelik açılan davayla ilgili Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan'ın 'Sırf kamuoyu oluşturmak 'Hayır' dedim demek için bazılarının 'Hayır' demesini ben anlamıyorum' açıklamasına davacı Avukat Arif Ali Cangı, 'Rapora getirilen itirazlara cevap verilmeden ÇED olumlu kararı alındı. Rapor, oldu bittiye getirildi. Asıl amaç ise Narlıdere ve Bostanlı'daki doğal SİT alanlarını yapılaşmaya açmak' dedi.

Körfez Geçiş Projesi'ne verilen ÇED olumlu kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali için Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), Doğa Derneği ve 85 kişi birlikte, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ise ayrı bir davayla projenin fizibıl olmadığı, imar planlarında yer almadığı, Körfez'i kirleteceği, sulak ve doğa alanlarına zarar vereceği gerekçeleriyle mahkemeye taşındı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, İzmir Körfez Geçişi Projesi'nin yapımına olanak sağlayacak ÇED raporuna yönelik iki dava birden açılmasıyla ilgili ise 'Sordukları soruların cevabını almışken mahkemeye götürmelerini anlamlı bulmuyorum. Cevaplarını vermeyip arka planda gizli gizli bir şey yapılsaydı bu soruların sorulması haklıydı. Hepsiyle ilgili gerekli tedbirler alındığı ortaya kondu. Bir aksilik olacağını beklemiyorum çalışmalarımızı yaptık. Sırf kamuoyu oluşturmak 'hayır' dedim demek için bazılarının 'hayır' demesini ben anlamıyorum' diye konuştu.


ÇED olumlu raporu 'oldu bittiye' getirildi


Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan'ın 'Sırf kamuoyu oluşturmak 'hayır' dedim demek için bazılarının 'hayır' demesini ben anlamıyorum' açıklaması üzerine konuşan Avukat Arif Ali Cangı, 'Madem böyleydi de nihai ÇED raporuna itiraz süresi olan 10 günlük süre içinde itirazlarımıza neden cevap verilmedi? 10 günün ardından 3 gün sonra neden ÇED olumlu raporu verildi? İtirazlarımıza cevap şimdi veriliyor. ÇED olumlu raporundan sonra itiraza cevap verilir mi? Olur mu böyle bir şey. Madem itirazları bu kadar önemsiyorlar niye zamanında sorulara cevap verilmedi. ÇED olumlu raporu, itirazlar incelenmeden bir oldu bittiye getirildi. Bu oldu bittiye karşı hukuki bütün yolları kullanacağız. Bu açıklamaları görünce de aslında açtığımız davanın kendilerini ne kadar çok ürküttüğünü de anlamış olduk. Yaptığımız işin ne kadar doğru olduğunu da bir kere daha gördük' diye konuştu.
 

Körfez'deki 2 proje birbiriyle çelişiyor


Körfezde yapılmak istenen 2 proje olduğunu ve bu projelerin taban tabana çeliştiğini belirten Cangı, şöyle konuştu: Körfezde yapılmak istenen 2 proje var. Bu 2 projenin (Körfez Rehabilite Projesi ile Körfez Geçiş Projesi) ÇED raporlarını incelemem sonucunda 2 projenin arasında yaman çelişki olduğunu gördüm. Taban tabana çelişen bu projelerden biri yapılırsa diğeri yapılamaz. Hem körfezi derinleştirip, temizliğini sağlayacağım diye proje yapıyorsun hem de bunu ortadan kaldıracak yapay ada projesini yapmaya kalkıyorsun. Bu ne yaman çelişkidir. Bu projelerde bile böyle bir çelişki varken yapılacak olan projeler sonunda çevresel sorunlar doğurmayacak? Bu konuda ne açıklama yapılacak.


SİT alanları yapılaşmaya açılacak


Körfez Geçiş Projesi'ne projenin fizibıl olmadığı, imar planlarında yer almadığı, Körfez'i kirleteceği, sulak ve doğa alanlarına zarar vereceği gerekçeleriyle dava açtıklarını ancak projeden gözden kaçan daha önemli bir durum olduğuna dikkat çeken Cangı, 'Projeyle birlikte Narlıdere ve Bostanlı'da çok büyük bir alanın yapılaşmaya açılacak olması gözden kaçıyor. Asıl konuşulması gereken budur. Son derece önem arz eden bu durum ise gözden kaçıyor. Projenin asıl amacı bu doğal SİT alanlarının yapılaşmaya açılmasını sağlamaktır. Buna da karşı çıkmamız gerekiyor. Bu kadar önemli doğal alanlar yapılaşmaya açılırsa İzmir için çok kötü olacak. Bu projeye dur demek aynı zamanda yapılaşmaya da dur demek olacak' diye konuştu.
Editör: Haber Merkezi