Lütfü Dağtaş-Sürdürüyoruz:
Kafalar ara ara karışıyor veya karıştırılıyor olsa da İzmir'in simgesi Konak'taki tarihi Saat Kulesi'dir. Her ne denli Alsancak Garı'ndaki, Sait Altınordu Alanı'na bakan saat kulesi (*) daha eskiyse de pek göz önünde olmadığından, ahım şahım işçiliği de bulunmadığından, İzmir denildiğinde usa ilkin Konak Saat Kulesi gelir. Kentin son yüz yıllık geçmişinde fiziksel, aynı zamanda yönetsel merkezi kimliğinin de Konak Alanı'nda olması, Saat Kulesi'ni elbette simge konumuna taşımaktadır.

Dikilişi

Sultan II. Abdülhamit (1842 yılında dünyaya gelmiş, 1876'da tahta çıkmış, 33 yıl hükümdar olmuştur, istibdadıyla ünlüdür), 34. Osmanlı padişahı olup, 31 Ağustos 1876 tarihinde tahta çıkmıştır.
    
1 Eylül 1901 tarihine gelindiğinde padişahın tahta çıkışının 25. yıldönümü onuruna çeşitli kutlamalar yapılır. 25. yıldönümü İzmir'de de bu bağlamda fevkalade şenliklerle karşılanır. Bu şenliklerden birisi Konak'taki Hükümet Alanı'nda yer alan Saat Kulesi'nin açılış törenidir. Tören büyük bir tantanayla yapılmıştır.
    
Kule'nin inşasına, İzmir Valisi Kıbrıslı Kamil Paşa'nın oğlu Said Paşa (Küçük Said Paşa) gözetiminde, 6 Ocak 1901 günü başlanmıştır. Kulenin su projesini bir Belçika firması üstlenmiş olup; saat, Alman İmparatoru II. Wilhem tarafından armağan edilmiştir. Saat Kulesi'ni yapan, İzmir'deki Alman Konsolosluk Binası'nı inşa eden, aynı zamanda Rıhtım Şirketi Mimarı olan Raymond Charles Pére adlı bir mimardır.

Kule'nin gümüş minyatürü

Bugün İzmir'in simgesi olan Saat Kulesi'nin gümüşten yapılma minyatürü yine İzmir Valisi Kamil Paşa'nın oğlu Said Paşa tarafından Padişah'a sunulmuş ve 'mahzuziyet-i şahaneyi' mucip olmuştur. Buna dalkavukluk desek, 'Hani bunun belgesi?' derler, en iyisi tarihçeyi sürdürelim.

Halkın parasıyla yaptırıldı

Vali'nin oğlu tarafından önce üzeri değerli mücevherlerle süslü gümüş minyatürü padişaha hediye edilmiştir. (25. yıl, gümüş yıldönümü olarak kabul edildiğinden minyatürü gümüşten yapılmıştır. Bu gümüş minyatürü yapan yine İzmirli bir kuyumcu, Zingulli Ustadır. Minyatür bugün Topkapı Sarayı'ndadır.) Saatin yapımı için yola çıkıldığında ise Vali Kamil Paşa'nın oğlu Said Paşa'ya bu kez inşaat gözetimi görevi verilmiştir.
    
İmparatorluğun egemen olduğu üç kıtada toprak kaybettiği, şehitler ve kayıplar verdiği, gazilerinin bulunduğu süreçte gövde gösterilerinin birbirini izlediği yıllarda yaptırılan Konak Saat Kulesi'nin yapım gideri doğrudan halka aittir. Kule, İzmir eşrafından ve halkından toplanan paralarla yaptırılmıştır.
    
Vali Mehmet Kamil Paşa'nın başkanlığındaki komite, 1 Ağustos 1900 günü Hükümet Konağı'nda toplanır. Konu, padişahın tahta çıkışının 25. yıldönümüne dönük nelerin yapılacağının belirlenmesidir. Görüşmeler sonucu, 'Şehrimiz namına da bir hatıra-yı udubiyyet ve sadakat olmak üzere, hükümet-i seniyyece bir eser vücuda getirilmesine teşebbüs kılınmıştır' kararı alınır. Dönemin Belediye Başkanı Eşref Paşa, Vilayet İdare Meclisi Üyesi Abdülkadir Paşa, Kaymakam Şevket Bey, kentin tanınmış tüccarlarından Karabet Arabyan Efendi ile Sarrafin Efendi, Vilayet Nafia Başmühendisi Baranofski Efendi'den oluşan Saat Kulesi İnşaat Kurulu, 14 Ağustos 1900'de yaptığı toplantıda, projeyi İzmir Alsancak (Punta) doğumlu Mimar Mösyö Raymond C. Perret'e vermeyi kararlaştırır. Perret, Kuleyi, 1700 Osmanlı Altın Lirası'na inşa edecektir. Perret, mimar olmanın dışında aynı zamanda ressam ve heykeltraştır. Dindar bir ortamda yetişen Mimar Perret, 1895'te yenilenen St. Policarp Kilisesi'nin restorasyonunda da çalışmış, Güzelyalı Köprü'de Ayşe Mayda Evi olarak bilinen güzeller güzeli evi yapmıştır.
    
Kule'nin taşları Sarayköy'den (Denizli) İzmir'e, Aydın Şimendifer hattıyla getirilmiştir. Aydın Şimendifer Hattı, o yıllar Alsancak'ta deniz kıyısına değin uzanmaktaydı.
    
İzmir'in, Batı Anadolu'nun bereketli topraklarında yetişen tarım ürünlerinin, ayrıca Bölge'deki madenlerin sevkine uygun liman olması özelliği kentin hareketliliğinin de temelini oluşturmaktaydı.
    
O yıllar İç Ege'den gelen belli başlı ürünler arasında incir meyvesi ilk sıralarda yer almaktaydı. Aydın ve havalisinden gelen incirlerle yüklü vagonlar, kentin içindeki Üzüm ve İncir Kurumu'nun işlenme hangarlarının önüne değin gelmekteydi.
    
Saat Kulesi'nin yapımında kullanılan taşlar da böylelikle Konak Alanı'na (Cumhuriyet Alanı)  değin bu yolla getirilmiştir. Yapım aşamasında bir yaygara koparılmıştır ki, o da tarihin bir yerinde not olarak durmaktadır.

(*) İzmir'deki ilk saat kulesi, bugün de yerinde duran Alsancak Gar'ındaki İngilizler tarafından inşa edilmiş saat kulesidir.