Öğrencileriyle unutulmaya yüz tutmuş bir haberleşme geleneği olan mektubu canlı tutmaya çalışan Türkçe Öğretmeni Feray Ünal, "Öğrencilerimiz her sene farklı şehirlerden öğrencilerle mektuplaşıyorlardı. Bu yıl Çanakkale'den bir okul bulduk. Her ay bir konu seçtik, o konu üzerinde öğrencilerimiz mektuplaştı. Çok fazla öğrencim var, bu mektuplaşmalara renk katmat istedim. Kurtuluş Savaşı'ndaki öneme sahip şehirlerle mektuplaşalım diye düşündüm. Böyle olunca da Çanakkale, Samsun, Eskişehir, Kahramanmaraş, Iğdır gibi illerle irtibata geçtik. Kasım'dan itibaren 250'yi aşkın öğrencimiz mektuplaşmaya başladı. Öğrencilerimi şehirlere bölüştürerek mektup arkadaşları edindirdim. Mesela öğrencilerim İzmir'i anlatırken, Kurtuluş Savaşı sırasında İzmir'in bu savaştaki yerini anlattılar. Çanakkale'deki öğrenciler oSeyit Onbaşı'yı anlatırken Kahramanmaraş'takiler Sütçü İmam'ı anlattı" dedi.
Milli macadeleyi anlatmak istedik
Feray Ünal konuşmasını şöyle sürdürdü: Sonra farkettim ki, bize bu günleri sağlayan Hasan Tahsin, Seyit Onbaşı, Sütçü İmam, Kazım Karabekir gibi vatan savunmasında büyük öneme sahip kahramanlarımız farklı farklı kitaplarda anlatılıyordu, oysa bu kahramanlar bir kitapta toplanmalı. Bu fikirle milli mücadelede önemli başka illerdeki (Kahramanmaraş, Samsun, Eskişehir, Iğdır, Adana, Amasya) okullarla irtibata geçtim. Mektuplarla Kurtuluş Savaşı'nı ve kahramanlarımızı anlatmak istiyoruz. 'Acaba ben bir hikaye başlatsam Türkçe öğretmenleri olarak devam eder misiniz?' diye sordum. Hepsi içtenlikle 'evet' dedi. 1912 yılında Balkan Savaşları'yla göç eden bir aileyi kurgulayarak İzmir'e getirdim. 3 oğlu var hikayede. 1914 yılında Çanakkale Savaşı başlayınca, büyük oğlunu oraya gönderdi. Ordaki bizim paydaş okulumuz hikayenin geri kalanını ele alarak Çanakkale Cephesi'ni anlattı. İlerleyen zamanda oğulları büyüyor ve Kurtuluş Savaşı başlıyor. Bundan sonra Doğu Cephesi'ne bir oğlunu, Batı Cephesi'ne diğer oğlunu gönderiyor. Eskişehir'deki öğretmenle devreye geçip, 'Biz oğlumuzu Batı Cephesi'ne gönderdik, anlatır mısınız bu cepheyi?' dedik. Onlar batıyı anlatırken, doğu cephesinde de Iğdır'daki öğretmenler Doğu Cephesi'ni anlattı.
300 kitap bastırıldı
'Doğu batı cephelerini farklı yönleriyle ele alarak, Kurtuluş Savaşı'nı anlatırken tarihi gerçekliklere bağlı kaldık' diyen Ünal, "Yalnız hiçbirimiz birbirimizin yazılarını okumadık, sırası gelen hikayenin devamını getirdi. 'Size bir oğul gönderiyoruz, cepheleri anlatın' dedik ama öncesini okutmadık. O cepheleri bu oğlun gözünden yazdılar.
Atatürk'ü cephede görmüşçesine anlatanlar oldu. Yazanlar da karşı taraftan öğretmenler. Projenin ön ayağı ben olduğum için de bütün dokümanları bir araya getirerek, kitaplaştırdım. İlçe Milli Eğitim Müdürümüz de çok beğendiği için 300 tane bastırdı. Ne Kurtuluş Savaşı ne kahramanlarımız bir kitaba sığamaz. Yazdığım bu kitap, onların tanıtımında ufak bir katkı yapacaksa gurur duyacağım" dedi.
Editör: Haber Merkezi
