Osmanlı'dan gelen bir geleneği hatırlatan İzmir Ekonomi Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nazan Turhan, bin bir çeşit bitki ve meyveden yapılabilen şifalı şerbetleri anlatarak, "Bu bayramda kolaylıkla hazırlanan Osmanlı şerbetlerini evde yaparak, aile içinde sunabiliriz. Hem sağlıklı hem de ferahlatıcı bir özelliğe olan şerbetler, bu sıcak günlerde su ve şeker ihtiyacını karşılayacaktır" dedi.

Ramazan Bayramı'nda bir gelenek olan tatlı tüketimi, bu sene de sürdü. Koronavirüs salgını nedeniyle sokağa çıkma kısıtlamasının uygulandığı ve vücudun hareketinin kısıtlandığı bu bayramda, tatlılardan alınan fazla kalori sağlık için tehlike teşkil edebiliyor. Uzmanlar, geleneksel olarak yapılan baklava, kadayıf, şöbiyet gibi şerbetli tatlılar yerine az şeker konulan hafif tatlılar tüketilmesini öneriyor. Bu önerilerden biri de, tarihi Osmanlı Dönemi'ne dayanan ve bin bir çeşit bitki ve meyveden yapılan Osmanlı şerbetleri oldu. Şerbetler aynı zamanda, Ramazan sofralarına eşlik eden gazlı ve şekerli içecekler yerine de tercih ediliyor. Özellikle yaz aylarında serinlemek amacıyla tüketilen şerbetler, meyankökü, gül, zencefil, hurma, hibiskus, kızılcık, karadut gibi farklı bitki ve meyve çeşitlerinden yapılıyor. Evde kolaylıkla hazırlanabilen şerbetlerin hem şifa verici hem serinletici etkisi olduğundan bahseden İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nazan Turhan, "Koronavirüs nedeniyle evde kalmak zorunda olduğumuz bugünlerde bayram, en azından tatlılar açısından biraz daha farklı geçmeli. Ağır tatlılar evde kaldığımız ve hareketsiz olduğumuz bu dönemde bize gereksiz kalori olarak geri dönecek. Bu dönemde herkes evde Osmanlı şerbetlerini yapmayı deneyebilir. Arzu ettikleri miktarda şeker koyabilirler, hatta az miktarda bal koymalarını öneririm. Yapımı kolay, hem ferahlatıcı hem de hazımsızlığa iyi gelen bir içecek. İçerisine koyulan bitkiler sayesinde öksürüğe, boğaz ağrılarına, solunum yolu enfeksiyonuna iyi gelen birçok şifalı özelliği de yapılan bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış. Bu sene Osmanlı şerbetlerini aile içinde bayram ikramı olarak sunabiliriz" dedi.

'KAYNADIKTAN SONRA 5 SAAT DEMLENİYOR'

Şerbetin hazırlanışından bahseden Kemeraltı'nda şerbet geleneğini devam ettiren İsam Gültekin, "Meyve çiçek ve baharat karışımdır. Evlerimizde çok rahat yapabileceğimiz bir sürü şerbet çeşidi var. Herhangi bir meyveyi, biraz tarçın ve zencefille beraber kaynatıp demledikten sonra şerbet elde edebiliriz. En ünlülerinden Demirhindi şerbeti özellikle susuzluğa, bağırsak rahatsızlıkları ve sindirim sistemi sorunlarına iyi geliyor. Toplamda 38 çeşit baharatla yapılan Demirhindi şerbetinin ana malzemeleri Hint hurması ve meyanköküdür. Malzemeler ortalama 2 saat kaynar, sonra 5 saat soğumaya bırakılır. Demlenme sürecinden sonra iki defa ince bir tülbent ile süzülür. Şerbetin doğal olması çok önemli, herhangi bir katkı maddesi yok. İçindeki baharatlar sayesinde şeker ihtiyacı karşılanıyor ve içine çok az pancar şekeri koyuluyor, bazılarına bal koyuluyor. Şerbet herhangi bir çiçekten, bir meyveden yapılabilir" diye konuştu.

İnsanların her geçen gün doğal ve dengeli beslenmenin değerini daha iyi anladıklarını söyleyen Gültekin, "Gel-al uygulaması başladıktan sonra biz de dükkanımızı açtık. Talep çok güzel. Müşterilerimiz şerbetleri almaya devam ediyorlar" dedi.