Ayça Dalçam - Birleşik Kamu-İş'in yaptığı araştırma, Türkiye'nin "eğitimsizliğe" doğru sürüklendiğini ortaya koydu. En zengin ve en yoksul kesimlerin yaptığı harcamalar arasında en büyük uçurum eğitim harcamalarında görülüyor ve yoksullar geçinebilmek için harcamalarını eğitimden kısıyor. Araştırmada şu belirlemeler yapıldı: Yeni eğitim öğretim yılı önceki yıllara göre giderek daha ağırlaşan sorunlarla başlarken, devletin resmi rakamları, gelir dağılımındaki bozulmanın yansıdığı eğitim harcamalarındaki büyük adaletsizliğin Türk toplumunu "eğitimsizliğe" doğru sürüklediğini ortaya koyuyor. Türkiye, iyi eğitilmiş bir azınlıkla kötü eğitilmiş ya da eğitilememiş bir büyük çoğunluk olarak ayrılmaya doğru ilerlediği gözleniyor.
Eğitim endistrisinin oluştuğunu belirten Türk Eğitim- Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Merih Eyüp Demir, 'Bir tarafta çocuklarını en iyi eğitimi alması için özel okullara gönderen insanlar var diğer tarafta ise çocuklarının minimum eğitim ihtiyaçlarını bile karşılamakta güçlük çeken insanlar. Maalesef eğitim endistrisi oluşmuş durumda. Bugün 50 milyonluk bir sektörden bahsediliyor. Özel okulların olmasına karşı değiliz ama bütün çocuklarımız eğitim hakkından eşit şekilde yararlanmalı. Köyde çobanlık yaparken TEOG'da, LYS'de birinci olan öğrencilerimiz var bizim. Bu çocuklarımız gibi başarılı olup da eğitim imkanından yeterince faydalanamayan binlerce çocuk var' dedi.

'FETÖ, eğitimsizlik yüzünden bu kadar büyüdü'

FETÖ yapılanmasının bu kadar güçlenmesinin ana nedenlerinden birisinin eğitimdeki eksiklikler olduğunu vurgulayan Demir, 'Devlet, çocuklarımıza sahip çıkmadığı için bu tür cemaatler çocuklarımızı kullanıyor. Bunun önüne geçmek için eğitim konusu yeniden ele alınmalı. Bugün özel okula giden öğrencilere teşvik veriliyor ama devlet okullarına giden öğrenciler bundan yararlanamıyor. Devlet okullarında da buna benzer bir uygulama olmalı. Bizim Köy Enstitüleri modeline benzer, çağın gereklerine uygun bir sistemi acilen yeniden kurmamız gerekiyor' dedi.

'Avrupa'da ilk sıradayız'

Türkiye, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri içerisinde gelir dağılımı en adaletsiz ilk beş ülke arasında yer alırken, AB ile karşılaştırıldığında ilk sırada geliyor. Gelir dağılımındaki bu adaletsizlik doğal olarak tüketim harcamalarına da yansıyor. Eğitime para harcamak "mutlu azınlığın" ayrıcalığı haline geliyor. Türkiye'deki eğitim harcamalarının yüzde 52.3'ünü en zengin yüzde 10'luk kesim gerçekleştiriyor. En yoksul yüzde 10'luk kesimin yaptığı eğitim harcaması ise yüzde 0.7'de kalıyor. En zengin 2 milyon 182 bin aile eğitim için 2015 yılında 8 milyar 990 milyon lira harcarken, en yoksul yüzde 10'luk dilimde yer alan 2 milyon 182 bin aile ise sadece 115 milyon liralık eğitim harcaması yapabiliyor.  Yoksul aileler harcayabilecekleri her 100 liranın sadece 40 kuruşunu, en zengin yüzde 10'luk kesim ise 100 liralık harcamasının 4.8 lirasını eğitime harcayabiliyor.

Zengin ile yoksul arasında 78 kat fark var

Yapılan araştırmaya göre zengin ile yoksul arasında tüketim harcamalarında 6.5 kat olan fark, eğitim harcamalarına geldiğinde aradaki uçurum 78 kata kadar çıkıyor. Harcamalarının çok büyük bir bölümünü konut ve gıdaya ayırmak zorunda bulunan yoksul kesimlerin diğer harcamalarını karşılayabilmek için öncelikle eğitim harcamalarında kısıntıya gittiklerini ortaya koyuyor. En yoksul kesim tüketim için harcayabileceği her 100 liranın 31.4 lirasını gıdaya, 33 lirasını konut ve kiraya, 7.1 lirasını ulaştırmaya, 5.7 lirasını ev eşyasına, 4.8 lirasını içki ve sigaraya 4.1 lirasını giyim ve ayakkabıya, geri kalanını da sağlık ve benzeri harcamalara ayırdıktan sonra, eğitime ancak 40 kuruş verebiliyorlar. 
Editör: Haber Merkezi