Kanallara getirilen reklam kısıtlamasının da dizi sürelerinin uzamasında önemli bir etken olduğunu belirten Kadir İnanır, "Televizyon kanalları diyor ki, ben dizi istiyorum. Ama bunun uzun olmasını istiyorum. Çünkü televizyonların geliri reklam. Reklamlara kısıtlama gelince kanallarda reklam kuşaklarını uzattı. Eskiden 4 kuşakta hallettikleri reklam işini şimdi 8 kuşakta halletmek durumundalar. Sonuçta arz ve talep meselesi" diye konuştu.

Bir hafta gibi bir sürede 110 dakikalık diziyi yetiştirebilmenin zorluğunu yaşadıklarını belirten İnanır, "6 günde 110 dakika dizi yapmak çok zor. İnsan hafızasını zorlayan bir çalışma biçimine dönüşüyor. Normal bir sinema filmini 110 dakika çekerken en az bir ay çalışıyoruz. Fakat dizi setinde günde 4 saat uyuyarak çalıştığımız günler oluyor" şeklinde konuştu.

Kalite olarak gün geçtikçe geriye gidildiğini belirten usta oyuncu, "Üretim kalitesi çok düşüyor. Bunu herkes kabul etmeli. Ben kanal sahibi olsam bana kalitesi düşük, görsel yanı kötü bir iş geldiğinde ona razı olmam diye düşünüyorum. Ama sistem böyle devam ediyor. Bütün dizilerin başındaki bela bu" dedi.
Oyuncuların uzun çalışma süreleri sebebiyle bıkkınlık yaşadıklarını ve işlerini severek yapamadıklarını belirten İnanır, "En başarılı işte bile müthiş yorgunluk, bir bıkkınlık ve görsel açıdan kötü bir düşüş var. Bunun önüne geçilmeden hiçbir dizinin geleceği görünmüyor. 5 yıldır söylüyorum, bu kadar diziyi bu kadar zamanda çekebilecek altyapı Türkiye'de yok. Ne oyuncu var, ne yönetmen var, ne asistan var. Böyle bir kadro yok Türkiye'de. İnsanların dayanma gücü ve performansı yüksek olduğu sürece güzel olur. Ama bu düzende bu iş olmaz" diye konuştu.

Yapılan görsel işlerin kalitesinin düştüğüne değinen İnanır, "Ben yaptığımız bütün işlerin görsel yanından şikayetçiyim. Çünkü diziyi yetiştirebilmek için kaliteyi unutuyoruz. Bu şartların düzelmesi lazım. 5 yıl önce söylüyordum. Bana göre az bir zaman kaldı. 2 ay içinde bu sıkıntılar kendiliğinden ortadan kalkacaktır" dedi.