SANAT

Nazım'dan sonra en beğenilen 'Ozan İnce'

Abone Ol

Eserin önsözünde ise şu ifadelere yer verildi: "Özdemir İnce'nin şiiri, uzun bir uykudan uyandığı yerde geçiyor. Gözler açılıyor ve aklımıza gelen ilk şey sevmek, dolu dolu sevmek, geri çekilmeden sevmek, yolculuk etmek ve her kentte, her gün dünyaya, sanki ilk kez görüyormuşuz gibi bakmak oluyor. Bize verilen bağışın bir dakikasını bile harcamadan onun tüm varlığını özümseyerek. Böylece Özdemir İnce'nin şiirinin kokusunu çekiyoruz içimize. Onunla birlikte İstanbul'un, Paris'in Marna'nın Roma'nın, Sofya'nın semtlerinde gezintiye çıkıyoruz. Yoldan geçenlerin bıraktığı yankıyı, müziği, sesleri izleyerek Chagall gibi uçarcasına. Gelinlik kızı, bahçeleri oğulları, geçmişi, şu an'ı, geleceği, renkler, halıyı andıran otları, çiçekleri, yolları, evleri, kavakları, kavuşmaları görüyoruz. Etrafta ki her şey, ama her şey, gerçek boyutlarında gözlemleniyor. Çünkü görünen ne varsa yaşanıyor.
'Ben Sümer'im, Hitit'im, Türk'üm, Yunan'ım, Arap'ım ve daha niceyim. Bu yüzden zenginim. Aynı zamanda Akdenizliyim. Akdeniz Kültürü bu denizin çevrelediği bütün ülkeleri ve bu ülkelerden göç etmiş halkları da içine alır' diyor Özdemir İnce. Bu cümlelerden anlaşılıyor ki İnce ne denli derin düşünmüş, ne denli gelişmiş, ne denli farkına varmış, kendi gökyüzünde ne denli yükseğe erişmişse o denli insandır."