Partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasına kadına yönelik şiddete değinerek başladı. Kadına yönelik şiddeti, kadına kalkan eli her fırsatta lanetlediklerini, insanlık dışı bulduklarını, bunları önlemek için her türlü tedbiri alacaklarını dile getiren Erdoğan, "Şiddetin her türlüsü kötü. Kadına ve çocuğa şiddet, tahammülü mümkün olmayacak tadar kötü" dedi.
Konuşmasında, Abdullah Öcalan ile yürütülen görüşmeler üzerine süren tartışmalara da değinen Erdoğan, muhalefet partilerini eleştirdi. Erdoğan, şehitlerin ruhunu incitecek, kemiklerini sızlatacak hiçbir adımı atmayacaklarını, hiçbir girişimin içinde yer almayacaklarını yineleyerek, "CHP ve MHP, çözüm sürecini ısrarla, inatla, sorumsuzca 'bir boyun eğme, taviz, geri adım atma' gibi bir sürecin içindeler. MHP ve CHP'nin bu tavrı milli bir tavır değildir. sorumlu bir tavır değildir. Kanı ve gözyaşını durdurmaya yönelik bir tavır asla değildir" şeklinde konuştu.

İhanet gençlere ve anneleredir
CHP ve MHP'nin terörün çözümü konusunda hiçbir şey yapmadığını ifade eden Başbakan Erdoğan, "30 yıl boyunca CHP'nin ve MHP'nin de muhalefette oldukları dönemler oldu. Çözüme katkı sağlamak için ne yaptılar?" dedi. Erdoğan, "Şehitleri istismar edip, şehit yakınlarını istismar edip, bu ülkeye korkaklık, ürkeklik, bunun yanında fitne salmak milliyetçilik değildir ve olamaz" dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kendisine yönelik eleştirisine de yanıt veren Erdoğan, "Teröre karşı 30 yıl milli duruş sergileyemediniz. Bugün de milli bir duruş sergileyemiyorsunuz. Eğer ortada bir ihanet varsa, o ihanet gençlere, annelere olan ihanettir. Bu terörün çözülmesini engelleyerek, millete yapılan bir ihanettir" dedi.

Başbakan olamayacak

Erdoğan, CHP Genel Başkanının eleştirilerine de "Kılıçdaroğlu, 'Yalan söyleyenden Başbakan olmaz' diyor. Doğru. Bunun için de Kemal Kılıçdaroğlu başbakan olamadı ve yalan söylemeye devam ettiği sürece de başbakan olamayacak"  diye yanıt verdi.
CHP ve MHP'yi, izledikleri politika ve tutumları nedeniyle "PKK'nın bu ülkede siyaseti şekillendirmesine, siyaset üzerinde etkili olmasına zemin hazırlamakla ve bunun fırsatını altın tepsi üzerinde sunmakla" suçlayan Erdoğan, "Aynı şekilde medya kuruluşları terör örgütüne oksijen vermiştir" dedi.
"Çözüm sürecinde" millet ile yürüdüklerini söyleyen Erdoğan, "CHP, MHP ve BDP ile değil, malum medyayla değil. Biz bu yolda bu süreçte milletimizle yürüyoruz. Onlar sabote etmeye çalışsın, onlar kırmaya, yıkmaya çalışsın. Biz kanı durdurmak için kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz" dedi.

Ortaya çıkarırız

BDP ile Abdullah Öcalan arasında yapılan tutanakların basına sızması üzerine başlayan tartışmalara da değinen Erdoğan, şunları söyledi: "Hiç kimse bu sabotajın üstüne gitmiyor. Bize basın özgürlüğü dersi vermeye kalkıyor. Sınırsız özgürlük olmaz. Bizler de en az onlar kadar özgürüz. Böyle bir yayını yapmak milli bir tavır değildir. Basın özgürlüğü diyenler, İngiltere'ye, ABD'ye baksınlar. Orada medya milli meseleler karşısında milli bir tavır sergiler. Burada CHP ve MHP 30 yıl boyunca milli bir  tavır sergilemediyse, o malum medyada milli bir tavır sergilemedi. Şu anda dolaşan belgelerin kim tarafından nasıl sızdırıldığını kısa zaman içinde ortaya koyar açıklarız. Gelin bizim ne söylediğimize bakın. Kimin ne söylediğine değil, bizim ne söylediğimize bakın. Kimin ne yaptığına değil, bizim ne yaptığımıza bakın. Sürecin hassasiyeti nedeniyle biz çok az konuşuyoruz."
Bu süreçte en sözü millet ile birlikte kendilerinin söyleyeceğini ifade eden Başbakan Erdoğan, "Biz son sözü söyleyinceye kadar, biz son noktayı koyuncaya kadar ortada dolaşan her belge, her bilgi, dedikodudan, söylentiden, ham hayalden öteye geçmez" dedi. 
Editör: Haber Merkezi