HALİL ÖZCAN - 'Yüzünü güneşe dön' sloganıyla önce TBMM'ye giren, sonra da 31 Mart yerel seçiminde Millet İttifakı'na büyük katkı sağlayan İYİ Parti 'nin İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, ülke genelindeki korku ve baskıya rağmen özellikle gençlerin MHP ve AK Parti'den istifa ederek İYİ Parti'ye üye olduklarını söyledi. İzmir'de bazı ilçelerde 120-130 olan üye sayılarının artık 4-5 bine çıktığını ifade eden Kırkpınar, sonbaharda yapılacak halk toplantılarıyla toplu rozet takma töreni gerçekleştireceklerini ifade etti

Yaklaşık 9 aydır partisinin İzmir İl Başkanı olarak görev yapan Hüsmen Kırkpınar'la, 10 aylık sürede yaptıklarını, bundan sonra yapacaklarını ve ülke siyasetinde gelinen noktayı konuştuk. CHP ve İYİ Parti'nin enerjisiyle ortaya çok güzel sinerji çıktığını söyleyen Kırkpınar, CHP ile gerçekleştirdikleri Millet İttifakı'nın problemsiz devam ettiğine dikkat çekti.

Göreve geldiğinizden beri neler yaptınız?

17 Ekim 2018'de Genel Başkanımızın oluruyla İYİ Parti İzmir İl Başkanı olarak atandım. Benden önceki arkadaşımız istifa etmişti. O istifadan sonra yönetimdeki bütün arkadaşlarımızı birlikte çalışmaya davet ettim. Bunların bir kısmı çeşitli sebeplerle birlikte olamayacağımızı söylediler. Bunun içinde yönetim anlayışına dayalı bir itiraz yok. Sağlık, iş gibi sebeplerden dolayı gelmeyenler oldu. Yerlerine de genç ve liyakatı olan arkadaşlarımızı seçtik. Bizim 71 kişilik listemizde yaş ortalaması 40-43 arası ve üniversite mezunlarımız da yüzde 94. Her meslek grubundan ilk defa siyasi partilere üye olup yönetici olan arkadaşlarımız var. Bunu içinde de sağlık, şehircilik, tarım, teknoloji, hukuk gibi alanlarda kendi çaba ve emekleriyle belli noktalara gelmiş, özel sektörde çalışan ya da devlette çalışıp daha sonra ayrılan arkadaşlarımız yönetim kurullarında yer aldılar. Tabi biz Kasım'ın 9'unda açıkladık yönetim kurulumuzu ama sonraki süreçte hızlı bir şekilde yerel yönetim seçimlerine hazırlandık. Önceki seçimlerde CHP ile olan ittifakımızın bu kez ilçeler ve iller üzerinden sağlanabileceği yönünde iki genel başkan mutabık kaldılar. Biz de İzmir'de İYİ Parti olarak CHP İzmir İl Başkanlığı ile görüşmeler yaptık. Genel Merkez'den gelen talimat doğrultusunda Kiraz ve Tire'de Millet İttifakı'nın adayı olarak İYİ Parti'liler, 25 ilçede ise CHP'liler yarıştı. 3 ilçede de biz, CHP ile yarıştık. Bunlar; Selçuk, Karşıyaka ve Urla. İYİ Parti'nin adayı olarak Tire Belediyesi'ni aldık. Bu benim için özel bir durum... Çünkü İl Başkanı oluyorsunuz ve kısa sürede başkanlık yaptığınız şehirde belediye başkanlığınız oluyor. Bunlar bizi mutlu etti. Keşke daha fazla olsaydı ama Büyükşehir'de de 7 arkadaşımız Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi oldu. Doğrudan katılımlı olarak Tire Belediye Başkanımızı da katarsak 8 kişi. İlçelerde de 40 civarında meclis üyemiz oldu. Bu sayı daha fazla olabilirdi.  

İstanbul seçimlerinde görev aldınız mı?

23 Mayıs'ta İstanbul İl Başkanımızın ve Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcımızın imzasıyla genelge yayınlandı. Bu genelge ile 81 il başkanının tamamının saha çalışmalarına katılması yönünde talimat geldi. Biz de İzmir İYİ Parti olarak 14 ilçe başkanımızla Beşiktaş ve yakın ilçelerde saha çalışması yaptık. Meydanlara kurulan demokrasi çadırlarımıza millet ile kucaklaştık. Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener Hanımefendi de 13 günde 39 ilçede mini mitinglerle saha çalışmalarını devam ettirdi. Bunun sonucunda da 13 bin 700 gibi masum bir oy farkı ile kazanmışken millet iradesini yok sayar gibi seçimin yenilenmesi sonucunda aynı millet, bu masum oy farkının yerine 800 binlik bir tokat vurdu.

Bu zamana kadar yapılan seçimlerde CHP, hep ajanslardan gelen verilere göre hareket etti. Ancak son seçimlerde tüm sandıklardan ıslak imzalı tutanakların toplanması konusunda sorun yaşanmadı. 31 Mart'taki seçimde bir diriliş, uyanış meydana geldi. Bunda İYİ Parti'nin payı nedir?

Biz, devlete güvenmek zorunda olan bir kitleyiz. Bu ülkede yaşayan herkes devlete güvenmek zorunda. Türkiye Cumhuriyet'nin kuruluşundan önce stiklal Savaşı döneminde cephelerden haber getiren, Atatürk'ün kurduğu Anadolu Ajansı isimli bir kuruluş var.  AK Parti'nin, seçim ile iş başına geldiği 3 Kasım 2002'de devletin içine güçlü yaptırım şansı yoktu. 2007 seçimlerinin temiz olduğunu düşünüyorum. Ancuk, 2010'daki 12 Eylül Referandumu da dahil olmak üzere sonraki seçimlerin sandıktan çıkan oyla değil de Anadolu Ajansı'nın verileriyle sonuçlandığı yönünde ciddi şüphelerim var. Devlete güvenmemiz lazım.

İYİ Parti'nin iş birliğine girdiği 24 Haziran genel seçimlerinde ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, İYİ Parti, CHP milletvekillerinin desteğiyle seçimlere katılma hakkını kazandı. Hırpalanmış önü kesilmiş bir İYİ Parti vardı. Biz parlamentoya girdikten sonra 24 Haziran'dan 31 Mart'a kadar olan süreçte 40 kişilik bir grupla ses getirdik. Türkiye'nin temel problemleri olan ne kadar konu varsa bunlarn Meclis'te konuşulmasını sağladık. Muhalefet de bize destek oldu. Bu hükümete karşı olan eksik veya hatalı herhangi bir konuda refleks göstermiş bir İYİ Parti Meclis Grubu bence etki alanı yarattı. CHP'nin yerel seçimlerde de bizimle iş birliği yapma teklifine biz tabii ki 'Evet'  diyecektik. Dememiz lazım çünkü karşımızda bir blok var. Karşı blok seçime münferit olarak girseydi, biz de ayrı ayrı girerdik. Blok olunca bloğa karşı blokla mücadele vermeniz lazım. Unuttuğumuz bir şey var. İYİ Parti ve CHP'nin karşısındaki rakibi devletin bütün kurum ve kuluşlarını arkasına alarak çalışıyor. Böyle bir güç, sizi zayıf düşürür. Moral ve motivasyonunuzu düşürür. CHP'nin daha önceki seçimlerde genel merkezlerine ıslak imzalı sonuç tutanaklarının tamamını göndermekte sorun yaşadığını söylüyorsunuz. İşte bunda ve sandıklara sahip çıkılmasında Genel Başkanımız Meral Akşener'in tavrı çok önemli. Etki alanı yaratmıştır. İstanbul'a gittiğimizde bizi karşılayan Beşiktaş İlçe Başkanı Tuncay Buruşuk isimli bir kardeşimiz var. İl Başkanımız Bugra Kavuncu var. Gittiğimizde ne kadar özverili ve muntazam çalıştıklarını gördük. Hiçbir şey aksamadan her şey otomatik olarak gelişti ve başardık. Bu organizasyonu başarıyla yaptık. İYİ Parti'nin iyi bir teşkilat yapısı var.

MHP'nin, terörist lideri Abdullah Öcalan'a destek vermesi, sizce toplumda nasıl bir rahatsızlık oluşturdu?

Cumhur İttifakı'nın kuruluş sürecinde kimin ne kadar emeği var, neyi hesaba katarak böyle bir ittifak oluşturdular bunu ben bilemem. Bildiğim tek şey şu; ben ülkücü hareketin içinden gelen birisiyim. Bu ittifakın Kandil'le görüşmesi leke gibi üzerlerinde kalmıştır. HDP, anayasal haklarını kullanarak kurulmuştur. Bu siyasal oluşum, TBMM'ye taşınmıştır ve HDP; terör örgütü lideriyle, terör örgütüyle araya mesafe koyması gereken bir partidir.
İYİ Parti ile CHP'nin mutabakatında her iki partinin genel başkan yardımcılarının imzası vardır. Bir tarafta Oğuz Kaan Salıcı, Seyit Torun, öbür tarafta da Müsavat Dervişoğlu ve Koray Aydın. Üçüncü bir imza yok... Bu ittifak toplumun her kesiminden oy alabilir, herkes bu ittifaka destek verebilir. Burada kimse 'Niye oy veriyorsun, ben senin oyunu istemiyorum' diyemez.

Bu ülkede bakanlık, başbakanlık ve meclis başkanlığı yapmış bir insan, gidip terör örgütünden, onların ağzıyla Pe Ke Ke diye söz etti. 'Kürdistan' ifadesini kullandı. Bu ülkenin hiçbir bölgesi ne Kürdistan ne Lazistan... Bu ülkenin toprakları içinde yaşayan hiç kimse Türk milletinin birer ferdi olduğunu unutmamalı. 'Terörist başı' olarak anılan kişiye bir parti başkanının 'Abdullah Öcalan' demeye başlaması, 'İmralı' demeye başlaması şaşırtıcı. Devletin resmi yayın organı olan, halkın ve devletin desteğiyle ayakta duran TRT, Irak sınırını geçerek Süleymaniye'de bebek katili Abdullah Öcalan'ın kardeşi terörist Osman Öcalan ile röportaj yaptı. Yetmedi, bir akademisyen olduğu iddia edilen Ali Kemal Özcan, kimden izin aldığı bilinmeden giderek avukatları marifetiyle açıklama yapıyor, teröristbaşının 'HDP tabanı tarafsız olsun' çağrısı yaptığını anlatıyor. Hükümet olarak, sonsuza kadar o hapishaneden çıkmayacak bir adam bu... Dönüp PKK ve PYD'ye 'Silah bırakın' derse devletin medya organları bunu duyurabilir. Ancak dünyanın hiçbir yönetim biçiminde hapse attığınız teröristin, devlet kanalıyla millete mesaj göndermesi görülmemiştir. Dolayısıyla İstanbul seçmeni ve o seçmen kitlesi içindeki ülkücü hareket, Sayın Mansur Yavaş'ın da katılımıyla bir toplantı yaptılar. Eminim ki, belirli bir yaşın üzerinde olan hayatı sıkıntılarla geçmiş vatansever ülkücü hareketin kadroları Devlet Bahçeli'yi dinlememiştir ve fark oradan çıkmıştır.

31 Mart öncesinde İzmir'de aday açıklamaları sona kaldı. CHP ile sıkıntı mı oluştu?

CHP ile yürüttüğümüz müzakerelerin birinci gününden son gününe kadar aramızda hiçbir problem yaşanmadı. Her iki parti de büyük bir saygı ve özveri çerçevesi içinde hareket etti. İlçeler için görüşmeler, İl Başkanlığı üzerinden gitti. CHP adayını desteklediğimiz 25 ilçe var, bu 25 ilçenin hem demografik hem sosyolojik yapısı üzerinden hareket ettik. Bir de İYİ Parti'nin yaratacağı enerji hesaba katıldı. Bizim 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinde, İzmir'de en yüksek oy aldığımız yer Tire'ydi. Bir tek Tire örneği ile yukarıda yapılan mutabakatın dışına taşıdık. CHP'li bir belediyenin olduğu yerde Millet İttifakı olarak İYİ Parti'nin adayı desteklenmeyecekti. Sadece Tire'de bir ayrıcalık yapıldı. Hiçbir sıkıntımız olmadan sonuca ulaştık. Yarışacağımız 3 ilçedeki adayımız belliydi. İki ilçede bizi destekledi Millet İttifakı. Sadece Buca'da 11, tane Bornova'da 17 tane CHP'den aday adayı çıktı. Sözünü ettiğiniz durum aslında gecikmeden ziyade, parti teşkilatları içinde oluşabilecek muhtemel sorunlara engel olma stratejisiydi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin iki şirketine İYİ Parti'li isimler Genel Müdür olarak atandı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz. Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile iletişiminiz ne durumda?

Bu değerlendirme ve yeni atamalar Sayın Genel Başkanımızın tasarrufu içinde olan bir durum. Desteklediğimiz Büyükşehir Belediye Başkanımız ile de hiçbir sıkıntı yok. Her şey iyi gidiyor.

31 Mart seçimlerinde İzmir'de iki ilçede Millet İttifakı, İYİ Parti'yi destekledi. AK Parti'de ve MHP'de olan belediyelerde de CHP'li adaylar yarıştı. Gelecek yerel seçimlerde CHP daha fazla belediyeye sahip olacak. İYİ Parti, İzmir'de yerel yönetim anlamında etkisini artırmak için ne yapacak?

Bir siyasi partinin bir sonraki seçimde oyunu katlayabilmesi beklentisi var insanlarda... Anayasa'da yer alır. Yerel seçimler Mart ayının son pazar günü 5 yılda bir yapılır. 2024'ün Mart ayının son günü yapılacak seçimden önce mutlaka bir genel seçim olacak. Partiler kantara çıkacak ve kantarda o partinin gücü belli olduktan sonra süreçle ilgili hesaplamalar ve planlar yapılır, onun üzerinden gerekiyorsa tekrar konuşulur. Herkesin gücü oranında yarışacağı ittifak yapılır.

İYİ Parti olarak İzmir'de ne yapıyorsunuz?

Şu süreçte sadece talepleri yerine getiriyoruz. Üyelik taleplerini karşılıyoruz. İnsanlar, akın akın İYİ Parti'ye katılmak için ilçe teşkilatlarımıza başvuruda bulunuyorlar. 'Biz niye görmüyoruz?' diyen olursa diye haber vereyim... İnsanları yaz sıcağında toplayıp yormak istemiyoruz. İYİ Parti'nin yeni üyelerine ilçelerde ve büyük salonlarda, milletvekillerimizin ve genel başkan yardımcılarımızın da katılımıyla rozet takacağız. Şu an kayıtlar devam ediyor. 24 Haziran'a giderken üye sayımız bazı ilçelerde 120-130 arasındaydı. Şu an 4-5 bini zorlayan ilçelerimiz var. Bunu İYİ Parti'nin Türk siyasi hayatında ikinci yılına doğru giderken tavrına, tutumuna ve genel başkanına bağlıyoruz. Teşkilatlarımız partinin adı gibi iyi insanlarla dolu, kimsenin kimseyle bir hesabı yok. Ayrı gayrısı yok. Bize katılanların çoğunluğu genç nüfus ve Adalet ve Kalkınma Partisi'nin baskısından korku duymasına rağmen bize katılan insanlar. Birinci sırada MHP'den ikinci sırada da AK Parti'den partimize yoğun ilgi var. Parti üyeliği olmamasına rağmen AK Parti'ye ve MHP'ye oy veren insanlar da İYİ Parti'ye geliyorlar.

İnsanların İYİ Parti'ye üye olmasında herhangi bir menfaati söz konusu mudur?

40 kişiyiz, parlementodayız, ne yerelde ne genelde iktidarız ama insanlar bize geliyor. Bu, İYİ Parti'nin başarısı. Ülkedeki yönetim tartışmaya açılmışken partimize katılım arttı. Şahsi çıkar için siyaset yapacak olsalar herhalde iktidardaki partilere giderlerdi...

İYİ Parti'nin İzmir'de iki milletvekili var ve ikisi de Genel Başkan Yardımcısı. Bu sizin için dezavantaj oluşturuyor mu?

Her iki Genel Başkan Yardımcımız da, İzmir'de yaptığımız bütün etkinliklerde bizimle beraber oluyor. Bütün teşkilatlarımız çok rahatlıkla onlara ulaşılabiliyor. Bence bu bizim için bir avantaj. Genel Merkez'deki görevlerinden dolayı ihmalleri yok. Her şeye yetişebiliyorlar.