Şefika Bal - Eski CHP Milletvekili Operatör Doktor Canan Arıtman, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday adayı oldu. Öne çıkan isimler arasında tek kadın olan Arıtman, belediye için projelerini üretmeye ve çalışmaya başladı. 'İzmir'in bir profili var ve ben bu profile çok uygunum' diyen Arıtman, 'İZBAN işçilerini destekleyen tek aday adayıyım, İzmirliyim, cesurum ve bir Amazon'um' dedi.

Canan Arıtman daha önce 2 dönem milletvekilliği, serbest hekimlik, Karşıyaka Belediye Meclis Üyeliği, İzmir Büyükşehir Belediye Meclis Üyeliği ve Meclis Başkanvekilliği'nin yanı sıra Sağlık Komisyonu Başkanlığı görevlerinde bulundu. Ege Kadın Dayanışma Vakfı ve KADER Kurucu Üyesi oldu. Karşıyaka Soroptimist Kulüp İş ve Meslek Kadınları Derneği Başkanı, Kadın Hakları Derneği İzmir Şubesi Kurucu Üyesi, Cumhuriyetçi Kadınlar Derneği Genel Başkanı görevlerinde bulundu. İzmir'in öne çıkan yüzlerinden olan Arıtman, şimdi de İzmir'i yönetmeye aday olarak çalışmaları için kollarını sıvadı.

*İzmir için projeleriniz nelerdir? Gördüğünüz eksiklikler veya sizin kente yönelik hayalleriniz nelerdir?

Çok özel koruma ve güçlendirme projelerim var. Darda kalan gençlerimize, çocuklarımıza, yaşlılarımıza, engellilerimize ve hayvanlarımıza yönelik çalışmalar yapacağım. Darda ve zorda olan vatandaşlarımız benim belediyecilik anlayışımda kendini zorda ve yalnız hissetmeyecek, açıkta kalmayacak. Kent imece sistemini kültürümüzde olduğu gibi yeniden geliştireceğiz. Kırsalda nasıl hala uygulanıyorsa kentlerde de yalnızlığı gidererek imeceleri oluşturmak çok güç değil. Herkes daha iyi bir kentte daha iyi şartlarda yaşamak istiyorsa elini taşın altına koyacak. Ben bir Kemalist olarak nasıl cumhuriyet kimsesizlerin kimsesi olduysa belediyelerin de öyle olması gerektiğine inanıyorum. Ben belediyeciliği eski yasalarımızdan öğrendim ve o yasanın anlayışını, felsefesini ve ilkelerini almak gerektiğini düşünüyorum ve ben yapacağım diyorum. Bir kadın, anne şevkatine sahip biri ve bir hekim olarak bu kentin dertlerine derman olacağımı söyleyebilirim. İzmir, kimliği olan bir kent ama aslında hiçbir yönünü öne çıkarıp başat halde var edemiyoruz. İzmir tarih boyunca bir ticaret ve liman kenti olmuş ve o zamanlarda varsıl olmuş. Biz bu özelliği yeniden getirmeliyiz, ticaret ve limanlar kenti yapmalıyız. Limanlar kenti olduğunda da İzmir'de İzmirlide varsıllaşacak. Çeşme, Aliağa, gibi limanlarımız var ama bizim direk bir ticaret limanına da ihtiyacımız var. İzmir her şeyi yetiştirebilien çok verimli bir kent, bu topraklara ne ekseniz size meyvesini verir. Dünyanın en kıymetli toprağı buralarda, pamuğu zeytini narenciyesi... Ürettiklerimizi hemen iç ve dış pazarlara yollayabilecek demiryolu ve otoyol bağlantılı limanlar oluşturmalıyız.

''HER ŞEY HAYAL ETMEKLE BAŞLAR, HAYAL EDİYORUM"

*Sizce İzmir'in imkanlarından turizm anlamında yeterince yararlanılıyor mu?

İzmir'in diğer bir kimliği de turizm kenti olması. Muhteşem bir doğaya sahibiz, yaradan her şeyi vermiş ancak tam olarak yararlanamıyoruz. Tarih, deniz, kum, güneş, sağlık her şey bizde. Her doğal güzellik burada var ama turizmden almamız gereken payı alamıyoruz. Çünkü doğru projeler üretilmediği için bir takım yetersizliklerimiz var. Bizim iki hedefimiz var. İlk olarak İzmir'in ilçeleriyle birlikte turizmden 12 ay yararlanabilen bir kent olmalıyız. İkincisi ise kent merkezinde turisti birkaç gün tutmamız gerekir. Turizmcilerle devamlı bir iş birliği ve birlikte proje üretirsek bunu başarabiliriz. Ayrıca Atatürk İzmir'in bir fuarlar kenti olmasını istemiştir ve bu bir vasiyettir. Buna önem göstermemiz ve İzmir'in fuarlar, kongreler kenti olması konusunda çalışmalıyız. Fuar ve kongreler hem ekonomiyi güçlendirir hem de kente turist getirir. Ben fuar ve kongrelerin arasına festivalleri de eklemek istiyorum. Biz bu güzel coğrafyada dünyaca ünlü festivaller yapabiliriz. Her şey hayal etmekle başlar ve ben hayal ediyorum. Bunun da ötesinde İzmir'in sağlık alanında ayrı bir kaynağı da var. İzmir'in çok sayıda tıp fakültesi, dünya çapında isim yaratmış iyi hekimleri var. Biz bu potansiyelleri değerlendirmeliyiz. İç ve dış piyasa için bir cazibe merkezi yaratmalıyız. Kaplıcalarımız bile çok önemli, oraları çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Aziz Bey'inde bu konuda güzel projeleri oldu ama biz daha da genişletmek istiyoruz. Tabi projelerim için henüz detay vermiyorum, bunlar sadece yüzeysel olarak bahsettiğim işler. Aday olduktan sonra projelerimizi rahatlıkla açıklayacağım. Kültür ve sanata da imkânlar vereceğiz, sanatçıları destekleyeceğiz. İzmir sanat ve sanatçı dostu, kültürlü bir kent olsun istiyorum. Spor alanında da güçlü bir kent olmalıyız. İzmir Türkiye'nin 3. büyük kenti ve biz burada bir milli maç izleyemiyoruz. Spor kulüplerimizle birlikte el ele verip, sporcu yetiştirme konusunda çalışmalıyız. Kentimizi bir sporcu fabrikası yapabiliriz, buradan ülke ve dünya çapında önemli sporcular çıkarabiliriz. Ben üniversite yıllarındayken İzmir'de Akdeniz Oyunları gerçekleşmişti. Hatta o sayede zamanın tek kanallı TRT'si, İzmir'den yayın yapmaya başlamıştı. Bu tür etkinlikler ülke çapında etki yaratıyor ve basın kuruluşlarına da yön veriyor. Ben o oyunları hiç unutmuyorum. Yine böyle işler yapabiliriz. Hatta belediye olarak spor kulüpleriyle birlikte sporcu çocuklarımızı destekleyebilir, spor bursları verebiliriz. Mesela Ankara'da müthiş kürek takımları var. Orada göller kullanılarak sporcu yetiştiriliyor ve ülkemizin dünya çapında ismi geçiyor. Biz böylesi güzel bir körfezin içinde yer alırken bizim neden bir kürek takımımız yok?

'GELİN İZMİR'İ KRALİÇE YAPALIM'

*Bilimsel yönde nasıl çalışmalarınız var?

170 yıl önce İzmir'de Smyrna Bilimler Akademisi kurulmuş ve 22 Avrupa ülkesi de destek vermiş. 29 yıl İzmir'de çalışan bu ensitütüyü yıllar sonra Avrupa'ya taşımışlar. Ben de İzmir Bilimler Enstitüsü'nü kurmayı amaçlıyorum. Önce kendi içerisinde akademik ve bilimsel çalışmalar yapacak olan bir ensitütü kurarak orayı geliştirme ve ardından bir akademiye çevirme hayali taşıyorum. Bu enstitüdeki akademisyenlerimiz İzmir için düşünsün, İzmir için çalışsınlar istiyorum. Bir de eğitim köyleri kurmayı düşünüyorum. Köy Ensitütüleri modeli dünyanın en iyi eğitim modellerinden biri. Biz bu devamlı eğitim modelini yeniden hayata geçirebiliriz. Yazları matematik, edebiyat, felsefe gibi alanlarda Türkiye'nin en iyi akademisyenleri ve gençlerimizle birlikte yaz kampları yapabiliriz. Çocuklarımız hem İzmir'in güzelliklerinden denizinden, güneşinden faydalanırken hem de çok iyi akademisyenlerden dersler alarak yaz tatillerini çok iyi şekilde geçirebilirler diye düşünüyorum. Hayallerimin hiçbiri uçuk kaçık değil, bu sebeple aday oldum. İzmir için gerekli birikim, deneyim ve vizyona sahibim. İki dönem belediye meclis üyeliği yaptım, 2 dönem milletvekilliği yaptım, sivil toplum örgütlerinde görev aldım, 35 yıl hekimlik yaptım. Ben bu kentte yaşıyorum ve buranın her taşını her kıvrımını biliiyorum. Victor Hugo İzmir'in bir prenses olduğunu söylemiş. Bende diyorum ki gelin İzmir'i hep birlikte bir kraliçe yapalım.

'BAŞKANLIK İÇİN KENTİ TANIMAK ŞART'

*İzmirli olduğunuzu sık sık vurguluyorsunuz. AK Parti'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Nihat Zeybekçi'nin Denizlili olması hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce bir kenti yönetmek için o kenti ne kadar iyi tanımak gerekiyor?

Ben bunu her yerde dile getiriyorum, bir kente belediye başkanı olmak için o kenti çok iyi tanımak gerekiyor. İzmir'e belediye başkanı olmak için İzmir doğumlu olmak şart değil ama yeterince yaşamış olmak şart. Kentin sokaklarını bilmek bölgelerini tanımak, insanının huyunu suyunu ve değer yargılarını bilmek gerekir. Bu kenti ve kentliyi tanıyor olmak çok önemli ve ancak böyle kişiler başarılı olur. Şimdi bana İstanbul'a aday ol deseler olamam. Ben İstanbul'u bilmiyorum, nerelerinde hangi sorunlar var ve bu sorunların dermanları nelerdir bilmiyorum. Benim memleketim burası ve ben burayı tanıyorum, her derdini de dermanını da biliyorum. Kenti bilmeyen bir belediye başkanı en az 1 yıl içerisinde kenti tanıyabilir. Benim tahsil hayatım, siyasi hayatım tüm hayatım İzmir'de geçti.

'İZMİR DİŞİ BİR KENT'

*2019 yerel seçimleri için İzmir'de en öne çıkan kadın aday adayı sizsiniz. Kadınlardan nasıl bir destek alıyorsunuz?

Beni kadınlar destekliyor ancak sadece kadınlar değil herkesin desteğini görebiliyorum. İzmirli'ler beni 35 yıldır tanıyor. Doktorları oldum, belediye meclis üyeleri oldum, sivil toplum örgütlerinde çalışmalar yaptım. İzmirli bana güveniyor, bana olan sevgi ve saygısını sokağa çıktığımda görüyorum. İzmir dişi bir kent bunu bilmek gerekir. Kadın nüfusunun erkek nüfusundan fazla olduğu tek ilimiz, 8500 yıl önce Amazon'ların kurduğu bir kent. Ben de Amazon ruhlu bir kadınım. Bu memleket, İzmir için Kurtuluş Savaşı yaptı. 1919'da Atatürk Amazon'ların kurduğu Samsun'dan yola çıkıp Amazon'ların kurduğu İzmir'i düşman işgalinden kurtardı. Dünyada emperyalizme karşı verilmiş bir savaş ve kazanılmış bir zafer alarak tarihe geçtik. 2019'da 100. yıl dönümünü kutlayacağız. 100. yıl dönümünde bir kadın belediye başkanı Atam'ın ruhunun şad olmasına neden olabilir. İzmirliler ile birlikte yeni bir tarihi hep birlikte yazabiliriz. İzmir'in 300 yıllık bir belediyecilik tarihi var ancak hiç kadın belediye başkanı yok, bu da cumhuriyetin 100. yılında olsun istiyorum.

SİYASİ DESTEK

*CHP ve İYİ Parti arasında bir ittifak söz konusu. Siz İYİ Parti'den destek alıyor musunuz?

Evet, kendileri beni destekleyeceklerini dile getirdiler. İnsanlar gibi kentlerin de duruşları var. İzmir kurtuluşun, Atatürk'ün, cumhuriyetin, demokrasinin ve özgürlüğün simgesi. Biz bunların hepsini severiz, çağdaş insanlarız. Ben bu profile çok uygun birisi olduğunu düşünüyorum. İzmirli ne hissediyorsa ben de onu hissediyorum. Sıcak kanlı Akdeniz insanlarıyız aynı kentimiz gibi. Kişiliğim, tarihim, profilim ve gelecek hedeflerim İzmir'le ve İzmirli ile aynı. İyi bir aday olduğumu düşünüyorum. Dilerim önce genel merkez ardından da hemşehrilerim beni tercih etsin.

'İŞÇİ CUMHURBAŞKANI KADAR ZAM ALABİLMELİ'

*Son günlerde İzmir'in gündeminde İZBAN grevi var. Siz grevi nasıl değerlendiriyorsunuz, sizce nerede hatalar yapılda da işler grev boyutuna taşındı?

Ben İZBAN işçilerini ziyaret eden tek belediye başkan aday adayı oldum. Benden başka kimse gitmemiş. Demiryol-İş İzmir Şube Başkanı Hüseyin Ervüz'de cesaret edip grevdeki işçileri ziyarete giden ilk kişi olduğumu dile getirdi. Ona da hatırlattım; Ben bir Amazon'um! Grev demokratik bir haktır ve ben işçileri haklı buluyorum. Bu ülkede açlık sınırı 1942 lira, asgari ücret 1603 lira. Yaklaşık 10 milyon kişi asgari ücretle çalışıyor. Bunu 4 kişilik aileler olarak hesap edersek toplamda 40 milyon vatandaşımız asgari ücretle geçinmeye çalışıyor. Bu nüfusumuzun yarısının açlık sınırının altında yaşadığı anlamına gelir ve İZBAN işçileri için de durum aynı. Onların talepleri insanca yaşamalarına yetecek bir para. Bazı basında çıkan o yüksek ücretler işçilerin gerçek maaşlarını doğru olarak yansımıyor. Belediye yüzde 22 zam vermiş, ve ben onlara belediye başkanı olmam durumunda tüm işçilerin maaşına cumhurbaşkanının maaş zammı oranında zam yapacağım dedim yani yüzde 26. Cumhurbaşkanı bu oranda bir zam alabiliyorsa işçinin isteği de haklıdır. Yüzde 26'lık zam ancak işçinin yaşamını rahat idame ettirmesini sağlar. Belki belediye biraz zorlanır ama belediyecilik zaten kaynak bulabilmek ve onları en iyi şekilde yönetebilmek demek. Yani elbet bir yolu bulunur, ondan sonra da tüm Türkiye'ye zam oranının arttırılabildiğini gösteririz. Benim suyu ve yol paralarını azaltma gibi planlarım da var. Ben bunları ucuzlatacağım ve sonra dönüp hükümete hadi sen de elektriği ve doğalgazı ucuzlat diyeceğim. Çünkü bunlar temel ihtiyaçlar ve kar amacı gütmeden halka en ucuz şekilde bunları ulaştırmamız gerekiyor. Şimdi asgari ücret komisyonları da toplanıyor keşke orada da direk yüzde 26 zam yapsalar. Ayrıca ben onları ziyaret ettiğim zaman grevi askıya alın dedim. Çünkü en çok mağdur olanlar halkın dar gelirli kesimleri. Dar gelirli, İZBAN'a muhtaç ve mevsim kış. İnsanların bir yere varmaları için farklı yolları kullanması gerekiyor ve vatandaş zorda kalıyor. Bahara kadar grevi askıya alın vatandaşımız çile çekmesin dedim ancak haklarını kaybedeceklerini düşünerek kabul etmediler. Ben de hukukçularına danışmaları gerektiğini ve eğer bir yolu varsa askıya almaları gerektiğini söyledim. Ben hukukçu değilim ama elbet bir yolu vardır diye düşünüyorum. Bahara kadar askıya alırlarsa bende başkan olursam yüzde 26 zamla işlerine devam ederler.

ALSANCAK'A HAVARAY

*Ulaşımda bu yıl aktarmalı sisteme gidildi ve artık ana arterlere mesai saatleri içerisinde otobüsler girmiyor, tramvay yolcu yükünü çekiyor. Peki İzmirli sizce tramvaydan memnun mu ve İzmir'in yolcu yükü için tramvay yeterli oluyor mu?

Ben de tramvayı yoğun şekilde kullanıyorum. Ben İzmirli'yim derken öylesine söylemiyorum. İzmirli ile aynı vapuru, tramvayı, pazarı kullanıyorum. Hem kişisel tespitim hem de halkla konuşmalarımdan aldığım dönüşlere göre Karşıyaka'da yayalar çok memnun. Ancak araba kullananlar memnun değil, yollar daraldı. Rayları düzeltebiliriz diye düşünüyorum çünkü caddelerimiz hiç yeterli değil. Ayrıca yeri gelmişken söylemek istiyorum, günübirlikçi anlayışı terk etmemiz gerekiyor. Bizim belediyemizde her çalışma en az 20 yıl sonrası hesap edilerek projeler yapılacak ve uygulamaya koyulacak. Çünkü ne yapboz gibi projeler yapacak kadar zenginiz ne de ülkemizin kaynaklarını kötüye kullanabiliriz. 2050 yılında İzmir'in nüfusu 8 milyon olacak, araştırmalar bunu gösteriyor. O zaman bu kentin ulaştırmasını, alt yapısını bu nüfus oranlarına göre planlamamız gerekiyor. Ben Alsancak için bir havaray yapılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü Alsancak'ın caddeleri çok sıkışık ve o yüzden ya katlı yol ya da havaray gibi şeyler yapılmalı, bu gibi çözümler üretilmeli. Otopark sorununu da sıfıra indirmemiz gerekiyor. Vatandaş sürekli caddelere araba park etmek zorunda kalıyor. Kolay ulaşılabilir, maddi yükü hafif olan otoparklar yapmalı ancak su sayede mevcut yolları kullanıma daha elverişli hale getirebiliriz.

HARMANDALI'YA SÜRPRİZ PROJE

*Belediyelerin projelerinde halkın fikir sahibi olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Projelerimizin henüz bir kısmı bunlar. Yeni projelerin yapımı devam edecek ama ben aslında projeleri İzmirlilerle birlikte yapmak istiyorum. Halka rağmen çalışmayı istemiyorum. Belediye meclisleri dışında mevcut meclisler var ama çoğu işlevsiz. Onları işleve geçirmek gerekiyor. Ayrıca mahalle meclisleri kurmayı ve mahalle halkının kendi sorunlarını tespit ederek çözüm önerilerini sunduğu meclisler yaratmayı istiyorum. Bu meclisler herhangi bir siyasi partinin var olmadığı, halkın yer aldığı meclisler olacak. Gerçekten büyük oranda bireylerin hayatını etkileyecek projeleri de sandık koyarak halka soracağız. Ekibimizin içerisinde sağlıkçı, hukukçu, mimar, mühendisler var ancak halkı da içine katmamız gerekiyor. Belediye içerisinde de halkın katılımının da olduğu proje merkezleri yaratmak istiyoruz. Tüm bilimsel alt yapıları oluşturacak, halka danışacak ondan sonra projelerimizi gerçekleştireceğiz. Yıllardır İzmir'in katı atık yükünü çeken Menemen Harmandalı'yı da artık kurtaracağız. Yaşam merkezlerinden uzakta ve ortak kabulle yeni bir katı atık merkezi kuracağız. Böyle bir ilin düzgün katı atık bölgesinin olmaması mümkün değil. Harmandalı'ya yıllarca İzmir'in cefasını çektikleri için çok teşekkür ederiz. Harmandalı'ya bir borcumuz olduğunu düşünüyorum. Oraya nadide bir proje sunacağız, bu şekildi yıllardır çektikleri cefa için teşekkür etmiş olacağız.