İzmir İtalyan Ticaret Odası Başkanı Pietro Alba, hem İtalya hem de Türkiye'nin karşılıklı yapacakları ticarette yeni pazarlar oluşturmak için çaba gösteriyor. Alba, ekonomik hacmi artmak için çabaladığını belirterek, 'İtalyan firmalar ile Türk firmaları bir araya getiriyorum. Onları buluşturuyoruz. Böylece yeni pazarlar oluşuyor' dedi.

İtalyan sisteminin 4 elementinden biri olan İtalyan Ticaret Odası, İtalyan ve Türk yatırımcıyı bir çatı altında buluşturarak ikili ilişkilerin gelişmesine katkı sunuyor. Pietro Alba, bu odanın başkanlığını yürüterek hem ülkesine yatırımcı çekiyor hem de Türk yatırımcının yeni pazarlar oluşturmasına yardımcı oluyor.

Yürüttüğü ekonomik faaliyetlerle İtalya ile Türkiye arasında köprü görevi kurma görevini üstlenen Alba, 2011 yılından beri bir çok firma ile Türk yatırımcıyı bir araya getiriyor. Son yıllarda Türkiye'nin içinde bulunduğu çalkantılı dönemde İtalyan yatırımcıyı ülkeye çekme konusunda da çok çaba göstermiş, İtalyan yatırımcıyı da Türkiye'ye çekerek sıkıntılı süreçlere katkıda bulunmak için hala gayret gösteriyor. Türkiye'nin bir dönem artan terör olayları nedeniyle güvenlik sorunu olduğu izlenimini yıkmak için mücadele eden Alba, Manisa'da başlayan Türkiye yolculuğunu İzmir'de devam ettiriyor. İzmir, hem Alba için hem de buraya davet ettiği misafirleri için "aşık olunası şehir" olarak tanımlanıyor.

Kendinizi tanıtır mısınız?

Belçika'nın Ougree kentinde doğdum. 1990'da Nükleer Mühendisliği Bölümü'nden mezun olduktan sonra 1992'de İşletme master'ımı tamamladım. Aynı yıl FIAT Grup şirketlerinden SATA'da imalat mühendisi olarak başladığım iş hayatıma üretim ve fabrika müdürlükleriyle devam ettim. 2005'te Torino'daki Ferrari-Maserati otomobillerinin üretildiği I.T.C.A'da fabrika müdürlüğü görevime başladım. Burada 3 yıl devam ettikten sonra alan değiştirerek Torino'daki Indesit firmasında fabrika müdürlüğü yaptım. 2011 yılında Türkiye'ye taşınarak Manisa'daki fabrikanın başına geçmem istendi. 2016'ya kadar Indesit olarak başlayıp Whirlpool EMEA olarak devam eden firmada fabrika müdürlüğü görevini üstlendim. 2017'de ise halen çalıştığım Sandalyeci firmasında CEO olarak göreve başladım. Yine 2017'de İzmir İtalyan Ticaret Odası Başkanlığına seçildim, görevimi halen sürdürmekteyim. İtalyanca, İngilizce ve Fransızca dillerine hakim olmakla birlikte burada kaldığım süre içinde Türkçe öğrenmeye başladım.

Gelen aşık olup gidiyor

Türkiye'ye ne zaman geldiniz? Geçirdiğiniz süreyi nasıl değerlendirirsiniz?

2011 yılında geldim. İzmir biraz farklı bir şehir. Ekonominin değişimlerini de görerek zaman geçiriyorum. Önemli bir dönem geçirdim. Şehrin nasıl geliştiğini de gözlemledim. Eğer yorum yapmam gerekirse daha iyi oldu. Daha çok Avrupa'ya yönelik çalışmaların olduğunu görüyorum. Ancak politik kısımla ilgili yorum yapmam doğru olmaz. Ticari olarak bu dönemde gelişimleri gördüm. Birçok kurumda çalıştım. Şu anda Türk bir şirkette çalışıyorum. Sürekli daha uluslararası hale geliyor. İtalyan tarafından baktığımda ise Türkiye'nin potansiyelinin farkındalar. Burada çok fazla insan tanıdım. Aynı zamanda da dışarıdan da çok fazla misafirim oldu. Herkesin pozitif bir izlenim edindiğini söyleyebilirim. Aşık olarak gidiyorlar. Yakın zamanda dönmenin hayalini kuruyorlar. Gittikten sonra buraya geri dönenler hep heyecanlı ve mutlu oluyorlar.

Türkiye, ülkeme benziyor

Buraya geleceğinizi ilk öğrendinizde nasıl bir duygu hissettiniz?

Burası benim yurt dışındaki ilk deneyimimdi. Meraklıydım, çünkü tanımıyordum. Benim de şüphelerim vardı. Hiç bilmediğim bir yerdi. Tabii ki farklı kültürü olan ve dine sahip bir ülkeye gelmek heyecanlandırdı. Buradaki misafirperverlik ve bizim ülkemize olan benzerlik bana çok yardımcı oldu. Benim bu topluma ayak uydurmama katkı sundu.

Aracı oluyoruz

İzmir İtalyan Ticaret Odası olarak nasıl çalışmalar yürütüyorsunuz?

İtalyan Ticaret Odası'nın uzun bir tarihi var. 1994 yılından beri İtalya'nın Ekonomi Geliştirme Bakanlığı tarafından tanınan ve desteklenen bir kurumuz. Aynı zamanda İtalyan Ticaret Odaları arasında tek İSO belgesi olan tek kurumuz. Bu Türkiye'deki odamızın önemini belirtmek açısından söylediğim bir şey. Bu şekilde açıklayarak şunu da söylemek isterim. Oda olarak bizim ticari aktivitelerimiz var. Bunun yanı sıra kültürel ve sosyal konuda da aktifiz. Bu aktivitelerin yapılması Odamızın burada gerçekleştirdiği faaliyetlerle oluyor hem de diğer İtalyan Ticaret Odaları ve bağlı olduğumuz Odalar Birliği iş birliğiyle gerçekleşiyor. Yaptığımız organizasyonlar ve ikili görüşmeler olabilir. Fuarlara katılımlar olabilir. Bu tarz etkinliklerimiz var. Bunlara katılım açısından hem İtalya hem Türkiye tarafındaki etkinlikleri organize etme anlamında aracı oluyoruz. Bunların hepsi iki ülke arasındaki iyi ilişkilerden doğan etkinlikler.

Karşılıklı destek olmalıyız

İyi ilişkileri geliştirmek için ne gibi faaliyetler yürütüyorsunuz?

İtalya'daki iş insanlarını Türkiye'deki iş insanlarıyla buluşturarak onların bir şekilde ticari faaliyetlere geçmesi için uğraşıyoruz. Mesela İzmir'deki mermer fuarı için yaptığımız çalışmalar var. Yani İtalya Ticaret Odası'nın burada yaptığı şey İzmir adına çok önemli olan mermer fuarının Türkiye ve İtalyan firmalarının iş birliği kurabilmesi adına telefonlar ederek firmaları davet ederek Türkiye'deki üreticilerin İtalya'daki alıcılar ile buluşmasını sağlamak. Aynı zamanda da İtalya'dan gelen katılımcıların burada kendilerine kaynak bulabilmelerini sağlamak. Mesela İtalya'daki Kalabria bölgesiyle bir çalışmamız var. Orada da tam tersi şekilde Türkiye'deki firmaları Kalabria bölgesine götürerek orada ikili görüşmeler yapmalarına, iş insanlarıyla buluşmalarına, gıda ve gıda teknolojisi sektöründe buluşmalarına aracılık ediyoruz. Bu şekilde Türkiye ve İtalya arasındaki ilişkiler her geçen gün artıyor. Türkiye ve İtalya ekonomik olarak son zamanlarda zor bir dönemden geçti. Tabiki eğer sorunlar varsa çözümü için karşılıklı birbirimize destek olmamız gerekiyor.

İtalyan sisteminin 4 elementi

Türkiye ve İtalya arasında bir köprü görevi görüyorsunuz. Yıllık ne kadarlık bir ticarete aracılık ettiniz?

Bu köprü görevine aslında İtalya sistemi deniliyor. İtalya sistemi şu şekilde kuruluyor... Burada Büyükelçilik, Konsolosluk, İtalyan Yatırım Ajansı ve İtalyan Ticaret Odası var. Bütün bu 4 element birleşince İtalya sistemini oluşturuyor. Büyükelçilik ve Konsolosluk, daha politik kısmını yansıtıyor. Diğer iki kısım ise ticareti boyutu ile ilgileniyor. Bunların hepsi iş birliği yapıyorlar. Hepsi beraber İtalyan sistemini oluşturuyorlar. İtalya ve Türkiye arasındaki köprüden bahsedersek İtalyan Ticaret Odası'nı bu sistemin dışında tutamayız. Ama İtalya Ticaret Odası olarak 'Yıllık şu kadarlık bir ithalata veya ihracata aracılık ettik' diyebileceğimiz kesin verilerimiz yok. Biz, sadece aracıyız. Bu sebeple buradayız. Ben İtalyan firmalar ile Türk firmaları bir araya getiriyorum. Onları buluşturuyoruz. Onları bir araya getirip yakınlaştırıyoruz, ardından onlar devam ediyor. Ama hemen sonuç alacağız gibi bir kaide de yok. Zamanla onlar ilişkilerini geliştiriyor. Birçok şey tamamlayıcı aslında. İtalya'nın bazı ihtiyaçları var. Firma sayısı ve organizasyona katılıp yatırım yapanların rakamını bilebiliyoruz ama toplu olarak rakam veremiyoruz.

Konsolosluğun ticari koluyuz

Ticaretin aşamaları nasıl gerçekleşiyor?

Tanınırlığımızı arttırdıkça insanlar bizimle iletişime geçmeye başlıyor. 54 ülkede 72 bakanlığa bağlı İtalyan Ticaret Odası var. Ekonomiyi Geliştirme ve Uluslararası Ticaret Bakanlığı tarafından tanınıyor bunlar. Bütün İtalyan firmalar ticaret odaları ile bir araya gelip çalışıyorlar. Eğer bir yatarımcı bizi bulamıyorsa Büyükelçiliğe veya Konsolosluğa başvuruyor. Onlar da bize yönlendiriyor. Biz, aynı zamanda konsolosluğun ticari kolu gibiyiz.

Akdeniz birliği

İtalya'dan yatırım yapmak isteyen biri için Türkiye ve İzmir nasıl bir pazar?

İtalya, Türkiye ile yaptığı ithalat ve ihracat konusunda 4'üncü ve 5'inciliğini koruyor. Enerji, savunma sanayi ve kimya sanayi gibi sektörlerde çalışan büyük gruplar bu atılım ve yatırımları gerçekleştiriyorlar. 2017 yılında  İtalya Ortak Ekonomik ve Ticaret Komitesi (JETCO) gerçekleşmişti. Bakanlıklar tarafından atılan imzalar ile iki ülkenin yatırımlarının artırılmasına karar verilmişti. Geçen haftalarda İtalya Ekonomi ve Maliye Bakanı Giovanni Tria gelmişti. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile görüşmüş ve yatırımları arttırmaya yönelik kararlar almıştı. Tabii ki bu Türk Lirası'nın değer kaybı dışında böyle bir anlaşmaya varılmıştı. Birinci sorun, bizim için kur değil. Daha çok firmaları durduran güvenlik sorunu oluyor. Bütün bu İtalya sisteminin amacı İtalya'nın bazı fikirlerini değiştirmeye yönelik. İkna edici ve ticareti arttırıcı gelişmeler var.  Örneğin Türkiye'deki genç nüfusun çok fazla olması. Yatırıma teşvik için güzel bir örnek. Enerji, gaz, inşaat, nakliye ve makine sektöründe çok fazla yatırım yapılıyor. Bu bahsettiğim sektörler iki ülke için de tamamlayıcı. İki ülke de birbirine olumlu bakıyor. Akdenizde yer alıyoruz ve bu özelliklerden dolayı ikili ilişkilerimizin iyi olması kaçınılmaz oluyor.

Birinci önceliğimiz ekonomi

İtalyan Ticaret Odasının Türkiye'de yürüttüğü kültürel çalışmalar olduğundan da bahsetmiştiniz. Ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

En başından beri bahsettiğim İtalyan sisteminin kolları ile bu çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Mesela İtalyan dili haftası dolayısıyla İtalyan dilini geliştirmeye ve Türkiye'deki insanlara öğretmeye yönelik çalışmalarımız oldu. Bence bu çalışmalar yeterli değil. Arttırmalıyız. Ama bizim birinci önceliğimiz yine ekonomi ve biz buna yönelik çalışmalar yapıyoruz. Önümüzdeki yıllarda kültürel konularla ilgili daha farklı etkinliklere imza atacağız. Öte yandan Türk vatandaşlarını burada stajyer olarak kabul ediyoruz. Ayrıca İtalya'da staj yapmak isteyen diğer kişilere de yardımcı oluyoruz.

Ticaret hacmini arttırdık

Avrupa Birliği ve Türkiye arasında bir vize probemi var? Ekonomik olarak bu nasıl bir etki yaratıyor?

Son dönemlerde çok büyük bir sorun görmüyor. Biraz kontrollü ilerlediğini düşünüyorum. Yaşadığımız uluslararası döneme de ait olan bir sorun değil. Bir zorluk olduğunu düşünmüyorum. Kesinlikle zorluk değil, kontrol diyorum. Yatırım yapmak isteyen bir firma eğer düzgün bir şekilde dökümanlarını tamamlıyorsa zaten bir sorun olmayacaktır. Avrupa Birliği ve Gümrük Birliğimiz çok yardımcı oldu. Gümrük Birliği anlaşması aramızdaki ticaret hacmini arttırdı. Daha çok çalışmalıyız. Bunu aynı zamanda Finans Bakanımız da söyledi. Bazı sektörlerde zorluklar çıkabiliyor. Bu tarz zorluklar önümüzdeki yıllarda tekrarda görüşebilecek ve tartışılıp karara bağlanacaktır diye düşünüyorum.

Kılavuz olacağız

Türkiye'den İtalya'ya yatırım yapmak isteyen ya da tam tersi şekilde İtalya'dan Türkiye'ye yatırım yapmak isteyen biri için ne tür kolaylıklar sağlıyorsunuz? Teşvik edici girişimleriniz var mı?

Evet, çok var. Bunu son dönemde hem bakan hem de büyükelçi ile görüştük. Bu konuyla ilgili bir kitapçık yayınlayacağız. Bu tarz bilgilerin özellikle yatırım yapmak isteyen firmaların bilmesi açısından kılavuz olacağını düşünüyorum. Aynı zamanda bu yaptığımız toplantı, Türk yatırımcıya teşviklerimizi daha iyi anlatma konusunda eksik kaldığımızı ortaya çıkaran bir görüşmeydi. Net bilinmiyor olabilir ama evet bu tarz teşviklerimiz var.

Düzelmeye yönelik gelişmeler var

Biraz önce güvenlik probleminden bahsetmiştiniz. İtalya, Türkiye'ye hangi gözle bakıyor?

Ben düzeldiğini gözlemliyorum. Turizm de bir şekilde artmaya başladı. Türkiye'ye gelen turistler ve iş insanları buraya geldikten sonra fikirleri değişiyor. Önümüzedeki günlerde Türkiye'deki TÜSİAD'ın İtalyan versiyonu buraya gelip gözlemler yapacaklar. Geri döndüklerinde mutlaka buradaki olumlu izlenimleri İtalya kamuoyu ile paylaşacaklardır. Fırsatların olduğunu gösterecek ve tanıtım toplantısı yapacaklar. Ülkelerin bazı ihtiyaçları var ve Türkiye bunları bir şekilde çözüyor. Bir kararsızlık olabiliyor. Gelelim mi, gelmeyelim mi tereddütü oluyor ve geldikten sonra yatırımcılar aşık olup geri dönüyorlar. Bu ülkenin potansiyelini fark edip tanıyorlar.

Hem Ortadoğu hem Avrupa

Türkiye, kendini Avrupa'ya yakın görüyor ama bir ayağımız da Ortadoğu'da. İtalya, Türkiye'yi Avrupa mı, Ortadoğu ülkesi olarak mı görüyor?

Türkiye'nin kesinlikle Avrupa'yı zorlaması yapması gereken doğru harekettir. Bize göre Türkiye, Avrupa Birliği'nin bir parçası ancak Avrupa'nın değil. İş insanları tarafından tercih edilen, Türkiye'nin yüzünü Avrupa'ya çevirmiş olmasıdır. Ama sorunuza gelince bana kalırsa Türkiye daha çok Avrupalı diyebilirim ama bir ayağı da Ortadoğu'da bu kesin. Bu yaklaşım ülkeye olan pozitif bakışı değiştirmemelidir.

Benzer lezzet kültürü

Diğer Avrupa ülkeleriyle yaşadığımız zorunlar İtalya ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkileri etkiliyor mu? Son yıllarda Hollanda ve Almanya gibi ülkelerle bir takım sorunlar yaşadık...

Hayır, dediğimi gibi iki ülke de Akdeniz'de yer alan kokular, tatlılar ve iletişim biçimi bile birbirine benziyor. İtalya ve Türkiye'nin de 3 tarafı denizlerle çevrili. Bu bile hem iş hem politika ve diğer konularda aynı dili konuşmamızı sağlıyor. Çok fazla ortak yatırım planı var. Biraz önce bahsettiğim şeyler bu yatırımların temelini atmamıza katkı sunuyor. İtalya, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesini destekliyor ancak çok fazla ülke var ve hepsinin farklı karakterleri ve düşünceleri var. Ticari ve politik konular bunlar bu konularla ilgili çok yorum yapmam doğru olmaz.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Gazetenize çok teşekkür ediyorum. Odamız kendini çok daha fazla kitleye duyuracak. İki ülke arasındaki ilişkilerin artmasını istiyorum. Tabii ki yapacağımız çok fazla şey var. 2023 yılına kadar bir çok planımız ve çalışmamız var. Birçok sektörle ilgili işbirliği yapılacak gibi gözüküyor. Biz de oda olarak elimizden gelen katkıyı sunacağız.