Halil Özcan - İzmir'deki Sefarad Yahudilerinin sayısı 40 binden 1000 civarına düştü. Bu büyük azalışa rağmen kendilerini bu ülkenin temel unsurlarından biri olarak gören Sefarad Kültür Mirası Derneği Başkanı Moris Şaul, kültür turizmini geliştirmek, kendi kültürlerinden şehre katkı sağlamak için çalışıyor.

İzmir'de 20'inci yüzyılın başlarında 40 bin civarında olan Sefarad Yahudileri'nin sayısı şu an 1000 civarına düşmüş durumda. İzmir'de kültür varlıklarını devam ettirme adına 10 yıl önce Sefarad Kültür Mirası Derneği kuruldu. Derneğin 3 yıldır başkanlığını yapan Moris Şaul, İzmir'i kültür turizmini geliştirmek adına çalışma yaptıklarını söyledi. Cemaatin İspanya'dan 500 sene önce gelmesine rağmen kendilerini doğup büyüdükleri İzmir'e ait hissettiklerini söyleyen Şaul, "Kendimizi hiç İspanyol gibi hissetmedik. Sadece dilini konuştuğumuz için kültürel bir yakınlık var. Eskiden Osmanlı Yahudisi idik şimdi Türk Yahudisi olduk. İspanyol olmakla fazla bir alakamız yok. Biz kendimizi daha çok Türk hissediyoruz" dedi.

Dernek ne zaman kuruldu ve temel amacı nedir?

Derneğimiz kurulalı yaklaşık 10 yıl oldu ama ben 3 yıldır başkanlık yapıyorum. Derneğimizin kuruluş amacı şöyle, İzmir'de bilindiği gibi köklü bir Yahudi cemaati var. Eskiden sayı çok daha kalabalıktı. 1800'lü yıllar ve 1900'lerin başında bu rakamın 30-40 bin olduğu düşünülüyor. O zamanlar İzmir merkez ve ufak kasabalarda da cemaatler varmış. Tire, Bergama, Turgutlu, Milas ve daha birçok yerde. Bu çevre kasabaları da kattığımız zaman sayı daha da artıyor o zamanlar. 40 bin Yahudi olduğu dönemde İzmir'in nüfusu 250-300 bin. Bayağı da önemli bir yere sahipler o zamanlar. Osmanlı'da milletler statüsü vardı. Yahudiler de o zaman Osmanlı'da resmi statüsü olan bir cemaat ve milletlerden biri. Mesela Yahudilerin hahambaşı, Osmanlı'da özellikle son dönemlerde kaymakam seviyesindeydi yani bir devlet memuruydu. Direk padişaha ve saraya bağlıydı. Bu da enteresan çünkü Avrupa'da Yahudiler hiçbir zaman kendini evinde hissetmezken Osmanlı'da Yahudiler her zaman kendini evinde hissederdi. Osmanlı'nın resmi bir parçasıydılar yani millet olarak.

Şu anda İzmir'de Yahudi sayısı nedir?

20'nci yüzyıl gelişmelerinden sonra tabi çok şey oldu, İzmir'deki Yahudi nüfusu azaldı. Bir yandan da şehir de çok büyüdü. Şu an 1000 küsura indi Yahudi sayısı. Tabi şehir de 3-5 milyon oldu. Göçlerle azaldı tabi. İlk önce mesela 20'nci yüzyıl başlarında Arjantin'e büyük göçler yaşandı. Göç meselesi Birinci Dünya Savaşı sırasında ve hemen sonrasında yaşanmış. Eskilerin anlattığına göre İzmir çok güzel yaşanan bir yermiş. Güzel dediğimiz lüks içinde anlamında değil tabi eskiden sefalet falan da var. Yaşamı rahat bir yermiş. İnsanlar da ekmeğini çıkartırmış. Osmanlı, Balkan Savaşları'nı kaybettiği andan itibaren Birinci Dünya Savaşı'na kadar hayat ve yaşam gittikçe zorlaşmış ve Birinci Dünya Savaşı İzmir'de çok zor geçmiş. Benim kendi büyük babam anlatırdı, Birinci Dünya Savaşı'nda normal orta halli ailesi varken sokak çocuğu durumuna düşmüş. Büyük babamın da babasını sokaktan alıp askere almışlar. Sarıkamış Cephesi'nde ölmüş. Annesi ölmüş falan sokakta kalmışlar. Büyük babam gibi birçok erkek savaşta ölmüş. Burada fakirlik çok olunca bir sürü fakir insan o zamanın zengin ülkesi Arjantin'e gitmiş. O dönem Dünya Savaşı sırasında ve hemen sonrasında Arjantin göçmen kabul ediyor. Arjantin'de de İspanyolca konuşuluyor zaten bizim Yahudilerin dili de İspanyolca. Çok miktarda kişi Arjantin'e göç etti. Hatta şu an İzmir'de yaşayan bazı Yahudilerin akrabaları Arjantin'de. Uzak artık yani üçüncü derece kuzenler falan. Onun arkasından Fransa başta olmak üzere Avrupa'nın değişik ülkelerine göçenler oldu. İsrail kurulduktan sonra da oraya göçler oldu. Ve cemaat epey azaldı. İstanbul'a gidenler oldu. Gençlerin hepsi üniversite okuyor, İzmir'de iş durumları kısıtlı olduğu için İstanbul'da iş buluyor ve ya oradan gelmiyor ya da buradan oraya gidiyorlar. Tam doğru mu bilmiyorum ama şu anda cemaatin yaş ortalaması yüzde 70'i 60 yaş ve üstünde.

Toplantı ya da başka meselelerle bir araya geliyor musunuz?

Dini bayramlarda, kültürel faaliyetlerde, dernek toplantılarında bir araya gelmeye çalışıyoruz. Daha eski nesiller mesela o zamanlar çocukluk arkadaşları daha çok bir araya gelirlerdi çünkü o zamanlar Yahudi okullarında yetişiyorlardı. Şu anda artık yok. Yahudi arkadaş ortamı da artık yok. Genel toplum içinde herkes takılıyor. İzmir'in tarihten gelen çok ciddi kültürel değerleri var. Bunlar İzmir şehrinin değerleri aslında. Gönüllülerle biz de bir dernek kuralım, bu değerlere elimizden geldiği kadar biz de bir destek olalım bu değerlerin korunmasına katkı koyalım istedik. Derneğimiz 2010'da kuruldu. İlk kurulduğumuz zamanlarda tam randımanlı çalışamadık. Maddi sorunlar oldu. Tabi gönüllü işi bu. Destek gerekiyor. Şu an 20 kadar üyemiz var. Güzel işler yaptık. Eskiden kalma, çürümeye yüz tutmuş dini tekstiller vardı. Bunlar sinagoglarda dua ederken kullanılan perde gibi, Tevrat'ın okunduğu masanın üstüne konulan tekstiller gibi. Bunların da kendine göre kutsallığı var. Eskiden düğünler ve doğumlar olduğu zaman kadınlar bunları kendileri hazırlar, diker ve sinagoglara hediye ederdi. Bunlar kenarda köşede kaldı ve çürümeye yüz tuttu. Bunun için bağış toplayıp bir çalışma başlattık. Senede bir kere uzmanları getirip bunları tek tek restore etmekle uğraştılar. Bizim uzmanlarla İzmir Ekonomi Üniversitesi işbirliği ile Finlandiya'dan bir üniversite var. Finlandiya'daki üniversiteden bir profesör geliyor, öğrencileriyle beraber. Onlar, İzmir Ekonomi Üniversitesi'nin desteğiyle imkanlarını kullanarak bu tekstilleri restore ediyorlar. Öğrenciler para almıyor ve kendi eğitimleri için yapıyorlar. Kalacakları yer ve gidiş gelişleriyle ilgili sponsorlar bulduk. O projeyi yaptık. İzmir'de 4 tanesi kullanılabilir durumda ama 9 tane Kemeraltı'nda Havra Sokağı'nda sinagog var. Cemaatin, bunları açık İzmir turizmine kazandırmak için projesi var. Bunlar tabi çok pahalı işler. Cemaatin tek başına altından kalkabileceği projeler değil. Ama epeydir bu konuda çalışmalar yapılıyor. Biz dernek olarak bunlara destek olmaya çalışıyoruz. Bu çalışmalara belediye de katılıyor, üniversiteler de katılıyor. Bir şekilde İzmir'i turistik bir merkez haline getirebilmek için Kültür Bakanlığı'nın, Valiliğin, Belediyenin büyük projeleri var. Bu sinagogların bu proje içine entegre edilmeli diye düşünüyoruz. Kuru bina olarak restore edilip projeye katılmasının çok cazibesi olmaz. Burada amaç, İzmir'e gelen turistlerin çok kültürlülüğü görmesi. Buradaki camilerin yanında kiliseleri ve sinagogları da görmeleri İzmir için çok büyük bir zenginlik. Bir tanesi yıkılmaya yüz tutmuştu. Sponsorlarla onun yıkılmasını önlemek için önlem aldık. Şimdi İZKA fonları kullanılarak restore ediliyor şu anda. Eski sözlü tarihimiz var. Bir şekilde bunları korumamız lazım.

Kültür korundu

Türkiye'ye gelmelerinde sadece Osmanlı'nın daveti mi etkili olmuş?

1492'de İspanya'dan kovulan Sefarad Yahudileri var. Ama direk İzmir'e yerleşmemişler. Sultan 2. Beyazid, İspanya'dan Yahudiler kovulunca onları Osmanlı'ya davet ediyor. Bir kısmı da Osmanlı'ya geliyor. Bir kısmı Hollanda'ya gidiyor. Bir kısmı Amerika'nın keşfedilmesi üzerine oraya gidiyorlar. Birçoğu tabi İspanya'dan gelen kültürü koruyamıyor ve Orta Amerikalı ya da Hollandalı oluyor. Ama Osmanlı'ya gelenler İspanyolca konuşmaya devam ediyor. Burada Yahudiler kendilerine özgü kültürü koruyorlar. Yahudiler İspanya'dan geldi deniyor ama Yahudilerin geldiği İspanya bu günkü İspanya değil. O zamanlar orada Yahudiler, Müslümanlar ve Hıristiyanlar beraber yaşıyorlar. Zaten o çok kültürlü yaşam bittiği anda Yahudiler de Müslümanlar da kovuldu. Osmanlı'ya gelmek için çıktıkları bölgeye Endülüs deniyor, Endülüs'teki bu çok kültürlü yaşamın aynısını Osmanlı'da buluyorlar ve onun için çok rahat ettiler. İzmir, İstanbul gibi yerlerde Yahudiler, Hıristiyanlar, Müslümanlar yüzyıllarca bir arada yaşadı. İspanya'dan gelen Yahudilerin tam alıştıkları yaşam tarzı bu. Yahudiler tam olarak İspanyol değildir. Orada çok kültürlü bir yerde yaşıyorlardı. Burada o hayat devam etti. Osmanlı'da milli bir dil yoktu. Her cemaat kendi dilini konuşurdu. Onun için Yahudiler de 400 sene İspanyolca konuştular. Cumhuriyet devri gelince artık yeni bir dünya oldu. Bütün Avrupa'da milli devletler oldu. Biz tek bir dili konuşuruz gibi bir gelenek oluştu. Onun için tek dil konuşuruz gibi bir baskı da oldu hem de bir yandan Yahudilerde de buranın dili Türkçe biz de Türkçe konuşmalıyız gibi bir modern dönem zihniyeti vardı. Bu sebepten dolayı İspanyolca konuşulmamaya başlandı. Ben İspanyolca biliyorum ama benim kızım bilmiyor. Annemler babamlar kendi aralarında İspanyolca konuşur ama bizimle Türkçe konuşurlar. Ben de onlardan öğrendim.

Kapalı bir toplum

Müslümanlarla kız alıp verme evlenme gibi şeyler oluyor mu?

Oluyor. Şu an neredeyse gençlerin yüzde 30'u, 40'ı, Müslümanlarla evleniyor. Aslında dinen ve gelenek olarak Yahudiler kapalı bir toplum. Tutucu bir toplumdur. Eskiden de diğer dinlerden olan insanlarla evlilikler olurmuş. Tek farkı ama evlenen çiftlerden biri o dini seçip öyle devam ederlermiş. Müslüman bir adamla evlenen Yahudi kadın büyük babamlar zamanında da vardı. Ama adını değiştirip Müslüman gibi yaşıyordu. Bazen de Yahudiyle evlenip Yahudi olanlar vardır. Modern zamanda artık çiftler kendi dinlerini koruyorlar. Kimse kimseye karışmıyor. Dinle belirlenen bir yaşam tarzı yaşanmıyor artık. İzmir'in Yahudi cemaati de İzmirli biraz İzmirli yani. Çok dinlerle evlilik olayı artık dünyada da var. Eskisi gibi din adamları da katı yaklaşamıyor bu konulara. Bunun da bir zenginlik olduğunu düşünüyoruz.

Yabancı mısınız diye soruyorlar?

İsimler yabancı ya da Yahudi olduğu için toplumda zorluk yaşıyor musunuz?

Aslında Türkiye'de eskiden beri Yahudi bir cemaat olduğu biliniyor. Eski İzmirli insanlar burada Yahudilerin olduğunu ve kim olduğunu da bilirdi. Önyargı her zaman vardır. O insan doğasından gelen bir şey. Zaman değiştikçe insanlar değişiyor, şehir büyüyor. Dolayısıyla artık İzmir'de birçok kişi Yahudi cemaati olduğunu bilmiyor. Birçok zaman isim duyunca siz yabancı mısınız gibi sorular geliyor. Bilmemekten dolayı ama. Genel itibariyle sorun olmuyor. Ama bazen maalesef antisemitizm olayı oluyor. Türkiye'deki ile Avrupa'daki gibi antisemitizm olayı farklı. Türkiye'de özellikle son 50 senedir İsrail-Filistin siyasi olaylarının yansıması şeklinde bir şey var.

Gaz veriliyor

İsrail-Filistin sürtüşmesinde Türkiye'de İsrail menşeli ürünlerin boykotu başlıyor. Bunun size bir etkisi oluyor mu?

Bunun zaman zaman arkadaşlardan duyuyorum. Biliyorsunuz Yahudiler Türkiye'de ticaret hayatın yüzyıllardır içinde. Aslında Türkiye'de Yahudi olmak ticaret hayatında her zaman pozitif bir şeydi eskiden. Şu anda da öyle. Ama son zamanlarda çevreden, Yahudilerle biz iş yapmak istemiyoruz gibi konuşmalar ve söylemlere giren insanları duyuyoruz. Türkiye siyasetinde bunları kullanan çok ciddi akın var. Her yerde var. Sağda da var solda da var. Çok karışık ve basit bir şey değil. Çok fazla kullanan olduğu niçin bir olay olduğunda buna gaz verme de var. Genelde Türkiye'de bizim yerli Yahudi cemaatine bir zarar gelmesin, bir baskı olmasın diye de gerçekten ciddi çaba da harcanıyor. Bunu da görmek lazım. Başı boş da bırakılmıyor. Böyle idare ediyoruz durumu.

Memurluğa talep yok

Osmanlı'da mı daha rahattı Yahudi cemaati yoksa bu dönemde mi?

Eskiden olayları görmediğimiz için bunu çok bilemeyiz ama Osmanlı'da Yahudiler devlet memuru olabiliyordu. Şimdi öyle bir şey oldu ki cumhuriyet ilk kurulduğu zamanlardan yakın zamana kadar Yahudiler devlet memuru olamıyordu. Ancak özel üniversitelerde çalışabiliyorlardı. Şimdi kanunen öyle bir engel yok gibi ama artık az sayıdayız. Yahudilerden de biz devlet memurluğuna başvuruyoruz da alınmıyoruz gibi talepler de olmuyor. Genelde ticaret değil aslında ciddi miktarda profesyonel ve üniversitelerde akademisyen olarak çalışanlar var. Ama devlet memuru pek yok yani bildiğim. Varsa da az vardır. Talep de engel de yok. Bazen engel çıkıyor diye düşünülen bir kişinin çıkardığı engeldir ve hallediliyor.

İspanya tarihi ile yüzleşti

İspanya ve Portekiz'e dönüş yapan Yahudiler var mı?

Bir kere bu yanlış kullanılan bir şey. Bir kere dönüş yok aslında. Yaklaşık son 10 sene önce Portekiz ve İspanya tarihleriyle yüzleşme adı altında, 'biz bu Yahudileri buradan kovmuşuz, halbuki onlar bizim ülkemizin bir parçasıydı' diye düşündüler. İspanya'daki krallık bölünmüş olsa bile 500 yıldır devam eden bir çizgi. Osmanlı gibi bir şey. Değişen zihniyeti göstermek açısından telafi edecek bir kanun çıkardılar. Aslında bir anda çıkmadı bu kanun. Eski İspanya Kralı, Sefarad Yahudilerinin, dünyaya yayılmış İspanyol kültürüne aittir diye fetva yayınladı. Bu kralın fetvası üzerine Güney Amerikalılara tanınmış özel bir statü var İspanya'da. Otomatik olarak Sefaradları da bu statüye dahil ettiler.

Hayatımız burada geçiyor

Kendinizi Türkiye'ye mi yakın hissediyorsunuz İspanya'ya mı?

Tabi ki Türkiye'ye. İspanya'ya bu zamana kadar 2 defa seyahat ettim. Çok enteresan bir şey ama İspanya'ya gittiğinizde bize yani İzmir'e çok yakın şeyleri görüyorsunuz. Kültür olarak İzmirli birçok kişi de İspanya'ya gittiğinde kendine çok yakın hissediyor. İspanya İzmir'e çok benziyor. Bir dilleri farklı. İspanyalılar çok rahat bir toplum ama dedeleri ciddi muhafazakar, dindar ve kapalı bir toplumdu. O zamanlar böyle şeyleri konuşmuyorlardı. Son bir iki nesildir bir anda modernleştiler. Gençler çok modern ama anneanneler ve dedeler muhafazakar. Biz İzmirli ve daha Türk hissediyoruz. Sonuçta burada doğduk büyüdük. Arkadaşlarımızın çoğu Müslüman. Lise ve üniversite arkadaşlarımız burada.