Aykut Polatlı-Bir ailenin Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak çocuklarına aşı yaptırtmak istemediğine dair itirazı, AYM tarafından onaylanmıştı. AYM verdiği kararda 'Ailenin, maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine' hükmetmişti. Türkiye'de yüzde 98 oranındaki aşılama oranının AYM'den alınan bu kararla birlikte düşmesi bekleniyor. İzmir Aile Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Pala, aşı oranlarının yüzde 80'e düşmesi durumunda bir salgın tehlikesiyle başbaşa kalabileceğimizi belirtiyor.

Yüzde 98 olan aşı oranının yüzde 80 ve altına düşmesi durumunda unutulan ve artık tek tük görülen birçok hastalığın ortaya çıkabileceği, sonuçlarının ise ağır olabileceği konusunda uyarıda bulunan Pala, "Toplumda aşılama oranlarını düşürecek kadar, bu mahkeme kararına dayanılarak, çocuklarını aşılatmama şeklinde bir eğilim bulunursa ve aşılama oranlarımız düşmeye başlarsa o zaman neredeyse hemen hemen görünmeyen birçok hastalık herkeste gözünmeye başlayacak ve salgın halini alacaktır" dedi.

Aşılamanın önemine vurgu yapan Pala, aşı ile sadece çocuklarımızı değil toplumu da hastalıklardan koruduğumuzu söylerek, "Aşılama yöntemi tüm dünyada kabul gören bir uygulama. Aşılamanın mantığı da bir toplumda bir daha o hastalığın görülmemesini sağlamaktır. Bir toplumun yüzde 90 ve üzerini aşılarsanız o toplumun tamamını korumuş olursunuz. Aşı yaptırmayan çocuklarda korunmuş oluyor. Çünkü çevresinde hasta olan insan yok. Bu kişiler aşılanan yüzde 98'in sayesinde hastalanmıyor. O yüzden bir çocuğu aşılatmak o çocuğu ve ailesini bireysel olarak etkiliyor gözükse de toplumun sağlığını etkileyen bir husustur. Çocuğunuzu aşılatarak siz sadece çocuğunuzu korumuyorsunuz diğer çocukları da korumuş oluyorsunuz. O yüzden bu benim çocuğumdur, gerisi beni ilgilendirmiyor düşüncesini kabul etmiyoruz" dedi.

İnternette örgütleniyorlar

Pala, çocuklarını aşılatmamak isteyen kişilerin internet ortamında örgütlendiğine dikkat çekerek bunun tehlikeli bir yönelim olduğunu belirtti. Aşı yaptırmak istemeyen 2 grubun varlığından da söz eden Pala, bunların entelektüel ve aşırı muhafakar şeklinde sınıflandırılabileceğini belirterek, "Aşılamaya bilimsel olarak baktığını düşünen bir grup, aşılar içindeki bazı artık maddelerin bazı hastalıklara sebep olduğuna dair bize göre kabul edilemeyecek bilimsel söylentilerin etkisinde kalıyor. Bunlar genelde entelektüel seviyeye sahip insanlar. İkinci grup ise dini nedenlerle aşıya karşı geliyor. Bu grup, aşıların içinde domuzdan elde edilen bazı maddeler var gibi birtakım düşüncelere sahip. Bizim için tehlikeli olan bu düşünce, daha da yaygınlaşırsa kötü sonuçları olur diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Aşı ile ilgili bazı yanlış bilgilerin de olduğunu söyleyen Pala, çocuk felci aşısını örnek vererek kısırlık yaptığına dair düşünceleri eleştirdi. "Kısırlık yapıyor tespiti, Doğu bölgelerinde çoktur. Bu yılların eskitemediği bir hürafedir. Kısırlık yapsaydı nüfus bugünkü haline gelmezdi. Öyle bir doğum kontrolü olsaydı, biz neden kadınlara spiral takalım, hap verip prezarvatif dağıtalım. Aşı yapar bu dertten kurtuluruz" diye konuştu.