Yoğurdun kalsiyum, protein, çok sayıda mineral, B grubu vitaminler, A vitamini ve E vitamini içerdiğini hatırlatan Kalyenci, "Yoğurt içerdiği kalsiyumdan dolayı sadece kemik ve dişler için değil, aynı zamanda içeriğindeki magnezyum ve potasyumdan dolayı kas fonksiyonları ve sinir iletimleri için önemlidir. Sindirim sistemi ve bağırsak florası için yoğurtta bulunan probiyotikler çok faydalıdır" dedi.

Direnci artırıyor

Sindirim sistemini düzenlemeye yardımcı olan ve bu sayede bağışıklığı olumlu yönde etkileyen mikoorganizmalara "probiyotik" adı verildiğini söyleyen Kalyenci, şu bilgileri verdi: "Probiyotikler bağırsağın doğal florasının hastalığa neden olan her türlü patojen yani zararlı organizmaya karşı bir bariyer oluşturmasına yardımcı olur. Yoğurt içerdiği probiyotikler sayesinde hem bağırsak florasını hem bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. Bağırsak florasını düzenlediği için kolon kanseri riskini düşürmekte, bağışıklığı güçlendirdiği için alerjik hastalıklara karşı direnci artırmaktadır. Yoğurt, süte göre düşük laktoz içeriğine sahiptir. Bu nedenle sütü tolere edemeyen bireyler için yoğurt tüketimi uygundur. Yoğurt ayrıca sindirim sistemi, kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucudur. Yoğurt ayrıca potasyum, fosfor, riboflavin, iyot, çinko, A, E ve B vitaminleri içermektedir. Bu da yoğurdu gastrointestinel bozukluklara, hipertansiyona yol açan kötü kolesterol ve kalp-damar hastalıklarına karşı güçlü bir koruyucu besin haline getirmektedir. Ayrıca yoğurt başta olmak üzere fermente süt ürünleri tüketimi sayesinde meme kanseri riskinin azaldığı belirlenmiştir." Ev yapımı ve doğal yoğurtların tercih edilmesini öneren diyetisyen Kalyenci, yoğurdun yeşil suyunun atılmaması gerektiğini de vurguladı. "Bir diğer önemli nokta ise, kolesterol hastaları yoğurdun kaymağını tüketmemeli ve az yağlı olan süt ve süt ürünlerini tercih etmelidir" dedi.

Editör: Haber Merkezi