“Alzheimer konusunda ilk söylenebilecek şey, kesin bir tedavisi olmamasıdır.” diyen Prof.Dr. Paraskevi Sakka, “Kesin bir tedavi bulabilmek için şu an 100’den fazla ilaç çalışması devam etmektedir. Bu hastalık, üzerine yoğun çalışmaların olduğu ve tedavinin bulunabilmesi için çok emek harcanan bir hastalık.” değerlendirmesinde bulundu.

Genetik yatkınlıklar

Demans olan bir hastaların yüzde 60-70 oranında Alzheimer hastalığına da sahip olduğunu kaydeden Prof. Dr. Paraskevi Sakka, son bilimsel gelişmeleri değerlendirdiğinde kesin tedavi konusunda iyimser olduğunu aktardı. Prof.Dr. Paraskevi Sakka, “Belki birkaç yıl sonra, bu ilaçların tanıtımı yapılacak ve bu ilaçlara ulaşacağız. “ dedi.

Unutkanlık ile ilgili şikâyetlerin günlük hayatı zorlaştıracak düzeye ulaştığında mutlaka doktora gidilmesi gerektiğini ifade eden Prof.Dr. Paraskevi Sakka, küçük bir oran da olsa genetik yatkınlıkların da Alzheimer’a sebebiyet verebileceğini belirtti.  “Demans hastalığı, yaşam şartları sebebiyle oluşan veya artan bir hastalık değildir. “diye konuşan Prof.Dr. Paraskevi Sakka, Alzheimer’ın  demans hastalığının ana formu ya da ana çeşidi olduğunu vurguladı. 

65 yaş üstü kişilerde

Demans hastalığındaki esas sebebin yaşam sürelerinin uzaması olabileceği değerlendirmesinde bulunan Prof.Dr. Paraskevi Sakka, “ Demans ve Alzheimer hastalığı, 65 yaş üstü kişilerin yüzde 98’inden fazlasında görülen hastalıklardır. Bu nedenle bu hastalığı yaş ile ilişkilendiriyorum.” dedi.

Korunmak mümkün

Öncelikle aile bireylerine, topluma ve sağlık profesyonellerine önemli görevler düştüğünü kaydeden Avrupa Demans ve Alzheimer Organizasyonu Başkanı Prof.Dr. Paraskevi Sakka, fiziksel aktivite, beslenme ve zihin fonksiyonları artırıcı çalışmaların oldukça önemli olduğunun altını çizdi. “Sağlıklı yaşam tarzı ile toplumun bu hastalıktan korunması mümkün.” diyen Prof. Dr. Paraskevi Sakka, “Alzheimer hastalarının ailelerini desteklemenin oldukça önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü aileler çok ciddi zorluklar yaşayabiliyor. Bu nedenle ulusal politikaların da buna göre belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca aile hekimlerinin bu hastalıkları çok iyi bilmeleri de önemli. Gündüz yaşam alanları ya da evlerinde olduğu gibi, bu hastaların aile hekimlikleri tarafından desteklenebileceğini düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

Herkese görev düşüyor

Avrupa Demans ve Alzheimer Organizasyonu olarak bilinçlendirme projeleri yürüttüklerini, inovatif teknolojileri kullanarak hastalığı iyileştirme çalışmalarına katkı sunduklarını ifade eden Prof.Dr. Paraskevi Sakka, halk arasında ‘bunama’ olarak adlandırılan Alzheimer’a yakalanan bireylerin topluma entegre edilmesi ve sosyal hayata katılımının sağlanması için taksi şoföründen, süpermarket çalışanına, bankacıdan polis memuruna herkesin eğitilmesi gerektiğini vurguladı.