Gülçin Karaegemen - Ailesiyle Aydın'da yaşarken, İzmirli Hüseyin Demirel (37) ile nişanlanan Seval Demirel, evlilik hazırlıkları yaparken rahatsızlandı. Boğazında tıkanma şikayetleri ile gittiği Aydın Devlet Hastanesi'nde polen alerjisi sanıldı, tedavi gördü. Rahatsızlık tekrarlayınca İzmir Atatürk Eğitim Hastanesi'ne sevk edilen Demirel'e burada kan kanseri olduğu söylendi. Kan değerlerinin aşırı düşmesi sonucu koyulan tanının yanlış olduğu anlaşılan Demirel'in bu kez hepatit B'ye bağlı karaciğer sirozu olduğu bildirildi. Seval Demirel, iki yıl sonra kendi isteğiyle Ege Üniversitesi Hastanesi'nde takip edilmeye başlandı. Evlenip İzmir'de kurduğu yuvada bebek hasreti yaşamaya başlayan Demirel, bu süreçte hamile kaldı ancak karaciğer enzimleri kötüydü. Doktorlar "seni doğumda kaybederiz" deyince zorunlu olarak hamileliği sonlandırıldı. Siroza bağlı olarak dalağı büyüyen genç kadının anne olma şansı giderek zayıflarken, Seval Demirel'in evlat özlemi ve isteği daha da arttı. 


Dileğine kavuştu


Nakil için 4-5 yıl daha bekleyebileceği söylenen genç kadın, nakil olmadan doğurma şansının kalmaması üzerine kararını değiştirdi ve karaciğer nakli için sevk edildiği İzmir Kent Hastanesi'nde annesinden hayat buldu. Seval Demirel'e, annesi Doç. Dr. Murat Kılıç. Doç. Dr. Murat Zeytunlu, Prof. Dr. Mehmet Alper, Opr. Dr. Cihat Yılmaz, Opr. Dr. Zafer Önen ve Dr. Onur Duygu'dan oluşan ekip tarafından annesi Dudu Beken'den alınan karaciğer parçası nakledildi. 11 Ağustos 2010'da gerçekleşen nakille, Seval Demirel kapılarını annesinin açtığı yeni bir hayata başlarken "Nakille ulaşmak istediğim iki şey vardı, biri hastalıktan kurtulmak, ikincisi ise anne olmak" dedi.

Duygularım anlatılmaz

"Kanser değildim, siroz bana kolay bir hastalık gibi gelmişti" diyen Demirci duygularını şu cümlelerle anlattı: "Sirozla yaşayıp gidiyordum. Ancak dalak büyümesi sorundu. Dalağımın alınması için başvurduğum Doç. Dr. Murat Zeytunlu, dalağın alınmasının ileride karaciğer nakli yapıldığında hayati tehlikeye yol açacağını söyledi. Ben de daha erken hastalıktan kurtulmak için nakil kararını öne aldım. Annem bana yeniden hayat verdi. Doktorlar nakilden sonra hemen hamile kalmamın büyük risk olduğunu söyledi. Hamilelik için en az üç yıl beklemem önerildi. Ben de bu uyarıyı dinleyecektim ama sürpriz hamilelik gelişti. Eşim, hayatımı riske atmamamı, gerekirse bebeğin alınmasını önerdi. Ama ben bu bebeği çok istiyordum. Beni caydırmak isteyen de çok oldu. Tehlikeli olduğunu biliyordum ama vazgeçemezdim. Eşim, nakil sonrası bana bebek gibi baktı, 'senin yeniden doğumuna tanık oldum' dedi. Bebek konusunda ısrar etmedi, hatta vazgeçmemi istedi. O yüzden eşim babalığı çok hak etti. Kızım Duru 2 Ocak'ta 8 aylık dünyaya geldi. Bu güzel şey için riske girmeye değermiş. Annelik çok güzel ve duygularım anlatılmaz ancak yaşanır."

Şans faktörü devreye girdi

Karaciğer nakil ekibinden Opr. Dr. Cahit Yılmaz ise, "Hastamız nakil sonrası anne olma ihtimalini öğrenince nakil kararını aldı. Nakil sonrasında insanlar günde birkaç ilaç almanın dışında normal hayatlarına dönüyor. Ama biz gebe kalmalarını nakilden 2-2.5 yıl geçtikten sonra öneriyoruz. Çünkü hamilelik karaciğerin yükünü artıran bir olay. Bebeğin bu vakada şans faktörü devreye girdi. Karaciğer yetmezliğine de girebilirdi, riskliydi. Bu bebek hızlı geldi, sürpriz oldu. Ama sonu güzel oldu. Annenin takipleri bizde devam ediyor sorun yok, bebek de iyi" ifadelerini kullandı.