Tatilin kanser hastaları için hem fiziksel hem de moral olarak çok faydalı olabileceğini belirten uzmanlar dikkat edilmesi gereken yönleri açıkladı. Ayrıca etkili güneşe direk çıkılmaması ve kemoterapinin terle atıldığı için kıyafet ve havluların ayrı yıkanması gerektiğine de dikkat çekildi. Kanser tedavisinin hastaların rutin yaşamını mümkün olduğunca değiştirmemesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Demiray şunları söyledi: Tatil, kanser hastalarının tedavisinde engel yaratmamalı. Tatil kendisiyle beraber kaygıyı ve soru işaretlerini beraberinde getiriyor. Enfeksiyon riskleri, kalabalık ortamlar, vücut direncinin düşmesi, kronik hastalıklar kanser hastaları için tatilde risk olabilmekte. Kanserle karşılaştıktan sonra hayatınızda bazı değişiklikler yapmanız gerektiği gibi tatilde de birtakım önlemler almak gerekebilir. Onkologlar hastaları mevcut alışkanlıklarının ve hayatının içinde tutabildiği ölçüde başarılı. Hatta daha önce rutin olan ve sıkıldığınız işlerin de devam etmesi ve onlardan hala da sıkılıyor olmanızı tercih ederiz. Kanser tedavisi gören ve kanserli hastalarımızın da yazın güzelliklerinde ve nimetlerinden yararlanmaları gerekmekte. Kemoterapi görüyor dahi olsanız tatil programınızı aynı eskiden olduğu gibi yapın. Aynı heyecan ve istekle. Kemoterapinizi hekimleriniz sizin tatilinize göre ayarlayabilir.
 

Güneşe maruz kalınmamalı


Prof. Dr. Demiray kemoterapi alan hastaların gün ışınlarının direk temas etmediği saatlerde sahilde dinlenebileceğini, kemoterapiden sonra güneşlenilmemesi gerektiğini belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: Kemoterapi sonrasında terlemeniz durumunda kemoterapi ilaçları terinizle de atılacağı için bu durumda kullanacağınız giysi ve havlularınızı ayrı olarak yıkamak daha doğru olacak. Ancak toksik maddelerin atılımı sizi daha da rahatlatacak. Kemoterapi sonralarında güneş ışınlarına direkt maruz kalmamaya özen göstermek yanında koruyucu kremleri de kullanmayınız ki cildiniz rahatlıkla toksik maddeleri atabilsin. Ancak kemoterapi almadığınız durumlarda güneşlenmenizde de sakınca yoktur. İyi bir tatil, tedavinizin bir parçası ve daha başarılı bir tedavinin katkı sağlayıcısı olabilir.
Dr. Füsun Tokatlı ise etkili güneşe ve kışın soğuk rüzgara maruz kalınmaması gerektiğine dikkat çekti ve şunları söyledi: Tedavi gören bölge cildi inceltir ve hassaslaştırır. Radyoterapi görmüş alanlarda ağrı, ciltte koyulaşma ve sertlik gelişebilir. Güneşe maruz kalmak cildi tahriş edeceği gibi, reaksiyon riskini de arttırır. Tedavi bitimini takiben en az 1 yıl süreyle, tedavi gören bölgenin kuvvetli güneş ışığından korunması gerekir. Bu süreden sonra bile bazen cilt hassasiyeti devam edebilir ve özel bakım gerekebilir. Bu durumda yüksek koruma faktörlü güneş kremleri kullanarak güneşe çıkılabilir. Sadece güneş değil, hamam, kaplıca ve sıcak su buharına maruziyet dahi kaçınılması gerekilen durumlar. Böyle bir durum söz konusu olduğunda hastaların mutlaka radyoterapi yapan doktoruna başvurmaları gerekli.
Editör: Haber Merkezi