Kübra Topal-Kanserle Mücadeleyi Destekleme Derneği Başkanı Mevlüt Yılmaz, 'Kanser, dünyada ve ülkemizde sebebi bilinen ölümler sıralamasında kalp ve damar hastalıklardan sonra ikinci sırada gelen önemli bir toplum sağlığı problemi. Verilere baktığımızda dünya nüfusunun artışı ve nüfustaki yaşlanmaya bağlı olarak 2025 yılında toplam 19,3 milyon yeni kanser vakası ortaya çıkacak' dedi.



Türk Kanser Vakfı'nın, 'Türkiye'de her sene 500 bin kişi kanser oluyor. Bir 10 sene sonra facia geliyor. Bunun altından SGK kalkamaz. İlk önce  taramaları yaptırmak zorundayız' açıklaması ile ilgili konuşan Kanserle Mücadeleyi Destekleme Derneği Başkanı Mevlüt Yılmaz, 'Kanser, dünyada ve ülkemizde sebebi bilinen ölümler sıralamasında kalp ve damar hastalıklardan sonra ikinci sırada gelen önemli bir problem.Verilere baktığımızda dünya nüfusunun artışı ve nüfustaki yaşlanmaya bağlı olarak 2025 yılında toplam 19,3 milyon yeni kanser vakası ortaya çıkacak' dedi.

Kanserin, dünyada ve ülkemizde sebebi bilinen ölümler sıralamasında kalp ve damar hastalıklardan sonra ikinci sırada gelen önemli bir toplum sağlığı problemi ve bu çerçevede kanserden korunmanın büyük önem arz ettiğini hatırlatan Yılmaz, 'Ülkemizde yılda yaklaşık 175 bin kişiye kanser teşhisi konulmakta. Üçte ikisi erkeklerde görülmekte, bölge veya şehirlerimiz arasında kanser görülme sıklığı açısından önemli farklılıklar var. Bununla birlikte, ülkemizdeki kanser vakalarının önemli bir kısmı sigara ve obeziteyle ilişkili' dedi.
'Biz farkındayız, kanseri yeneceğiz' sloganıyla farkındalık yaratmayı hedeflediklerini, kanser vakalarının üçte birinin önlenebileceğini belirten Yılmaz, 'Çevresel etkenler kanser oluşumunda % 90-95 oranında etkili. Kanser oluşumunda etkisi olan kötü beslenme, hareketsiz yaşam, tütün ve alkol kullanımı ile güneş ışığının zararlı etkilerine maruz kalma gibi çevresel etkenlerin kontrol altına alınması kanser görülme sıklığını azaltacak. Dolayısıyla sağlıklı yaşam davranışları ile kanserden korunmak mümkün olabilmekte ve tarama programları sayesinde erken teşhis konularak yaşam süreleri uzatılabilmekte' dedi.


Tüm kanser tedavileri ücretsiz


Türkiye'de tüm kanser tedavilerinin ücretsiz yapıldığını belirten Yılmaz, 'Modern tıptaki stardart bütün tedavilere ulaşılabilmekte. En sık görülen kanser türleri ise 'Meme, akciğer, prostat, yemek borusu, mide ve bağırsak kanserleri. İnsanların bu konuda bilinçlenmesi gerek' dedi. Kanserin belirtilerini bilmenin hastalığın erken teşhisi açısından önemli olduğunu 'Erken teşhis hayat kurtarır' prensibiyle KETEM ile ortak çalışmalar sürdürdüklerini söyleyen Yılmaz, 'Kanser Erken Teşhis ve Tarama Merkezimiz (KETEM) bünyesinde; meme, kolorektal ve serviks kanserlerine karşı tarama hizmetleri ücretsiz olarak verilmekte' dedi.


2030'da her evde bir kanserli olabilir


Kan Ordusu Kanser Derneği Başkanı Serhat Aytan, 'Geçen yıl bir programda bu işin uzmanı olan iki doktorun açıklaması beni çok ürküttü. 2030'da Türkiye'de her evde bir kanserli olacağını söylemişlerdi. Gidişat onu gösteriyor, çünkü biz çocuk hemotoloji ve onkoloji bölümündeki çocukları taburcu ediyoruz diye seviniyoruz. 1 hafta sonra boşalan odaların hepsi doluyor' dedi. SGK'nın bunu kaldıracak bütçesi olduğunu düşünmüyorum diyen Aytan, 'En basitinden bir örnek verecek olursak, bir ufaklığımızın ABD'den donörü çıktı. 37 bin doları SGK ödedi, 5700 doları aileden ödenmek zorunda kaldı. Baktığımızda donör ABD'de olduğu için bu rakamı aile ödedi, Almanya, Fransa, İsviçre'de çıktığı zaman biraz daha düşük rakamlar ödeniyor. ABD ve İngiltere'de çıktığı zaman fiyat farkı daha yüksek, 10 yıl sonra bu kadar hasta sayısı artacak ise SGK'nın bunları karşılayacak bir bütçesi olduğunu düşünmüyorum' şeklinde konuştu.
 

Kan bağışı yapabilecek kişiler azalacak


Kanserli insan sayısı arttıkça, kan ve trombosit bağışı yapabilecek insan sayısının azaldığına dikkat çeken Aytan, 'Kan bağışı formunda şöyle bir soru var, ailenizin içinde kan hastalığı geçiren var mı? Bu soru da bir elenme unsuru. Kişinin kendisi gayet sağlıklı ama evin içinde kan hastalığı olan biri varsa, o kişi kan bağışlamada eleniyor. İşte o zaman  bir 10 yıl sonra bağışçı bulmaktada zorlanacağız' şeklinde konuştu.


Tarım gıdaları bozuldu, onkolojik vaka sayısı arttı


Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nin bağış konusunda %100 başarılı olduğunu belirten Aytan, 'Bizim dernek tamamen İzmir'de olan Ege, Dokuz Eylül ve Tepecik Hastanesi'ne destek vermeye çalışan bir dernek. Bunun haricinde tamamen çocukları motive edecek, mutlu edecek şeylerin peşinde koşturuyoruz. Şu an her şeyi GDO'lu tüketiyoruz, tarım ürünlerimiz çok kötü durumda' dedi.
Serhat Aytan, televizyonda izlediği birkaç hocanın fikrine dayanarak, bu ülkede tarımsal gıdaların bozulmasıyla, onkolojik vaka sayısının arttığına dikkat çekerek, 'Biz bunun önüne geçemiyoruz ama en azından her şeyi mevsiminde yemeye dikkat edelim. Mevsiminde yediğimiz çok sağlıklı olmasa da kötünün iyisi diye düşünüyorum. Kan bağışı için de söylemek istediğim, kanın ömrü daha uzun ama trombositin ömrü 5 gün. Yani pazartesi verdiğiniz trombosit salı günü hastaya ulaşıyorsa daha kaliteli, perşembe ulaşıyorsa kalitisi düşmüş oluyor. Ege Üniversitesi'nde böyle bir sıkıntı yaşamıyoruz. Bağış gerçekten zor özellikle İzmir için konuşuyorum, Balçova ve Narlıdere bölgesinde oturan insanların Dokuz Eylül'e destek vermeleri gerekiyor. Çünkü Dokuz Eylül'de kan ve trombosit sıkıntısı var, Ege Üniversitesi bizim de çabamızla yoluna girdi ama biz sadece Ege ve Tepecik'e yetişiyoruz. Gönüllüler bu civarlarda oturduğu için Dokuz Eylül'de zorlanıyoruz ama Balçova ve Nalıdere halkı en azından önünden geçerken uğrayıp kan verirse oradaki ihtiyaç da giderilir' şeklinde konuştu.