Açıklanamayan eklem ağrıları, deride ve özellikle de güneş gören alanlarda kızarıklıklar, ateş, kilo kaybı gibi belirtiler Lupus hastalığının habercisi olabilir. Lupus, en sık 15-45 yaş arasındaki kadınlarında görülen, burun sırtından yanaklarına doğru uzayan, güneşe maruz kalmakla artan, kızarıklık; eklemlerde ağrı şişme; ateş, kilo kaybı; böbrek tutulumu; akciğer beyin kalp; kemik iliği gibi birçok organı etkileyebilen önemli bir hastalık. Herkes "Lupus" olarak bilse de aslında bu terim, geniş bir hastalık grubunu tanımlamak için kullanılıyor. Tek bir rahatsızlığı anlatmayan lupus, başlıca 6 hastalığı ifade ediyor. Bunların içinde en büyük kısmı halk arasında "kelebek hastalığı" olarak da bilinen sistemik lupus eritematozus (SLE) oluşturuyor. Lupus olgularının yüzde 70'i bu tanıyı alıyor. 'Kelebek Hastalığı' olarak da bilinen Lupus bağışıklık sisteminin, vücuda ait dokuları tanıyamaması ve bu dokulara savaş açması sonucunda ortaya çıkıyor. Nedeni tam olarak bilinmeyen Lupus'un genetik yatkınlığın dışında; enfeksiyonlar, hormonlar, ultraviyole ışınları, bazı kimyasal maddeler ile ilişkili olduğu düşünülüyor. Prof. Dr. Mehmet Soy, Lupus ile ilgili merak edilenleri şu şekilde aktarıyor:

Bağışıklık sisteminiz vücudunuzu hedef alıyor

SLE, öncelikle 15-45 yaş arasındaki kadınlarında görülen, ana özellikleri burun sırtından yanaklarına doğru uzayan, güneşe maruz kalmakla artan, kızarıklık; eklemlerde ağrı şişme; ateş, kilo kaybı; böbrek tutulumu; akciğer beyin kalp; kemik iliği gibi birçok organı etkileyebilen önemli bir hastalıktır. Eldeki veriler değerlendirildiğinde genetik, enfeksiyonlar, hormonlar, ultraviyole ışınları, bazı kimyasal maddeler ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Bu faktörlerin etkisiyle, bağışıklık sistemi normal dışı işlevlerde bulunarak kendi dokularına karşı savaş vermeye başlar. Özellikle burun sırtından yanaklara doğru uzanan, sıklıkla güneşe maruz kalınması sonrası ortaya çıkan, üzerinde sivilce içermeyen ve iyileşince hafif deri koyuluğu dışında iz bırakmayan kızarıklık SLE vakalarında karşılaştığımız olgulardır. Bu lezyon kelebek kanadını andırdığı için SLE, Kelebek hastalığı olarak da adlandırılır.

Genetik faktörler belirleyici

Sağlıklı bir popülasyonda SLE gelişme olasılığı yüzde 0.18 iken SLE'li bir kişinin sağlıklı birinci derece akrabasında SLE gelişme olasılığı yüzde 1.7 ilâ yüzde 12 aralığına kadar gösteriyor. Ayrıca SLE'li bir annenin kız çocuğunda yüzde 10 olasılıkla SLE geliştiğini görüyoruz. Ek olarak SLE'li annenin çocuklarının yüzde 25 kadarında çeşitli otoimmün hastalıklar (Hashimtoto tiroiditi, Vitiligo, Romatoid artrit....) gelişir. İkiz çalışmalarında görülmüştür ki, tek yumurta (Monozigot) ikizlerden birinde SLE varsa diğerinde de yüzde 50 olasılıkla SLE gelişir. Çift yumurta ikizlerinde bu olasılık yüzde 5'tir. Tüm bu sonuçlar göstermiştir ki; SLE gelişiminde genetik faktörler çok önemli.
Kelebek hastası kadınlar için gebelik yüksek risk taşıyor. Dolayısıyla bu hastaların doğum kontrolü de büyük önem kazanıyor.

Tedavisi nasıl yapılır?

SLE tedavisi, birçok iltihaplı romatizmada olduğu gibi, uzun ve karmaşıktır. Genel olarak; hastaların uzun süreli güneşten kaçınmaları; düzeli bir hayat sürmeleri, enfeksiyonlara karşı önlem almaları, düzenli beslenmeleri, kimyasal içerikli gıdalardan uzak durmaları ve aşırı stresten kaçınmaları önerilir. Ayrıca düzenli takiplerini aksatmamaları; ilaçlarını hekimine danışmadan kesmemelerini, kadın hastaların gebelik planlarını mutlaka hekime danışarak yapmaları gereklidir. Kelebek hastalığının tedavisinde, özellikle organ tutulumu olan hastaların yüksek doz ve uzun süreli kortizon kullanması gerekebiliyor. Bağışıklık sistemi üzerine etkileri nedeniyle iltihaplı birçok romatizmal hastalığın tedavisinde çeşitli doz ve sürelerde kullanılsa da halk arasında kortizon kullanmanın kesinlikle zararlı olduğu şeklinde yaygın bir yanlış inanış var. Elbette her ilaç gibi kortizon da gereksiz yere kullanıldığında zararlı olabiliyor. Ancak bu hastalık başta olmak üzere birtakım rahatsızlıklar kortizon kullanılmadığı takdirde hastaya daha fazla zarar verebiliyor. Örneğin; hastanın aktif SLE'si var ve rahatsızlığı böbrek, beyin ya da diğer bir organı tutmuşsa yüksek dozda kortizon kullanılmaması yaşam kaybına varan sonuçlara yol açabiliyor. Gerektiğinde, hekimin önerdiği dozda ve sürede kortizon kullanılabiliyor.
Editör: Haber Merkezi