Rene Descartes, Fransız matematikçi, bilim insanı ve filozoftur. Batı düşüncesinin son yüzyıllardaki en önemli düşünürlerinden biridir. Düşünmek var olmaktır diyen Descartes "Düşünüyorum o halde varım" düşüncesini ortaya koymuştur.

* * *

Rene Descartes "Düşünüyorum o halde varım" düşüncesini erkek-kadın ayırımını yapmadan ortaya koymuştur.
Yani düşünenin sadece "insan" olduğunu ve var olma gerekçesini de düşünüyor olmasına bağlamıştır.

* * *

Değerli okurlarım, eğer "insanın" içinden sadece kadını çeker alır ve onun görevinin sadece evinin dört duvarı içinde çocuk bakmaları gerektiğini söyleyen düşünceler ortaya atılırsa!...
Yeri geldiğinde kadın baş tacıdır, yeri geldiğinde kadın hakları, yeri geldiğinde kadın üretendir, yeri geldiğinde kadın annedir ve yeri geldiğinde de kadın en iyisini bilir, düşünür denilirse!...
Daha sonra iş gerçeğe dönüştüğünde "... o halde yoksun" cümlesi söylenmeye başlanırsa!...
Bunun adı takiyye olmaz mı?...

* * *

Herhangi bir düşünceyi, herhangi bir üretimi, herhangi bir ufku ortaya koyan insanların;
Topluma sağlayacağı fayda mı önce göz önünde bulundurulur?
Yaksa bu faydayı sağlayanların cinsiyetleri mi ön planda bulundurulur?...
Elbette ki düşünenin, üretenin cinsiyeti ne olursa olsun öncelikle topluma sağlayacağı fayda önemlidir ve ön planda tutulur.
Yani düşüncenin ve üretimin cinsiyeti yoktur...
Öyle ise neden kadın erkek ayırımı yapılıyor?...
Neden kadın ve erkek birlikte düşünüp birlikte var olmuyoruz, birlikte üretip topluma fayda sağlayıp birlikte paylaşmıyoruz?...
Neden...
İster kadın olsun ister erkek olsun ekonomik özgürlüğü olmayan bir insanın hiçbir özgürlüğü yoktur. Hele yaşadığımız bu ortamda işsizliğin çığ gibi büyüdüğü, yoksulluğun giderek arttığı bir ortamda evine ekmek bile götüremeyen, geleceğine ümitle bakamayan milyonların düşünceleri de üretimleri de ellerinden alınarak AKP'nin sadaka ve biat kültürüne mahkum edilmiştir. Yani ekonomik özgürlükleri ellerinden alınmıştır.
Şimdi böyle bir ortamda (kadın ve erkek insan olarak) düşünebiliyorum öyleyse varım diyebiliyor muyuz?...
Var olmak için düşünmek gerekir. Düşünmek için de üretmek gerekir. Üretmek için de ekonomik olarak özgür olmak gerekir...
Peki özgür müyüz?...
Öyle ise bu ekonomik özgürlük; anayasayı kendi zihniyetleri doğrultusunda değiştireceğim diyenler, kadını evde en az üç çocuk büyütecek bir varlık olarak görenler ve düşünenler tarafından ne zaman gündeme getirilecek?....
İşte sorun burada...
Var olmak insanların ekonomik özgürlüğüne kavuşması ile gerçekleşir.
Bu ortamı yaratacak olan da iktidardır...
Peki on dört yılda bu ortam yaratıldı mı?...
O halde Descartes'in dediği gibi "var olmak" için düşünmenin yollarını aramalıyız, bulmalıyız...
Geç olmadan...