İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Çeşme Çiftlikköy’deki Tiny House türü konutları yıkması, ardından Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan’ın, , “Urla'da kırsal soylulaştırma ile tarım alanlarının zenginler tarafında satın alınıp konutlaştırıldı. Urla'da tarımsal üretim düştü. Bunu engellemek istiyoruz” açıklaması gündeme bomba gibi düştü. Tiny house için, yeni gecekondulaşma türü diyenler bile var. Tarlaların üzerine “Hobi bahçesi” adı altında yapılan konutlar ise karınca gibi çoğalıyor. Yarımada’da neredeyse ekili tarla kalmadı. Hepsinin üzerinde önce küçük prefabrik konutlar yapılırken, artık iki üç katlı villalar yapanlar bile var. Tiny House sahipleri kendilerini, “Kendi arsamız veya tarlamız üzerine tekerlekli Tiny house’ları koyuyoruz. Bu tamamen yasal kimse karışamaz, yıkamaz” diye savunuyorlar.
Peki gerçekten durum bu kadar basit ve masum mu?
Tiny house sahiplerinin savunması ve gerçek durum
"Tiny House" sahipleri kendilerini savunurken, bu evleri kendi arsalarına veya tarlalarına yerleştirdiklerini ve bu durumun yasal olduğunu iddia ediyorlar. Ancak, bu küçük evlerin artışı, tarım alanlarının yok olmasıyla sonuçlanıyor ve bu da tarımsal üretimi olumsuz etkiliyor.
Tarla ve arazi değerlerindeki anormal artış
Türkiye'de tarla ve arazi değerlerindeki anormal artışlar, "Tiny House"lar ve benzeri uygulamalarla ilişkilendiriliyor. Özellikle tarım arazilerinin parsellenip konut alanına dönüştürülmesi, tarım sektörünü olumsuz etkiliyor ve tarım ürünlerinin fiyatlarını artırıyor.
Yasal olmayan uygulamalar ve belediye işbirliği
Tarlaların yasal olmayan şekilde parselleyip satılması ve "Tiny House"ların tarım alanlarına yerleştirilmesi, belediyelerin bu konudaki denetimlerinin yetersizliğini de ortaya koyuyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin "Tiny House"ları yıkması ve Urla Belediyesi'nin destek vermesi, bu konunun ciddiyetini gösteriyor.
Tarım alanları korunmalı
Sonuç olarak, tarım alanlarının korunması ve tarımsal üretimin desteklenmesi önemlidir. "Tiny House"lar gibi uygulamaların tarım alanlarına zarar vermemesi için gerekli önlemlerin alınması ve yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde, Türkiye tarım alanlarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilir.
