British Museum'da yapılan son araştırmalar, yaklaşık 3 bin yıl öncesine ait antik Babil haritası ‘Imago Mundi’ üzerinde dikkat çekici detaylar ortaya çıkardı. Araştırmacılar, dünyanın en eski haritası olarak kabul edilen bu tablet üzerinde, Nuh’un Gemisi’ne dair anlatıların izlerine ulaştı. Daily Mail'ın haberine göre özellikle, haritada yer alan Ağrı Dağı detayı, Nuh’un Gemisi’nin şekli ve boyutlarıyla örtüşmesi nedeniyle yeni tartışmalar başlattı.
British Museum küratörü Dr. Irving Finkel’e göre, “parsiktu” olarak adlandırılan ölçü birimi, antik Babil metinlerinde geminin büyüklüğünü tanımlamak amacıyla kullanılmış. Bu kelime, ‘dev bir tekneye’ işaret ediyor ve Babil mitolojisindeki Tanrı Ea’nın tufandan koruma amacıyla insanları gemi inşa etmeye yönlendirmesiyle benzerlik taşıyor. Babil tabletlerinde yer alan bu anlatı, İncil’deki Tufan hikâyesinin öncüllerinden biri olarak kabul ediliyor.
Ağrı Dağı ve Nuh’un gemisi tartışması
Antik metinlerde Mezopotamya’dan Urartu’ya uzanan yolculukların izlerine rastlanırken, bu tablet üzerindeki haritada dağ sembolleri bulunması, bu yolculuklarda Ağrı Dağı gibi bölgesel detayların geçmişte mitolojik anlatılara katıldığını düşündürüyor. Gılgamış Destanı gibi Sümer anlatılarında da görülen Tufan öyküsü, yaklaşık 5 bin yıl öncesine dayanan Babil efsaneleriyle bağlantılandırılıyor.
Arkeolojik çalışmalar da Ağrı Dağı’nın bu tartışmalardaki yerini pekiştiriyor. İstanbul Teknik Üniversitesi öncülüğünde yürütülen çalışmalarda, 3 bin ila 5 bin yıl öncesine tarihlenen deniz kabukları ve kil kalıntıları bulunmuş durumda. Ancak Sidney Üniversitesi’nden Dr. Andrew Snelling, Ağrı Dağı’nın oluşumunun Tufan sonrası döneme denk geldiğini savunarak bu görüşe karşı çıkıyor.
Antik metinlerin etkisi
Tarih boyunca kültürden kültüre evrilen Nuh’un Gemisi anlatısı, özellikle Mezopotamya kökenli antik metinlerde dikkat çekici bir şekilde yer buldu. Imago Mundi gibi Babil tabletleri, bu anlatıların insanoğlunun kolektif hafızasında nasıl yer edindiğine dair önemli bilgiler sunuyor. Ancak bilim insanları, Tufan hikayesinin kelimesi kelimesine gerçek olarak kabul edilmesindense, bu anlatının sembolik değerine odaklanılması gerektiğini belirtiyor.