İzmir Kültürpark Sanat Merkezi'nde Zafer Partisi'nin İkinci Olağan Kongresi'nde konuşan partinin Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, tehditlere ve hakkında açılan davalara ilişkin "Beni öldürmeden bu mücadeleden vazgeçmem. Mustafa Kemal'in boynuna idam ipi astınız, o mücadeleye devam etti; ben de bu mücadeleye ölene kadar devam edeceğim" dedi.
Haber Ekspres gazetesinden Turgay Kılıç'ın haberine göre, Zafer Partisi'nin İkinci Olağan Kongresi İzmir Kültürpark Sanat Merkezi Konferans salonunda yapıldı. Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın katıldığı kongrede, Parti Sözcüsü Azmi Kahramahmutoğlu, partinin İzmir İl Başkanı Naşit Birgüvi ile partinin diğer illerden gelen üyeleri, il başkanları ve delegelerinin katılımıyla başladı.
Delegelerinin 14.00'da oy işlemine geçmesinin ardından salona akın akın gelen üyeler, gençlik kollarının 'Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'ne 'bozkurt' işaret yaparak tek ağızdan gür sesle okuması, salondakiler tarafından eşlik edildi. İl Kongresinin tek adayı İzmir İl Başkanı Naşit Birgüvi, tek adaylığın verdiği güvenle seçime gitti.
"Çok korktum"
Zafer Partili Özdağ, partisinin ikinci olağan kongresi için İzmir'de sert konuştu. Kendisi hakkındaki tehditlere boyun eğmeyeceğinin altını çizen Özdağ, "Bugünlerde de yine iktidarın, başyazarının yazısında Zafer Partisi ve Ümit Özdağ, 'milli güvenlik tehdidir' diyor. Bu ülkede Hizbullah geleneğinden gelen ve onu terör örgütü kabul etmeyen HÜDAPAR, milli güvenlik tehdidi değil, ortağınızdır. Binlerce asker ve polisimizin, öğretmenimizin, istihbaratçımızın, vatandaşımızın kanına girmiş olan PKK ve onun siyasette uzantısı DEM Partisi, milli güvenlik tehdidi değil; ama Zafer Partisi ve Ümit Özdağ milli güvenlik tehdidi oluyor değil mi? Canınız cehenneme. Beni siyasetten yasaklayacakmışsınız, çakma bir dava üzerinden. Çok korktum. Beni öldürmeden bu mücadeleden vazgeçmem. Mustafa Kemal'in boynuna idam ipi astınız, o mücadeleye devam etti; ben de bu mücadeleye ölene kadar devam edeceğim" şeklinde konuştı.
"Çözüm önerilerimizi Ankara'da paylaşacağız"
Başkan Ümit Özdağ, "Bir kısım oyu partisilerine aktarıtrken onlar bile zafer'in yükselşişini görmek zorunda kalıyorlar. Sİzler de günlük yaşamında partimizin yürk halkı tarafından her geçen gün daha çok anlaşıldığını, ilginin desteğini de görüyorsunuz. Zafer Partisi bir makam misyonu değildir, bir vatan mücadelesidir. 8 Aralık'ta Ankara'da kurultayımız olacak. Türkiye siyasetinin üzerinde çok konuşacağız. Burada ise aynı zamanda Türkiye için çözüm önerilerimizin bir bölümünü daha Türk halkıyla paylaşacağız. Biz, dinamik bir partiyiz ve dinamik parti olarak hem geçmişte gelen ve bugün yaşanan sorunları tespit ve çözüm önerilinier getirip Türkiye'nin gündemine gelecek sorunları ön gördüğü çözüm önerilerinin Türk halkının gündemine sunacağız. Bundan sonraki çzmümlerde Cumhurbaşkanı seçimleri de olsa parlamento seçimleri de olsa, her iki seçimde de Zafer Partisi zafere inanan türk milletinin zaferine inanan kadorlarıyla seçim sonuçlarını Türk milletinin lehine şekillendirecek sonucu muhakkak alacaktır" dedi.
DEM ve HÜDAPAR'A kırmızı çizgi
Zafer Partisi Başkanı Ümit Özdağ, "Bizler, DEM'le el sıkışmayız ve HÜDAPAR'ın elini havaya kaldırmayız. DEM Parti Milletvekili Garo Paylan'ın beni hedef gösterdiği ifadesini de bir iltifat kabul ediyoruz. Bir Talatlar ölür, bin Talatlar doğar. Paylan, bunu söylerken bir amacının da beni bir suikastın hedefi yapmak istediğini biliyorum. Emniyet Genel Müdürü Koruma Daire Genel Başkanı, sen de biliyorsun bunu değil mi? İçişleri Bakanı Ali (Yerlikaya) sen de bunu biliyorsun değil mi? Bu açıklamanın amacının beni hedef gösterenlerini, bana gelen herhangi bir suikast saldırısının önünü açar. Şayet böylesi bir şey olursa, bunun müsebbibi İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'dır, siyasi terör örgütleridir. Tüm tehditlere rağmen, yolumuza arkadaşlarımızla devam edeceğiz. Çünkü Zafer Partisi, kurulduğu zaman AKP'si, CHP'si ve İYİ Parti'si sığınmacı ve kaçakların kalması üzerinde uzlaşmışlardır" şeklinde dile getirdi.
İYİ Partili Dervişoğlu'na çağrı
Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ, İYİ Parti Genel Başkaı Musavat Dervişoğlu'na çağrıda bulunarak "Sizin de belirttiğiniz bir televizyon kanalında karşı karşıya gelelim ve 13 milyon sığınmacının nasıl vatanlarına geri gönderilmesini tartışalım. Simdiden söyleyeyim ki, çalışın. 2011 yılında olaylar başkladığına bu konuda hiç bir plan yaptığınız mı? O dönemlerde bu stratejiyi kamuoyuna ilettiniz mi? Ve ayrıca 2011'den sonra bu konuda bir çalışmalar oldu mu sizin nazarınızda? 2012'den 2024'e kadar bu konuda kitap yazdınız mı? Yok. Milli güvenlik için 'ne iş olursa yaparız abi' demekle olmaz. Güvenliği asla bu şekidle sağlayamazsınız. Milli güvenlik de Zafer Partisine emanettir. Bu çerçevede üzerinde partimiz olarak durdurğumuz Türkiye'nin gündemine Erdoğan sıkıştıkça getirdiği Anayasa değişikliği var. Oysaki Türk halkında bu yok. Türk halkının gündeminde ekonomik kriz, sefalet, açlık, 85 yaşındaki kadınların sokakta kağıt mendil satarak kazandığı parayla ekmek ve ilaç alması var. Türk halkının gündeminde son beş yılda en yüksek gelir grubu hariç topladıkları milli gelirden aldığı payın azlaması var. Türk halkının gündeminde adaletsizlik ve soygun düzeni var" eleştirisini yaptı.
Cemil Tugay'a "Basmane Çukuru" üzerinden "neden devrettin" tepkisi
Naşit Birgüvi, İzBB Başkanı Dr. Cemil Tugay'ın 'acemilik' döneminde Karşıyaka'da bazı ihalelerin Cengiz Holding'e vermesi üzerine eleştirilerini sıralarken Basmane Çukuru'na değindi.
Başkan Birgüvi, "Yollarda gelirken rezil bir kokuyla, İzmir'i batıya açılan pencere olarak görülen İzmir'i rezil eden başkandan bahsedeceğim. Acemilik döneminde Karşıyaka Belediye Başkanıyken, orada kupon bir semt olan Mavişehir'de belediyenin arazisinin dörtte birinin yandığı bir bedelle beşli çeteye satmıştır. Bunu da acemliğine denk geldiğini itiraf etmişti. Bunu ise Cengiz İnşaata satmıştı. Satmamış olsaydı Sayıştay raporuyla hükümet bu konuda mutlaka ceza çıkaracaktı. Memleketin malını ise bu alanda peşkeş çekiyorlar. Mavişehir de yetmedi. Şimdide de 'Basmane Çukuru' diye nitelenen sonrasında Buca metrosunun da topraklarını oraya doldurup orayı da çukur olmaktan çıkaran ve 21 dönümlük bir araziyi, güç birliği denilen bir holding tarafından zamanında satın alınmıştır. Zamanında ise bir EGS Bank denilen bir bankanın ortağıydı. Orada teknoloji merkezi yapılması isteniyordu ve hafriyat çalışmasıyla çukur dediğmiz seviyede dev çukurlar açıldı. Yönetmeyi durdurma kararıyla duruş o duruş. 28 yıl atıl kalan Basmane Çukuru, İzmir'in otobüs terminaliydi. ESHOT otobüslerinin de garajı olarak kullanılan bir yerdi. 21 dönümlük yer 28 yıldır atıl beklerken usta belediye başkanımız, depremde yıkılan ve hasar gören büyükşehir belediye başkanlık binasını yerine bir bina dikmesi karşılığında özelleştirme idaresine devretme anlaşması yaptı" diyerek sert çıktı.
"İzmir'den sanki intikam alıyorlar"
Günde 150 bin ve 200 bin ton civarında kirli atığın ve evsel atığın İzmir Körfezi'ne döküldüğü bir İzmir'de yağma dönen, foseptik çukuruna dönen körfezde milyonlarca balık ölürken onlar arka kapılarda binlerce liralık satışlar yapıyor. Merkezi hükümetin 'senin neden arıtmaların çalışmıyor' demesi gerekirken el ele verip İzmir rantının nasıl paylaşıldığına bakıyor. İzmir, böyle yönetiliyor. Biz, seçim zamanında da haykırdık, şimde de haykırıyoruz. Merkezi hükümetin de yerelin de hayırlı işler yapılmadığı gibi İzmir'den sanki intikam alıyorlar. 2023 bütçesindeİizmirli merkezi yönetimine 440 milyar dolar ödenek ayrılmış. İzmir her şeyden mahrum bırakılıyor" dedi.
Öte yandan SOLOTÜRK'ün 'tasarrfu tedbirleri'ne takıldığı hakkında konuşarak "9 Eylül'de her yıl SOLOTÜRK gösteri yapardı, bu sene ise tasarruf genelgesi var diye İzmir'den intimak alırcasına İzmirliyi mahrum bıraktılar. Madem tasarruf tedbiri varsa, Adana'da ise SOLOTÜRK gösteri yaptı. İzmir'e gelince 'tasarruf', Adana'ye gelince kepçeyle veriliyor. Siz İzmir'den intikam alıyorsunuz. İzmir'e hiçbir şekilde hizmet getirmiyorsunuz. Zafer Partisi olarak öyle bir güçlü çıkalım ki AKP ve CHP'ye de haddini bildirelim" işaretini verdi.